Prof. Dr. Saffet Solak'?n bir hat?ras?
T?p fakültesini yeni bitirmiş, pratisyen hekim olarak ilk görev yapt?ğ?m yere, Konya'ya bağl? bir beldenin sağl?k ocağ?na gitmiştim. Gençtim, bekârd?m. Küçük bir beldeydi gittiğim yer.
İlk gece bir eve misafir olmuştum. Tren istasyonunun hemen yan?nda bir evdi. Akşam yemeğinden sonra çaylar?m?z gelmiş, sohbetler edilmişti. Üzerimde yol yorgunluğu, geldiğim yeni yerin yabanc?l?ğ? vard?. Saatler ilerliyor, ağ?r bir uyku beni içine çekiyordu. Ev sahibine bir şey de diyemiyordum. Bir müddet daha geçti; yine bir hareket yoktu. Evin büyüğü olan Hac?anneye s?k?larak: "Anneciğim, sizin buralarda kaçta yat?l?yor?" dedim.
Hac?anne:"Evlâd?m, treni bekliyoruz. Az sonra tren gelecek, onu bekliyoruz" dedi.
Merak ettim, tekrar sordum: "Trenden sizin bir yak?n?n?z m? inecek?"
Hac?anne: "Hay?r evlâd?m, beklediğimiz trende bir tan?d?ğ?m?z yok. Ancak buras? uzak bir yer. Trenden buralar?n yabanc?s? birileri inebilir. Bu saatte, yak?nlarda, ?ş?ğ? yanan bir ev bulmazsa, sokakta kal?r. Buralar?n yabanc?s? biri geldiğinde, "?ş?ğ? yanan bir ev" bulsun diye bekliyoruz."
Şâir öyle diyordu: "Güzel insanlar, güzel atlara binip gittiler." Gerçekten gittiler mi, yoksa Konya Ovasında ya da bir başka yerde, trenden inen yabancılar için "ışığı yanan evler" hala yerinde duruyor mudur? Yabancılar, yorgun bedenlerini yün yataklarda dinlendirmeye hala devam ediyorlar mıdır?
Yurdumun güzel insanları
Prof. Dr. Saffet Solak’?n bir hat?ras?T?p fakültesini yeni bitirmiş, pratisyen hekim olarak ilk görev yapt?ğ?m yere, Konya’ya bağl? bir beldenin sağl?k ocağ?na gitmiştim. Gençtim, bekârd?m. Küçük bir beldeydi gittiğim yer....