Türkiye hekim göçü tehdidiyle karşı karşıya kalırken, genç doktorların yurt dışında çalışma talepleri her geçen gün artıyor. Eskişehir Bilecik Tabip Odası Başkanı Nazan Aksaray, 2023 yılında 3025 hekimin iyi hal belgesi almak için başvurduğunu belirterek, bu durumun sağlıkta yaşanan sorunların bir yansıması olduğunu vurguladı. Konuyla ilgili konuşan Aksaray, “Binbir emekle yetişen genç hekimlerin yurt dışında çalışma talepleri maalesef her geçen gün artıyor. Türk Tabipleri Birliği’nin verilerine göre 2023 yılında 3025 hekim iyi hal belgesi almak için başvurdu. Yurt dışına hekimlik gidenlerin yanında, yurt içinde mesleğini yapmayı bırakan çok sayıda hekim olduğunu da biliyoruz” dedi.Aksaray, “Özellikle yurt dışında görev yapacak hekimlerden mesleki faaliyetlerine ilişkin haklarında olumsuz kayıt bulunup bulunmadığını gösteren bir sicil belgesidir. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de hekimlerin mesleki denetimleri meslek kuruluşu tarafından yapılmaktadır. Bu nedenle ilgili kurumlar iyi hal belgesini hekimlerin meslek örgütü olan Türk Tabipleri Birliği’nden istemektedirler. Bu belge için hekimler üye oldukları tabip odasına başvururlar, belge Türk Tabipleri Birliği tarafından düzenlenir” diye ekledi.
“Hekim göçünün sebebi sağlıkta dönüşüm projesi”
Aksaray, hekimlerin yaşadığı sorunların temelinde sağlıkta dönüşüm projesinin bulunduğunu ve bu projenin sağlık hizmetlerinin ticarileşmesine yol açtığını dile getirdi. Hekimlerin ağır eğitim süreçleri ve zorlu çalışma koşullarının, mevcut sistemde göz ardı edildiğini kaydeden Aksaray, “Hekim göçünün temelinde, sağlıkta yaşadığımız tüm sorunların ana nedeni olan sağlıkta dönüşüm projesi denilen, sağlık hizmetlerinin ticarileşmesi ve piyasa dinamiklerine terk edilmesi yatmaktadır” diye belirtti.
“Hekimler mobbinge maruz kalıyor”
Aksaray, “Hekimlik ağır eğitim gerektiren, çalışma koşulları da çok olan ağır bir meslektir. Ancak saygının değil, sayının önemli olduğu mevcut koşullarda meslektaşlarımızın ne aldıkları ağır eğitime, ne yaptıkları ağır işe değer veriliyor. Değersizleştirme aslında yaşadıklarımızı en iyi tanımlayan kelime. Meslektaşlarımız bu proje nedeniyle iyi hekimlik yapamıyorlar, mobbinge, malpraktis davalarına, şiddete maruz kalıyorlar. Bu proje zaten ağır, sorumluluğu ve riski çok yüksek olan mesleğimizi artık yapılamaz hale getirdi. Yoğun hasta sayısı, ağırlaştırılmış çalışma koşulları, niteliğin değil, niceliğin önemli olduğu performans sistemi, tükenmişlik, özlük haklarında kayıplar, yoksulluk sınırında maaşlar, hepsi hekimleri, eğitimlerine, emeklerine kıymet verilen ülkelere yöneltiyor. En temel örnek şudur. dünyada bir hasta için poliklinikte ayrılması gereken ortalama süre 20 dakika iken, bizde 10 dakikada bir, iki hastaya randevu veren kabul edilemez bir sistem var” diye ifade etti.
“Ülkemizde hekim krizi var”
Aksaray, yaptığı açıklamada “Daha tıp fakültesi eğitiminden itibaren, tüm basamaklarda ve emeklilikte hekimler hiç olmadığı kadar kötü bir dönemden geçiyor. Genç meslektaşlarımız da çareyi insani çalışma koşulları olan başka ülkelerde arıyorlar. Bu durum elbette hekim krizi demektir. Bazı riski görece yüksek bölümlerde şimdiden hekim bulunmuyor. Gelecek bu açıdan çok endişe verici maalesef” şeklinde konuştu. Bu sistem sağlandığında, gençlerin yurt dışında umut aramak zorunda kalmayacaklarını vurguladı.
Yurtdışından Türkiye'ye gelen hekimler için ise dil eğitimi ve mesleki yeterlilik süreçlerinin eksiksiz olarak yürütülmesi gerektiğinin altını çizen Aksaray, “Çeşitli nedenlerle yurtdışından da bizim ülkemize hekim göçü oluyor. Burada en önemli nokta, yurtdışından ülkemize gelen hekimler için mutlaka, dünyanın tüm ülkelerinde olduğu gibi, dil eğitimi ve yeterliliğinin, geldikleri ülkelerdeki mesleki kayıtlarının, diplomalarının, ülkemizde teorik ve pratik uyum ve mesleki değerlendirme ve yeterlik süreçlerinin eksiksiz olarak aranması ve tamamlanmasıdır” diye açıkladı.
Son olarak hekim göçü için önlem alınmasını yineleyen Aksaray, “Biz büyük emeklerle, özverilerle, ülkemizin olanaklarıyla yetişen genç hekimlerimizin ülkemizde hizmet vermesini istiyoruz. Bunun için her şeyden önce, demokratik, katılımcı, şeffaf, emeğe, bilime, liyakate önem veren bir sağlık sistemi gerekir. Bu aslında tüm alanlarda gereklidir. O zaman sadece hekimler değil, tüm gençlerimiz umudu, çareyi başka ülkelerde aramayacaktır” dedi.
Kaynak: Haber Merkezi