Eskişehir'de eczacılar ile aktarlar karşı karşıya geldi

Bitkisel ürünlerin sadece eczanelerde satılması ihtimali ile ilgili aktarların tepki göstermesini eleştiren Eskişehir Eczacı Odası Başkanı Mustafa Çelik “Aktarların bu konuda gösterdiği tepki, halk sağlığına değil, kendi ticari çıkarlarına odaklı" dedi.

9.⁠ ⁠Bölge Eskişehir Eczacı Odası Başkanı Mustafa Çelik aktarların bitkisel ürünlerin sadece eczanelerde satılması ihtimali ile ilgili “herkes bildiği işi yapsın” şeklinde yorum yapılamasına tepki gösterdi. Son günlerde bazı yerel basın organlarında, bitkisel ürünlerin sadece eczanelerde satılması ihtimalinin aktar esnafını rahatsız ettiği yönünde haberlere yer verildiğini ifade eden Çelik, bitkisel ürünlerin halk sağlığını doğrudan ilgilendiren ve farmakolojik etkileri bulunan ürünler olduğunu dile getirdi.

“Herkes bildiği işi yapsın” diyerek hedef gösteriyorlar

Çelik, “Bu nedenle, bu ürünlerin satışının ve danışmanlığının yalnızca bu alanda lisans düzeyinde bilimsel eğitim almış ve yasal yetkiye sahip olan eczacılar tarafından yapılması gerektiğini özellikle vurguluyoruz. Aktar esnafının, tıbbi etkileri olan bitkisel ürünlerle ilgili herhangi bir akademik eğitime sahip olmaksızın, halk sağlığını ilgilendiren konularda söz sahibi gibi davranması kabul edilemez. Üstelik “herkes bildiği işi yapsın” diyerek eczacıları hedef göstermeye çalışmaları, hem hadsiz hem de sorumsuz bir söylemdir. Eczacılar; farmakognozi, toksikoloji, farmasötik botanik ve bitkisel ilaç etkileşimleri konularında üniversite düzeyinde eğitim alan, bu alanın tek yetkili sağlık profesyonelleridir. Aktarların bu konudaki bilgi eksikliği, yanlış yönlendirmeleri ve denetimsiz satışları ciddi sağlık sorunlarına yol açmaktadır. Bu durum, toplum sağlığını riske atan bir tabloya dönüşmektedir. Unutulmamalıdır ki, “doğal” ya da “bitkisel” etiketi, bir ürünün masum ya da zararsız olduğu anlamına gelmez. Bilinçsizce kullanılan bitkisel ürünler, karaciğer ve böbrek yetmezliğinden ilaç etkileşimlerine kadar pek çok hayati soruna neden olabilmektedir. Eczaneler, Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsatlandırılmış ve düzenli olarak denetlenen, halkın güvenle sağlık danışmanlığı aldığı birinci basamak sağlık kuruluşlarıdır” sözlerini kaydetti.

“Tepki, halk sağlığına değil”

Bitkisel ürünlerin eczanelerde bulunmasının halk sağlığı açısından bir tehdit olmadığını aktaran Çelik, bilimsel temellere dayalı bir güvence olduğunun altını çizdi. Çelik, “Aktarların bu konuda gösterdiği tepki, halk sağlığına değil, kendi ticari çıkarlarına odaklıdır. Bilgi, yetki ve etik sorumluluk gerektiren sağlık ürünlerinin, sadece ehil ellerde bulunması gerektiği bir gerçektir. Eczacıların bilgi ve yetkisini yok sayarak, kendi yetkisiz alanlarını genişletmeye çalışan bu tür yaklaşımlar, halk sağlığına karşı bir tehdit olarak değerlendirilmelidir. Tekrar tekrar ifade ediyoruz ki; vitaminler, mineraller ve bitkisel ürünler hekim tavsiyesi ve mutlaka eczacı danışmanlığında kullanılmalıdır. Biz eczacılar, bu ürünlerin içeriğini, potansiyel risklerini, ilaçlarla ve gıdalarla etkileşimlerini bilen, hastaya bu konuda en doğru bilgiyi ve danışmanlığı verebilecek sağlık profesyonelleriyiz. Bu, bizim mesleki sorumluluğumuz ve yetkinliğimizdir. Bir ürünün doğru dozunu, kullanım süresini belirlemek ve olası risklere karşı uyarmak eczacının uzmanlık alanıdır. Vitamin, mineral ve bitkisel ürünlerin Sağlık Bakanlığı kontrolünde ve sadece eczacı danışmanlığıyla eczanelerden halka ulaştırılması gerektiğini ısrarla vurguluyoruz" diye konuştu.

“Kendi sağlığımızı riske atmaktır”

Anadolu Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmakognozi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ayhan Altıntaş, aktarların açıklamalarına tepki gösterdi. Aktar esnafının "bizim sattığımız otları bilemezler" şeklindeki, bilgi eksikliğinden kaynaklanan ve cehaleti yansıtan iddiaları, bilimsellikten uzak, mesnetsiz ve gerçek dışı olduğunu söyleyen Altıntaş, Eczacıların "ot" diye tabir edilen bitkisel materyallerin, doğru botanik tanımlaması, kültivasyon koşulları, toplama zamanı, kurutma ve saklama yöntemlerini etken madde standardizasyonu, kalite kontrol süreçleri, kontaminasyon riskleri (ağır metaller, pestisit kalıntıları, mikrobiyal yük) gibi kritik faktörler hakkında derinlemesine bilgiye sahip olduğunu aktardı. Altıntaş, “Bu faktörlerin herhangi birindeki eksiklik veya yanlışlık, ürünün etkinliğini ortadan kaldırabileceği gibi, halk sağlığı açısından ciddi zehirlenme ve geri dönüşü olmayan sağlık sorunları riskleri de taşımaktadır. Aktarların bu konularda herhangi bir akademik eğitimi veya bilimsel denetim yetkinliği bulunmamaktadır. Onlar, bilimsel kanıt ve güvenlik standartlarından uzaktırlar. Bir ürünün "bitkisel" olması, onun tamamen masum veya risksiz olduğu anlamına gelmez.

"Bitkisel ürünlerin güvenilir kaynaklardan temin edilmesi mutlak bir zorunluluktur"

Bilimde "doğal" demek her zaman "güvenli" demek değildir. Bilindiği üzere, tarihte ve günümüzde birçok zehirli madde de bitkisel kökenlidir. Hatta, şifa amacıyla kullanılan birçok bitki, yanlış dozda, yanlış kombinasyonda veya yanlış hastalıkta kullanıldığında ciddi yan etkilere, karaciğer ve böbrek hasarlarına, hatta ölümlere dahi yol açabilmektedir. Bitkisel ürünler de tıpkı sentetik ilaçlar gibi farmakolojik etkilere sahiptir ve dolayısıyla potansiyel yan etkilere ve ilaç etkileşimlerine açıktır. Bu nedenle, bitkisel ürünlerin de tıpkı diğer ilaçlar gibi bilimsel bilgiye dayalı bir danışmanlık eşliğinde, güvenilir kaynaklardan temin edilmesi mutlak bir zorunluluktur. Bu danışmanlık yetkisi ve sorumluluğu, aldığı akademik eğitim, sürekli mesleki gelişim ve etik yükümlülüklerle donanmış eczacıya aittir. Eczacılık mesleği, asırlar boyu süregelen bir bilim ve şifa geleneğinin modern temsilcisidir. Her bir eczacı, üniversite sıralarında farmasötik bilgiyle yoğrulmuş, laboratuvarlarda bitkisel maddeleri analiz etmiş, potansiyel riskleri ve faydaları hakkında eğitim almıştır. Halkımızı, sağlıkları için hayati önem taşıyan konularda, bilimsel bilgiye dayalı ve güvenilir kaynaklardan bilgi edinmeye, danışmanlık almaya davet ediyoruz. Unutulmamalıdır ki, sağlıkta ehliyet ve liyakat vazgeçilmezdir. Spekülasyonlara ve bilimsel temeli olmayan iddialara itibar etmek, kendi sağlığımızı riske atmaktır” sözlerini kaydetti.

Sağlık Haberleri