10 ili sarsan deprem, büyük bir felakete neden oldu.
Yaşamını yitirenlerin sayısı 35 Bini aştı.
Yaralananların sayısı da 100 Bini aşmış durumda…
Yerleşim birimlerindeki yapısal yıkımın boyutu da korkunç…
Enkaz haline gelen bina sayısı oldukça fazla…
‘’Haritadan silindi’’ denilebilecek kadar yıkıma uğrayan yerleşim birimleri var.
Büyük felaketle birlikte yerleşim birimlerinin ‘’depreme hazır olmadığı’’ net olarak görülürken deprem sonrası için de hazır olunmadığı görüldü.
Her şeyden önce anında müdahale edilmedi.
Depremin üzerinden günler geçtikten sonra bile enkazların altından can kurtarılıyor.
Anında müdahale yapılmış olsa, can kaybı daha az olabilirdi.
Yapılmayanlar yalnızca ‘’anında müdahale’’ ile sınırlı değil…
Yapılması gerektiği halde yapılmayanlar oldukça fazla…
Büyük felakete rağmen bir ‘’uzlaşma’’ da sağlanabilmiş değil…
Hala ‘’ayırımcılık’’ ve ‘’ötekileştirme’’ yapılıyor.
Anlamak da kabullenmek de olanaksız…
Neyse ki, yurttaşlar arasında böyle anlaşılmaz olumsuzluk yok.
Ne ‘’ayırımcılık’’ var ne de ‘’ötekileştirme’’…
Depremle birlikte örnek bir ‘’ulusal dayanışma’’ oluştu.
Kadınıyla erkeğiyle, yaşlısıyla genciyle tüm yurttaşlar, ‘’yaraları sarmak’’ için seferber oldular.
Tüm Türkiye’de olduğu gibi Eskişehir’de de seferberlik ilan edildi.
Meslek örgütlenmeleri, odalar ve sivil toplum kuruluşları da ‘’destek organizasyonları’’ gerçekleştirdi.
Büyük acının yaşandığı günlerde oluşan ‘’ulusal dayanışma’’ umut oldu.
Böylesi bir dayanışma ile yaraları sarmak daha kolay olacaktır.
Destek organizasyonları düzenleyenlere, katkıda bulunanlara binlerce teşekkürler.
Bu arada ‘’rol kapma’’, ‘’şov ile öne çıkma’’ çabaları da yok değil…
‘’Rol kapma’’ çabası sırasında komik durumlara düşüldüğü de oluyor.
Tepki ile karşılaşıldığında da iş olmayacak noktalara çekiliyor.
Zaman ‘’yaraları sarma’’, dara düşen insanlara ‘’hızır olma’’ zamanı…
‘’Şov ile öne çıkma’’ zamanı hiç değil…
Kimin ne yaptığı görülüyor, takdir de ediliyor.
Büyükerşen, belediyeler arası koordineyi sağlasa…
Belediyeler, deprem bölgesi için seferber olmuş durumdalar.
Kampanyalar düzenliyorlar, sahip oldukları olanaklarla acil gereksinimleri karşılamaya çalışıyorlar.
Büyükşehir Belediyesi’ni bölgeye gönderdiği ihtiyaç malzemeleri 50 Tırı geçti.
Kalabak Suyu sevkiyatı aralıksız olarak sürüyor.
Seyyar tuvalet üretimi ve sevkiyatı da devam ediyor.
Gönderilenler çadır ve kefen bezi de eklendi.
Odunpazarı Belediyesi de tüm olanakları ile seferber olmuş durumda…
Bölgeye gönderilen ekipler enkaz altından can kurtarıyor.
Gönderilen malzemeler 30 Tırı geçti.
Halk Merkezleri, Halk Market ve Gençlik Merkezleri’nde yoğun bir çalışma yürütüyor.
Aynı şekilde Tepebaşı Belediyesi tarafından organize edilen yardımlar var.
Belediyeler tarafından bugüne kadar önemli destek sağlandı.
‘’Yaraları sarmak’’ zaman alacak…
Doğal olarak desteklerin devam etmesi gerekiyor.
Belediyeler, bugüne kadar birbirlerinden bağımsız olarak hareket ettiler.
Aslında bir ‘’koordinasyon merkezi’’ oluşturup birlikte hareket etseler daha yararlı olur.
Çevre Yolu üzerinde Büyükşehir Belediyesi’ne ait büyük bir yapı var.
Bir zamanlar bakım ve ikmal merkezi olarak kullanılıyordu.
Bakım ve onarımı yapıldı ancak kullanıma açılmadı.
O büyük bina boş olarak duruyor.
Yardım organizasyonları için kullanılabilir.
‘’Koordinasyon merkezi’’ tarafından gereksinimler belirlenir…
Belediyelerin ayrı ayrı sağladıkları malzemeler bu büyük yapıda depolanır.
Deprem bölgelerine sevkiyatı da oradan yapılır.
Belediyeler, koordineli bir çalışma yürütürse sağlanan destek daha da büyük olur.
Bu birlikteliği sağlayabilecek olan belli…
Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen…
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt ve Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’ı bir araya getirip ‘’koordinasyon merkezi’’ oluşturulmasını sağlayabilir.
Büyükşehir Belediyesi’ne ait büyük yapıyı da ‘’toplama ve sevkiyat merkezi’’ haline dönüştürebilir.
Bunlar yapılamayacak işler değil…
Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, bunu yapabilir.
Yaparsa da çok iyi olur.