YÖNETİCİ İŞİNİN EHLİ OLMALI

Çalıştığı kurumda, yönetici olarak 4 yılını doldurmuş yöneticilerin, yeniden değerlendirmesi, 15 Ağustos 2014 itibarıyla tamamlanmıştı. Bu durumdaki 16 bin yönetici, önce okullarında, daha sonra da il milli eğitim müdürü,...

Çalıştığı kurumda, yönetici olarak 4 yılını doldurmuş yöneticilerin, yeniden değerlendirmesi, 15 Ağustos 2014 itibarıyla tamamlanmıştı. Bu durumdaki 16 bin yönetici, önce okullarında, daha sonra da il milli eğitim müdürü, iki ilçe milli eğitim müdürü ile il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinde, görev yapan iki şube müdüründen oluşan bir komisyon tarafından değerlendirildi. Değerlendirme sonucunda, 16 bin okul yöneticisinin, 7 bini aşkını, görevden alındı.
Türk Eğitim Sen Şube Başkanı Haydar Urfalı, görev süreleri uzatılmayan okul müdürlerinin, haklarını yargıda aradığını belirttikten sonra, "Bu aşamada yapılması gereken idarenin yargı kararlarını yasal süresi içerisinde herhangi bir tereddüde mahal vermeyecek şekilde, idarece uygulanmasıdır. Bu konuda idarenin herhangi bir takdir yetkisi bulunmamaktadır. Bu noktada yargı kararı uyarınca, okul müdürlerinin değerlendirmeye tabi tutuldukları okullara iade edilmesi gerekmektedir. " dedi.
Müdürleri değerlendirme, hangi kıstaslara göre yapıldı bilinmez ama İdarecilikte, deneyim ve tecrübe özellikle de işinin ehli olması şarttır. Ayrıca işinin ehli olmak, sadece bilgi sahibi olmak değildir. İşinin ehli, her şeyi bilen, kendisi çözen kişi, hiç değildir. Tam tersine, bildiğini çok iyi bilen, iyi gözlem yapan, her an güven ve ihtiyaç duyulan, kişidir.
İşin ehli yöneticiler, kaynak yaratır, ya da var olan kaynakları, en iyi şekilde değerlendirir, insanları takım haline getirir, doğru insanları, doğru yerlere yerleştirir ve onların ihtiyaçlarını karşılar, doğru teknolojileri alır ve teknolojilerin kullanılması konusunda eğitimler düzenler.
İşinin ehli yönetici, gerektiğin de az eğlenir ve daha çok çalışır, en önemlisi de yaşanılan yoğun stres, tahammül eder. Yeni bilgilere ve gelişmelere, ayak uydurabilmek için de kendini sürekli geliştirir. Hata yapma gibi, bir lüksü de yoktur. Çünkü söz konusu olan toplumdur.
Ayrıca Kur'an-ı kerimde ve hadis-i şeriflerde, işlerin ehli olana, yani layık olduğu kimselere verilmesi emrediliyor. Kur'an-ı kerimde, mealen buyruluyor ki:(Allah size, mutlaka emanetleri [işleri] ehli olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle davranmanızı emreder.) [Nisa 58]
İşinin ehli insanlar, hem Devletin, hem de kentlerin, yüz akıdır. O nedenle de görev, işi hakkı ile yapabilen kimseler verilmelidir. Adam kayırmak, adama göre iş vermek, o alanda, başarısızlığı önceden kabul etmektir. O nedenle de her zaman işin ehli ve işe göre adam seçmelidir.
İşinin ehli insanlar, düzenli, disiplinli ve planlı çalışan insanlardır, içinde bulundukları şartları değiştirerek, mutlaka iyi bir yere gelir. Bu şekilde çalışanlar, elbet bulundukları noktalardan daha üstlere tırmanabilir. Ayrıca işinin ehli insanlar, değişime uyum sağlarlar.
Yöneticiler, çalışanların motivasyonu ve iş verimi üzerinde olumlu gelişmeler elde etmek için, yönetici kademesinde bulunan tüm profesyonellerin, yönetim ve liderlik becerilerinin geliştirilerek, tüm yönetim süreçlerinde profesyonel bir anlayışın yerleştirilmesi büyük önem taşımaktadır.
Ayrıca yöneticiler, görevlerini başarılı bir şekilde gerçekleştirebilmek için, bazı yetenek ve özelliklere, sahip olmalıdırlar. Kendine güvenen ve başkalarına güven verebilen, olgun kişilikli, ilişkilerinde samimi ve empati yapabilen, geleceği görebilen yöneticiler, çalıştıkları kurumların başarısında, önemli bir role sahip olurlar. Yöneticiler, kurum içinde yetiştirilerek atanmalıdır.
Şu bir gerçek ki sınavla ve kayırma ile atanan yönetici işinin ehli değildir. O nedenle de 16 bin okul yöneticisinin, inandırıcı olmayan bir sınavla değerlendirilmesi ve 7 bini aşkını, 75 puanın altında puan alarak, görevden alınması yanlıştır. Bu şekilde yönetici atanması, tamamen kadrolaşmadan başka bir şey değildir. Nitekim görevden alınan birçok idareciler hakkında, yargı yürütmeyi durdurma kararı aldı.
Okullarda, yönetici sınavla değil, hiyerarşi içinde atanmalıdır. Yani bir idareci, önce öğretmen, daha sonra müdür yardımcısı ve sonra okul müdürü olmalıdır. Aksi idareci atamaları pek çok sorunu beraberinde getirirken faturası, öğrencilerimize ve ülkemize kesilir. Ayrıca ülkemizde, işinin ehli olmayan ve kayırmayla atanan yöneticiler, her zaman ülke açısından, problem oldu.
Nitekim Sayın Dr. GÜNAY, " Yöneticilerin, kayırmacılık ilkeleri doğrultusunda, belirlenmeye başlandığı, her dönemde, yönetimde bozulmalar, ardından da devletlerin yıkılmasına varan sonuçlar, ortaya çıkmaktadır." demiştir.

Haberleri