YUNUS EMRE VE MEVLANA

Ramazan Bayramı’nı, Konya’ da geçirdik. Konya’da kaldığımız her gün Mevlana Türbesini ziyaret ettik. Mevlana Konya için, velinimet. Her gün onlarca ziyaretçi Mevlana Türbesini ziyaret ediyor. Ramazan Bayramı’nda, Konya- Ankara...

Ramazan Bayramı'nı, Konya' da geçirdik. Konya'da kaldığımız her gün Mevlana Türbesini ziyaret ettik. Mevlana Konya için, velinimet. Her gün onlarca ziyaretçi Mevlana Türbesini ziyaret ediyor. Ramazan Bayramı'nda, Konya- Ankara arasında, hızlı tren' in bedava oluşu, ziyaretçi sayısını daha da artırdı. Özellikle de Japonlar, Mevlana' ya büyük rağbet gösteriyorlar.
Mevlana Türbesine ziyarette, sürekli Yunus Emre'yi hatırladık. "Eskişehir'de, Yunus Emre ile bu tablo nasıl yaşayabilir? "sorusuna cevap aradık. Ancak Yunus Emre'yi, ulusal ve evrensel anlamda, yeteri kadar tanıtamadık. Oysa Yunus Emre de, Eskişehir için bir velinimettir.
Elbette Eskişehir'de, Yunus Emre' yi seven, ulusal ve evresel alanda, tanıtmak isteyen kişi/kişiler' de var. Bu insanlarımızı, ne kadar takdir etsek azdır. Bu insanlarımızdan biri de Hayırsever insanlarımızdan, Sayın Tayfur BAYAR' dır. Yıllardır, Yunus Emre Külliyesi' ni gerçekleştirmek için, caba gösteriyor. Aynı gayreti, kurum/kuruluşlarımız ve insanlarımız göstermiyor.
Bugün Yunus Emre'nin, erdemli, insan tavrına ve sevgi ve barış çağrısına insanlığın daha çok ihtiyacı vardır. Eskişehir' in, Yunus gönüllüleri, insanlığın ihtiyacı olan bu çağrıyı, dünyanın dört bir yanına sevgiyle taşımalıdır. Eskişehir, bir barış, hoşgörü ve erdem kenti olarak, Yunus Emre'nin felsefesini yaşayarak, bütün bir dünyaya sevgiyle taşıyabilir. Tüm insanlığı, "Yunus Gönüllüleri" olmaya davet etmek için de, Tayfur Bayarların da Eskişehir' de çoğalmasını istiyoruz.
Yunus Emre'yi, uluslararası düzeyde, bilim adamları, uzmanlar, devlet adamları, küresel sivil toplum kuruluşlarının önderleri / üst düzey yetkilileri, uluslararası düzeydeki fikir ve kanaat önderleri, edebiyat ve sanat adamları ve dünya kamuoyuna ulaşması hedeflenen sempozyumlarla, uzun vadede ülkemizin kültürel değerlerinin dünya ölçeğinde tanıtılmasına ve böylece ülkemize ve Eskişehir' e, olan ilginin artmasına katkı sağlayacak.
Mevlâna Türbesi 6.500 m2'lik bir alan içerisinde yer almaktadır. Aynı zamanda büyük bir külliye görünümündeki bu alana üç kapıdan girilmektedir. Batı yönündeki Dervişhan Kapısı denilen kapıdan, Mevlâna Müzesi'ne girilmektedir. Hz. Mevlana'nın Türbesi Selçuklu döneminde yapılmış, diğer türbelerle farklı özelliklere sahiptir.
Mevlana türbesi, dört paye üzerine oturmuş 25 m. yüksekliğindedir. Bu yüksekliği ile de XIII. yüzyılda yapılmış hiçbir türbe ile karşılaştırılamaz. Türbe gövdesi dıştan 16 dilimli silindir şeklindedir. Gövde, taş bir kornişle sona erer. Bunun üzerine yine 16 dilimli konik bir külah yerleştirilmiştir. Kubbeye, Yeşil Kubbe ismi verilmiştir.
Yeşil Kubbe'nin batısında ve Mevlana'nın başucunda eşi Kerra Hatun (1292), Mevlana'nın kızı Melike Hatun (1306), Mevlana'nın oğlu Muzaferüddin Emir Alim Çelebi (1277), Mevlana'nın torunu Celale Hatun (1283), Kadı Tacettin'in kızı Melike Hatun (1330), Çelebi Hüsamettin (1284) ve bu dergâhta postnişinlik yapmış çelebiler ile onların ailelerine ait 65 sanduka bulunmaktadır.
Mevlana Türbesi yanında, Sultan II. Selim aynı yere iki minareli bir cami eklemiştir. Sonraki yıllarda Hüsrev Paşa Türbesi (1527), Mehmet Bey Türbesi (1534), Hasan Paşa Türbesi (1573) ve Sinan Paşa Türbesi (1574) aynı yere yapılmıştır. Bu arada Mevlana dergâhı da çeşitli ilavelerle genişletilmiş ve büyük bir külliye görünümünü almıştır. Osmanlı sultanlarının hemen hepsi de bu yapı topluluğuna yeni ilaveler yapmışlardır.
Mevlâna'nın sandukasının ayakucunda, bu mermer sanduka yapılıncaya kadar Mevlâna'nın üzerinde duran, şimdi ise babası Sultan-ül Ulema Bahaeddin Veled'in üzerine konulan ceviz sanduka bulunuyordu. Selçuklu ağaç işçiliğinin en güzel örneklerinden biri olarak kabul edilen bu sanduka üzerinde Ayetler ve Mesnevi'den seçilmiş beyitler oyma tekniği ile işlenmiştir.
Mevlâna, Türkiye'nin, uluslararası tanıtımında önemli bir yere sahiptir. Kültürel mirasımızın en önemli öğelerinden biri olan Mevlâna felsefesinin benimsenmesi, korunması ve öğretilmesi desteklenerek ulusal ve uluslararası düzeyde diğer kültürel miras öğelerimize olan ilginin artmasında önemli bir yeri var.
Elbette Mevlana Türbesi' nin, çevre düzenlemesinde noksanlıklar var. Konya Büyükşehir Belediyesi, bu eksiklikleri en kısa zaman da gidermelidir. Özellikle de park sorunun mutlaka çözmelidir.
Türk insanı, Yunus Emre, Mevlana ve Nasreddin Hoca' yı, tanımak ve tanıtmak zorundadır. Bir Japon'un söylediği gibi, ONLAR YALNIZ TÜRK TOPLUMUNUN DEĞİL İNSANLIĞIN YÜZ AKIDIR.

Haberleri