Mihalıççık Belediyesi tarafından ‘’Yunus Emre’nin düşünce dünyasını ve insan merkezli yaklaşımını yaşatmaya yönelik çalışmalara katkı sunan kişi ve kurumlara’’ verilen bir ödül var.
‘’Yunus Emre Onur Ödülleri’’ olarak adlandırılıyor.
Bu yıl 4’ncüsü dağıtıldı.
Ödül verilen 2 kişiden birisi Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen…
Ödülünü alırken yaptığı bir duyuru var.
‘’…Şu andan itibaren siyaseten kendimi emekli ettiğimi duyuruyor, Atatürk ve Yunus Emre sevgisi olan hocanız sıfatıyla sizler arasında sevgilerinizle ve ömrümün kalan kısmını böylece tamamlama dileğimi beyan ediyorum.”
Duyurusu böyle…
Yılmaz Büyükerşen, 25 yıl kesintisiz Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapmış bir isim…
Bu süre içerisinde yapılan milletvekili seçimlerinde de yerel seçimlerde de CHP’nin adaylarının belirlenmesinde etkili oldu.
Aslında ‘’CHP’ni aday listelerine damgasını vurdu’’ dense olur.
Bir ödül töreninde yaptığı ‘’siyaseti bıraktım’’ duyurusu, doğal olarak merak uyandırıyor, ‘’neden’’ sorusunu oluşturuyor.
Gazeteci arkadaşımız, EHA Yazı İşleri Müdürü Ayşe Uçak, ‘’neden’’ sorusunu Yılmaz Büyükerşen’e yöneltmiş…
Yılmaz Büyükerşen, ‘’gördüğüm lüzum üzerine’’ ya da ‘’kişisel nedenler ‘’ ve benzeri sözlerle soruyu geçiştirmiyor.
‘’Soruya yanıt’’ olarak diyor ki;
“Siyasette gerekli samimiyeti, gerekli iş birliği yapma gibi hasletler yok. Onun için boşu boşuna üzülüyorum. Kimi davranışlar hıyanet oluyor kimi davranışlar abartı oluyor. Bunun gibi bir sürü şey.
Siyasetten bıktım. Samimiyet olmamasından dolayı siyasetten bıktım.
Siyaset dedikodudur, iftiradır, çekememezliktir. Siyaset dürüst bir icraatın yapılabildiği bir alan değildir ne yazık ki memleketimizde. Şehrimizde özellikle…”
Yılmaz Büyükerşen’in söyledikleri oldukça dikkat çekici…
‘’Sitem’’ olarak nitelendirmek yanlış olmaz…
Belli ki, çok kırılmış…
Ayşe Uçak, onu da soruyor.
“Bu süreçte sizi kıran bir şey yaşandı mı?”
Yılmaz Büyükerşen, bu soruya da ‘’kaçamak’’ yanıt vermiyor.
Düşüncelerini açıkça söylüyor.
“Hesabını tutmuyorum o işlerin. Aktif siyaseti bırakmak en iyisi… Hiç olmazsa insanları göründükleri şekli veya yaptıkları işlere göre tarafsız olarak değerlendirme fırsatını buluyorsun.
Ben insanı kâmil arıyorum. İnsanlarla boğuşmaktansa… İyi insanla kötü oluyorsun, kötü insanla bakıyorsun onun iyiliği için iyi olmak zorunda kalıyorsun.
Samimiyetsizlik siyasete hakim. Eskişehir’de siyasetin içerisinde, siyasi kavgaların, siyasi iftiraların, yalanların, dedikoduların içerisinde olmak istemiyorum. Eskişehir’de bir hoca olarak kalmak istiyorum. Eskişehirlilerin 25 sene aralıksız, artan oylarla her beş senede beni büyükşehir belediye başkanı yaptıkları bir şehirde hoca olarak kalmak istiyorum.”
Yılmaz Büyükerşen’den yine ağırlığının ‘’kırgınlık’’ ifadesi oluşturan bir yanıt…
Aslında söyledikleri bu yazılanlar kadar değildir.
Kim bilir daha neler söylemiştir neler…
Söylediklerinden ancak bu kadarı ‘’yazılabilecek’’ türdendir.
Neyse…
Belli ki, Yılmaz Büyükerşen çok kırılmış…
‘’Siyasetten emekli’’ olmasının nedeni kırgınlık…
Tamam bu net olarak belli…
İyi de onun ‘’siyasetten emekli olma’’ kararı almasına neden olacak kadar büyük olan kırgınlığı yaratan nedir?
Ya da onu bu kadar kıran kimdir?
Yılmaz Büyükerşen’in sözlerinde bu sorulara yanıt olabilecek somut bir veri yok.
Ancak soruların yanıtını bulmak çok zor olmasa gerek…
Çoğu kişi ‘’nedir’’ ve ‘’kimdir’’ sorularının yanıtını anında bulmuştur zaten…