Son yapılan iki seçimin sonuçlarını hatırlarsınız....
Seçimlerin ilki 7 Haziran tarihinde yapılmıştı.
Yüzde 50 civarında oyu bulunan AK Partinin oyu, bu seçimde yüzde 40'lara düştü.
İlk kez AK Parti tek başına iktidar olamadı.
Koalisyon çabaları sonuç vermeyince yeni bir seçim kararı alındı.
İkinci seçimin tarihi 5 ay sonrası yani 1 Kasım tarihinde yapıldı.
5 ay önce yüzde 40 civarında oy alan AK Parti bu kez oylarını yüzde 49'lara yükseltti.
Kısacası...
AK Partinin oyu yüzde 9 civarında arttı.
Bu bize şunu söylüyor:
önceki seçimde AK Partiyi tercih eden yüzde 9-10 civarıda seçmen, 7 Haziran seçiminde CHP, MHP, HDP ve SP'yi tercih etti.
Aynı 9-10 civarında seçmen 1 Kasım seçiminde yine AK Partiye oy anlamında dönüş yaptı.
Sonuç olarak...
Bazı seçimde AK Partiyi tercih eden yüzde 10 civarında seçmen, bir diğer seçimde oyunu başka partilere kullanabiliyor.
İşte, önümüzdeki referandumda sonucu belirleyecek olan seçmen de bu sözünü ettiğimiz ve tarifini yaptığımız yüzde 10'luk seçmen olacak.
Hangi taraf bu yüzde 10'luk seçmen profilini ikna edebilirse, referandumu kazanan taraf da kesinlikle bunu başarabilen taraf olacak.
Bu yüzden, referandumun "Evet" ve "Hayır" taraflarına söyleyebileceğimiz tek bir şey var...
-"Evet" için, evetciler ile "Hayır" için, hayırcılar ile vakit kaybeden taraf, referandumu da kaybeder.
"Hayır" oyu verme ihtimali olan seçmeni ya da "Evet" oyu verme ihtimali olan seçmeni bulup, onları kendi tarafına çekerek ikna edebilen taraf, bu referandumun da kazananı olur.
Demedi demeyin...
***
AK parti bu işe "dur" demek için ne yapıyor?
Dün de yazdık…
-Hollanda protestosu için yanlışlıkla Fransa bayrağı yakanlar…
-İsrail’i protesto etmek için Coca Cola’yı sokağa dökenler…
-Almanya’yı protesto için Mercedes ve BMV amblemlerini örtü ile saklayanlar…
-Fransa’yı protesto etmek için Horoz kesmeye kalkanlar…
-Amerika’yı protesto etmek için dolarları sokak ortasında yakanlar…
-çin’i protesto etmek için gördükleri her çekik gözlü insanı dövenler…
-İsviçre’yi protesto için çikolata üzerinde zıplayıp, İsveç’i protesto etmek için saatlerini kıranlar…
-Rusya’yı protesto etmek için dükkânlarının kapısına "bu işyerinde Rus vatandaş çalışamaz" diye yazanlar…
-Yunanistan’ı protesto etmek için sirtaki ve zeytinyağlarını dökenler…
-Hollanda’yı protesto etmek için Finike portakalına bıçak saplayanlar…
Protesto komedisi yaşanıyor bu ülkede…
üstelik…
Bu komik protestoları yapanlar, bilmem nerenin AK parti teşkilatı, bilmem nerenin AK parti geçlik kolu, bilmem nerenin AK Partili bilmem ne temsilciliği diye, başlarına, sağlarına sollarına bantlar falan takıyor.
İyi güzel de…
AK partililerin bile utanç duyduğu bu salakça protestolar karşısında AK parti yönetimleri ne yapıyor?
Genel merkez olarak tüm il teşkilatlarına "Böyle salak sulak protestolara izin vermeyin?" falan niye demiyor.
Bu tür dangalakça protesto yapanların "AK parti ismini kullanmalarına engel olun" falan niye demiyor.
Yoksa, onlar da bu cahilce protestoların etkili olduğunu falan mı düşünüyor?
***
Gerçek hekimlerin bayramı kutlu olsun…
Yıllar öncesiydi…
Sağlıkta bıçak parasının normal algılandığı bir dönemdi.
Hekim olan ve unvanlarının önünde Prof titri bulunan iki kişiyi tanımıştık.
İsimlerini elbette söylemeyeceğiz bu iki kişinin.
Zaten uzun yıllar öncesiydi ve şimdi her ikisi de Eskişehir’de değil.
Birisi parayı çok severdi.
Bedelini almadan hasta muayene etmeyi ya da operasyon yapmayı sevmezdi.
Bir gün, hastane koridorunda bir ilaç mümessili ile konuşmasına istemeden şahit olmuştuk.
Konuşmadan anladığımıza göre ilaç mümessili kendisine o dönemlerin revaçta olan video oynatıcısı hediye etmiş.
Hediye etmesinin nedeni de, hastalarına kendi firmalarının ilaçlarını yazması elbette.
Mümesil "firmamızın yolladığı video oynatıcısını aldınız değil mi?" diye sordu.
Hekim ne dese iyi?
-"Aldım almasına da. Video oynatıcısının kumandasına pil koymamışlar!"
Mümessil şaşırdı. "Onu da hallederiz" diyerek ayrıldı yanından.
Paraya olan düşkünlüğünün en somut örneklerinden biriydi bu.
Diğeri, yani yazının başında belirttiğimiz ikinci hekim ilk anlattığımız hekimin tam tersine hastalarından hiçbir para talebinde bulunmayan, bunu ima dahi etmeyen "devlet bize zaten yaptığımız bu iş karşılığında para veriyor" diyen bir insandı.
Bir gün hastanedeki odasına girdiğimizde iki bakraç yoğurt görmüştük.
Şaşırıp sormuştuk "hayırdır! Bunlar da neyin nesi?" diye…
Fakir bir aile gelmiş. Babaları çok rahatsızmış. önce muayene etmiş bizim hekim. Ardından, operasyon gerektiği için ameliyata almış. Adam kısa sürede iyileşip, eski sağlığına kavuşmuş anlayacağınız. Oğlu ve gelini tutturmuşlar "Sana para vereceğiz" diye.
Bizim hekim almamış parayı ısrarla.
-"bir daha bana böyle teklifte bulunmayın sakın. Ben zaten maaşımı alıyorum. Bu benim görevim" diyerek zor bela yollamış aileyi.
Adamın oğlu ertesi gün elinde iki bakraç yoğurtla gelmiş hastaneye.
Bizim hekimin odasının kapısını açıp, kapının önüne yoğurt bakraçlarını koyup, adeta kaçmış.
Arkasından "Dur" demesi de kar etmemiş.
Mesele buymuş anlayacağınız.
Olayı anlattıktan sonra sohbet ettik bir süre.
Ardından "hadi yemek yelim birlikte" diye bir teklifte bulundu.
Beraberce indik yemekhaneye.
Yemeklerimizi alıp, yemeye başlayacağımız anda, görevliler masamıza birer kase yoğurt getirdi.
Baktık her masaya dağılıyor yoğurtlar.
Hemen anladık tabii meseleyi.
Bizim paraya önem vermeyen hekim, odasına bırakılan yoğurtları yemekhaneye göndermiş.
Herkese dağıtılmasını istemiş.
Anlayacağınız, hekim var hekim var.
Bu gün tıp bayramı…
Sağlık çalışanları için önemli bir gün.
İşini görev kabul ederek çalışan, mesleğini idealleri doğrultusunda yapmaya çalışan tüm sağlık çalışanlarının bayramı kutlu olsun.
***
BİRAZ DA GüLMEK LAZIM
14 Şubat sabahı kadın uyanır uyanmaz;
— Kocacığım! Rüyamda ne gördüm biliyor musun? Akşam eve elinde çok güzel bir paketle geliyorsun…
— Eee!
— Ben de paketi heyecan içinde açıyorum ve içinden ne çıkıyor biliyor musun?
— Eeeee!!!
— Bir inci kolye! Sence bunun anlamı ne olabilir?
Adam gülümser:
— Bu akşam öğrenirsin sevgilim, der.
Akşam olur adam elinde güzel bir paketle eve gelir. Kadın gözlerine inanamaz; çok heyecanlanır:
– Kocacığım sen bir harikasın!..
Kadın paketi aceleyle açar. Kutunun içinden bir kitap çıkar. üzerinde; "Rüya Tabirleri" yazmaktadır!