Sahada işler iyi gitmeyince hemen müdahale gerekir.
Kulüpleri yönetenlerin bu yüzden başvurduğu çeşitli metotlar vardır.
Takım içerisinde teknik heyet eliyle neşter vurulur kadro yapısına.
Kimileri kadro dışı bırakılır, kimileri takıma takviye edilir.
Hatta yine olmuyor ise transfer sezon beklenip, yeni takviyeler yapılır.
+++
Yönetimler için farklı bir çıkış noktası da “hoca değişikliğidir”
ülkemizde bir hayli popüler olan bu metot, sezon içerisinde defalarca kendisini gösterir.
“Taze kan” adı altındaki bu müdahale çoğu zaman da işe yarar.
+++
Ancak!
Bir de yönetimin kendisinden kaynaklı sorunlar ortaya çıkınca işler farklı gelişir.
Bunun tek müdahalesi vardır, o da yönetimin kendisini ortadan kaldırmasından geçer.
Yani alınan bir genel kurul kararı, kötü gidişe bir tedbir olarak zaman zaman başvurulan bir yöntemdir.
Ki;
çoğu zaman yine işe yarar.
++++
Eskişehirspor’da tüm bunları süreç içerisinde sıkça yaşıyoruz.
Teknik direktör değişikliklerinden tutunda, kadro içerisindeki yapılanmalara kadar pek çok yol deneniyor düze çıkmak için.
Ancak;
Genel Kurul kararı alınması meselesinde zaman zaman sorunlar yaşanıyor.
Bir türlü alınamayan kongre kararları takımın kötü gidişatına direk etki ediyor.
Bunun en büyük sancısını süper ligde yaşamış;
Bir türlü alınmayan genel kurul kararı yüzünden takımın çıkışı için kimseye şans tanınmamıştı.
+++
Bugüne de aynı manzaraları yaşıyoruz.
Hoca değişikliği, kadro rotasyonları falan tamam da;
“Yönetim bırakmalı” dediğimiz anlarda o karar bir türlü gelmedi.
Ligin başında mevcut yönetimin kongre kararı, psikolojik anlamda bile bir rahatlama getirdi.
Ancak kongrenin iptal edilmesi aynı oranda camianın üzerine adeta kara bulut gibi çöktü.
“Artık gidin” denilen bir ortamda mevcut yönetim işi daha da uzatma kararı aldı.
Ve maalesef bu süreçte eksi 3 puana daha engel olunamadı.
++++
Beklenen yeni genel kurul kararı bir eksi puanın daha ardından geldi.
Alınan kongre kararı elbette camianın nefes almasına yol açacak.
Fakat o nefes ne kadar derin olacak?
Bütün mesele bu…
çünkü ilk genel kurulu kararı uygulanmaya konulsaydı bugün belki de ne eksi üç puandan söz ediyor olacaktık;
Ne de maçlarda pisipisine kaybedilen puanları arıyor olacaktık.
Bu yüzden;
Tek dileğimiz alınan genel kurul kararında geç kalınmış olmaması olacak.
çünkü geçmişte geç kalınan genel kurul kararlarının başımıza nasıl işler açtığını gördük.
Umarız ortada geç kalınmış bir karar yoktur.
Ve dileriz ki;
“Keşke daha önceki kongre kararı uygulansaydı, puanlar silinmeseydi o zaman kulübü alır yaşatırdık” diyen gruplar kararlarından bugünkü şartlar yüzünden vazgeçmemiştir…