ZAFER BAYRAMI KUTLU OLSUN

Türk tarihinin, dönüm noktalarından biri olan Sakarya Savaşı’nın, kazanılmasının ardından, büyük bir taarruz hareketiyle, düşmanın tamamen yok edilmesi kararı alınmış hazırlıklardan sonra, Gazi Mustafa Kemal’in, başkomutanlığını...

Türk tarihinin, dönüm noktalarından biri olan Sakarya Savaşı'nın, kazanılmasının ardından, büyük bir taarruz hareketiyle, düşmanın tamamen yok edilmesi kararı alınmış hazırlıklardan sonra, Gazi Mustafa Kemal'in, başkomutanlığını yaptığı ordumuz, 26 Ağustos 1922`de düşmana saldırmış. 30 Ağustos'ta, büyük bir zafer kazanmıştır.
Bu muzaffer günü, sonsuza kadar yaşatmak için, Ulu Önder Atatürk, "30 Ağustos gününü "ZAFER BAYRAMI" olarak, milletimize ve ordumuza hediye etmiştir.
Her yıl, yurdun dört bir tarafında, coşku ile kutlanan, Türk ordusunun, Türk toplumu için ne ifade ettiği, tarihi süreç içinde, her yıl anımsanırken, son yıllarda, bayram kutlamalarına sınırlama getirildiğinden, buruk kutlanıyor.
Türk milleti, halk iradesine inandığı kadar, Türk silahlı Kuvvetlerine de inanmakta ve güvenmektedir. Çünkü Türk toplumunu, Orta Asya' da bugüne kadar, iki unsur taşımıştır biri "KÖYLÜ",diğeri ise "ASKER" dir.
Bu durumu, çok iyi bilen Atatürk, köylüyü milletin efendisi yapmış, Ordu hakkında ise " Türkiye Cumhuriyeti, yalnız iki şeye güvenir. Biri millet kararı, diğeri. en acıklı ve güç şartlar içinde, dünyanın takdirlerine hakkıyla, layık olma niteliği kazanan, ordumuzun kahramanlığı;". diyerek, Türk insanının duygularına da, tercüman olmuştur.
Yine Atatürk'ün,"Dünyanın hiçbir ordusunda, yüreği seninkinden daha temiz, daha sağlam,bir askere rast gelmemiştir.Her zaferin mayası sendedir.Her zaferin en büyük payı senindir. Kanaatinle, imanınla, itaatinle, hiçbir korkunun yıldıramadığı demir gibi temiz kalbinle, düşmanı nihayet alt eden büyük gayretin için, gönül borcumu ve teşekkürümü söylemeği, nefsime en aziz bir borç bilirim" demiştir.
Türk halkı da, asırlardır aynı duygular için de oldu. Türk Ordusu, tarih boyunca Türk milletinin güvenine layık bir icraat sergiledi. Verilen her görevi de, tereddütsüz yaptı. ve yapıyor. Ancak son yıllarda, bazı politikacılar, Avrupa Birliği ülkeleri, dış ve iç şer odakları, çeşitli senaryolarla veya Avrupa Birliğine uyum gerekçesi ile Türk Ordusu'nu etkisiz hale getirmek istiyorlar.
Bu hedeflerini gerçekleştirmek için de, Türk Silahlı Kuvvetleri'ni, siyasi otoritenin emrine verme gayret ve çabaları var. Oysa Atatürk, " Bir ordunun cevheri ne olursa olsun, siyasete karışırsa, birlikte hareket ve savaşma kabiliyetini kaybeder. Ve vatanın müdafaa gücünü hiçe indirir. Siyasete karışmış bir ordunun karışmadan önceki disiplini ve savaşma kabiliyetini, yeniden kazanabilmesi için çok zaman ister. " diyerek, TSK' nın siyaset dışı kalması gerektiğini söylemiştir.
Türk Milleti de yılarladır Atatürk'ün bu vasiyetine uyarak Türk Silahlı Kuvvetlerini, siyaset dışı tutmuş, kışlaya da siyaseti sokmamıştır. Bu güne kadar da, Cumhuriyetimizin, temel politikası ve ilkelerden biri olmuştur. Oysa siyasetin, girdiği devlet kurumlarının durumu ortadadır.
FETÖ darbesi bahane edilerek, askeri liselerin kapatılması ve TSK' nın, yeniden yapılandırılması, özellikle de kara, deniz ve hava kuvvetlerinin, milli savunma Bakanlığına bağlanması, toplumda kaygı ile karşılandı.
Oysa Türk Silahlı Kuvvetleri, milli varlığımızın en temel kurumlarından biri olup, ulusal güvenliğimizin de yegâne teminatıdır. Bu özelliğiyle, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, her türlü siyasi mülahazanın dışında ve üstünde tutulması gerekir.
FETÖ Darbesi, halkımızı umutsuzluğa düşürmemelidir. Çünkü Türkler, doğuştan askerdir. Türk askeri cesur, fedakâr ve itaatkârdır. Tarih boyunca kurulan Türk devletlerinin, temeli düzenli bir askeri teşkilata dayanmıştır. Askerlik, Türk insanı için, kutsal ve milli bir görev olmuştur.
Büyük Önder Atatürk, " İyi çiftçi yetiştirdik; çünkü topraklarımız çoktu. İyi asker yetiştirdik; çünkü o topraklara göz diken düşmanlar fazladır." demiştir.
Türk Silahlı Kuvvetleri, arkasında, yüce Türk ulusundan aldığı destekle, bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da Anayasada kendisine verilen hak, görev ve yetkiler dahilinde, üniter devlet ve ulus kimliğinden taviz vermeden, TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN bölünmez bütünlüğü ve bekası için, yorulmadan çalışmaya devam edecektir.
Türk Silahlı Kuvvetleri, milletimizin birliği, bütünlüğü, bağımsızlığı, egemenliği ve vatan topraklarının korunması konusunda, en önemli teminatıdır. Bu da, güçlü ordu ile mümkündür. Güçlü ordu, halkımız ve dostlarımıza, güven verirken, düşmanlarımıza karşı da caydırıcı olacaktır.
30 Ağustos Zaferi, Türk Ordusu'na, "Silahlı Kuvvetler Günü" olarak armağan edilmiştir. Türk Silahlı Kuvvetleri, milletinden aldığı güçle, modern harp silah ve teçhizatıyla, güçlü ve dinamik personeliyle, ulaştığı yüksek eğitim seviyesiyle, azimli ve kararlı komuta kademesiyle, her zaman, her yerde ve her şartta verilecek görevleri ifaya hazırdır.
30 Ağustos Zaferi, kahramanlıklarla dolu tarihimizde, bir destan olmuştur. Sonsuza kadarda, minnet ve şükranla anılacak,. Bu kutsal ve tarihi günde, başta Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, dava arkadaşları ve aziz şehitlerimizi, rahmetle anıyor, hatıraları önünde, bir kez daha saygıyla eğiliyoruz.

Haberleri