Eskişehir Bilecik Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Birtürk Özkavak Sağlıkta dönüşüm sistemin sağlık çalışanları ve hastalar açısından neden olduğu sıkıntılara dair açıklamalarda bulundu.
Sağlık sistemlerinin Aile Sağlığı Merkezi çalışanlarına olan etkisi ile ilgili de konuşan Özkavak, insanca yaşayacak ücret talebi vurgusu yaptı. Özkavak, “Aslında neredeyse 20 yıla yaklaşan bu sistem ilk başlarda söyledikleri gibi hiçbir zaman gerçek anlamıyla halkın sorunlarında çözüm yaratmadığı gibi sağlık emekçilerini de çalışanları da hiçbir zaman da gerçek anlamda istedikleri bir çalışma sistemi olmadığını gösterdi ve onları mutlu etmedi. Gerek ekonomik açıdan, gerek çalışma saatler açısından, çalışma şartlar açısından birçok açılardan çok sıkıntılı. Ocak başından beri, 6 ay tabii geçti, 7-8 ay geçti, Hastalık Yönetimi Platformu (HYP) denen bir programla bir yönetmelikle çalışma hayatımız çok zorlaştı. Ücretlerimizin oluşması için neredeyse çoktan seçmeli soruların arasında ya da bir mayın tarlasında dolaşıyor gibiyiz. Birçok kriter var. Yaşlı hastaları bir ayrı takip etmek, onlarla ilgili programları ayrı takip etmek, aşılama programlarını ayrı takip etmek, yaşlı hastaların özel sorunlarla ilgili sorunları ayrı takip etmek, bütün bunların her birisini ayrı ayrı takip ederek bir ücret havuzuna yapacağımız kriterlere göre, yapacağımız işlere göre bir hesaplama yöntemi geliştiriliyor. Bir taraftan bazı ilaçları yazmamızla ilgili ücret kısıtlaması getiriyor. Bunun halkımız çok iyi artık fark etti aylardır. İşte bazı ağrı kesiciler, antibiyotikler, bazı mide ilaçları yazmakla ilgili çeşitli sorunlarla karşılaşıyor aile hekimleri. Bunları bilimsel kriterlere göre değil, bambaşka kriterlerle maaşlarının hesaplanması ile ilgili bir döne oluşturulmuş bu durumdadır. Yani o kadar farklı aşamalardan geçmek zorundasınız ki insanca yaşayacak bir ücret almak için neredeyse böyle bir engelli koşunun üzerinde devam eden bir sistemin içerisindesiniz” diye konuştu.
“Bilimsel Kriterlere Uygun Değil”
Belli kriterler üzerinden Aile Sağlığı Merkezlerinde çalışanların ücretlerinde kesintiler yapıldığını aktaran Özkavak, kriterlerin bilimsel kriterler olmadığını savundu. Özkavak, “Hasta memnuniyeti diye bir kriter var. Nasıl olduğunu, kimlere ne sorulduğunu bilmediğimiz işte bizim kayıtta olan hastalardan birileri muayene sonrasında veya rastgele seçilerek işte bu doktordan memnun musun ya da hangi soruları sordun da açıkçası bilmiyoruz o kişilere bunların üzerinden bir puanla bir ücret kriteri. Bizim kayıtta olduğumuz bize kayıtta olan hastaların hastaneye başvurma oranlar üzerinden bir ücret kriteri buna benzer işte çocukların aşıları gebelerin takipleri evet bunlar gerçekten yapılması gerekir ama her birinin ayrı ayrı bir maaş kriteri haline getirilmesi ve bunların onların belirlediği rakamların dışında olmasıyla da ücretlerin kesildiği bir dönem aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanı arkadaşlarımızın hiçbirisi böyle bir sorunla karşılaşmadı. Uzun süredir karşılaştıkları gibi artık işin içinden çıkılmaz bir haldeyiz. Gerçekten bunların altında boğuluyoruz ki Hiçbirisi de açıkça söylüyorum 40 yıllık mesleki deneyimlerim üzerine söylüyorum neredeyse. Hiçbirisi gerçekten bilimsel kriterlere de uygun değildir” sözlerini kaydetti.
“İnsanca Yaşayacak Ücret İstiyoruz”
8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi sonucunda kamu çalışanlarına verilen zam oranlarına dair de eleştirilerde bulunan Özkavak bütün çalışanların kadrolu olması gerektiğinin altını çizdi. Özkavak “Öte taraftan biliyorsunuz birkaç gün önce kamu emekçileri toplu sözleşmesi tırnak içinde yine yandaş ve malum sendikaların ayak oyunlarıyla adeta çok komik maaş artışlarıyla sonlandı. Büyük bir ekonomik krizin içinde yaşadığımız bugünlerde aile hekimleri de aile sağlığı çalışanları yani hemşireler ebeler, bütün diğer çalışanlarda büyük bir ekonomik zorluk yaşarken önümüzdeki 2 yıl için çok komik maaş artışlarıyla karşı karşıya getirildik. yüzde1 1, artı yüzde 6 artışa daha sonraki yıllarda da çok daha düşük yüzdelerle maaş artışlarıyla karşı karşıya getirileceğiz. Oysa aile hekimliği sisteminde çok düşük ve farklı kat saylar üzerinden maaş alınırken masrafların büyük bir kısmında aile hekimliği sisteminde hekimlerin üzerinden karşılaştığı için giderler artarken sürekli aile kimlerinin gelirlerinde önemli ölçüde azalmalar olmakta bu da halkın sağlık hizmetine erişime ile ilgili ya da kaliteli sağlık hizmetine ilişkiye ilgili ciddi sorunlar yaratacağı çok açıktır. Gerçekten maaşlarımızın bütün çalışanların olduğu gibi bizim de maaşlarımızın, gelirlerimizin yoksulluk sınırının üzerinde insanca yaşayacak ücretlerde olmasını talep ediyoruz. En büyük taleplerimizden birisi bu. Çalışma koşullarımızın, çalışma saatlerimizin insanca olmasını istiyoruz. Bütün çalışanların kadrolu olmasını istiyoruz” İfadelerini kullandı.
“Bizi Açlığa, Yoksulluğa Mahkum Ediyorlar”
Vergi sisteminde adaletsizlerin var olduğunu aktaran Özkavak, örgütlü bir mücadele için sağlık çalışanlarına çağrıda bulundu. Özkavak, “Bir Aile hekimliği merkezinde çok farklı statülerde istihdam modelleri var. Bunlardan birkaçı yani bizim hizmetli alanda çalıştırdığımız veya diğer enjeksiyon olsun, kan alma olsun, laboratuvar hizmetlerinde çalışmak durumunda kalan hemşire arkadaşlarımız sözleşmeli işçi statüsünde veya bazen de o sınıflandırmaya bağlı olmak üzere yarın gün yarı mesaili çalışmak durumunda kalan, çok daha düşük ücretlerle çalışmak durumunda kılan arkadaşlar var. Biz bütün çalışanların öncelikle kadrolu olmasını istiyoruz. Güvenceli bir gelecekleri olmasını istiyoruz ki bu nedenle yaşadıkları sorunları insanlara yansıtmadan gerçekten iyi bir sağlık hizmeti üretelim. Zaten şu anda bütün gücümüzle iyi ölçülerde sağlık hizmeti üretmekle ilgili bir sıkıntı olmasın diye var gücümüz ile bütün bu arkadaşlar çalışmaya devam ediyorlar. Ama artık bıçağın kemiğe dayandığı noktadayız ve bunların bir an önce çözülmesini talep ediyoruz. Bir başka önemli noktamız da ayın belli bir saatten sonra belli bir aydan sonra artan vergi kesintileri. Şu anda çalışanların gelirleri Ocak ayının Ocak ayındaki aldıkları gelirlerden daha düşük noktalara geldi. Çok ciddi vergi oranlarında artışlar nedeniyle kesintiler had safhalarda. Yani maaşlarımızın aldığımız ücretlerin büyük bir kısmında otomatik olarak vergi veriyoruz. Ülkede binlerce insanın tırnak içinde Kendi yandaşlarının vergilerini affedenler çalışanlara geldiğinde bundan da ilgili en küçük bir girişimde bulunmuyorlar ve bizi açlığa, yoksulluğa mahkum ediyorlar. Buradan bütün yurttaşlara, bütün diğer sağlık yemekçilerine ve çalışanlarına seslenmek istiyorum. Bunların kader olmadığını elbette biliyoruz. Elbette örgütlü ve güçlü bir mücadele ile birlikte yan yana gelerek bu sorunları çözeceğiz. Biz ne kadar iyi bir çalışma koşulunda, iyi ücretlere sahip olursak sağlık hizmetlerimiz o kadar kaliteli olacak, yurttaşlarımıza da o kadar iyi sağlık hizmetleri vereceğiz” sözlerini kaydetti.