Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Eskişehir İl Başkanı İsmail Candemir, Eskişehir’deki su sorununa dair açıklamalarda bulundu. Sakaryabaşı’ndan Eskişehir’e su getirilmesi konusunda belediye meclisinde yapılan oylamada, Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz ret oyu verdiklerini hatırlatan Candemir, Türkiye’deki Su Kanunu’na göre birinci önceliğin o bölgede içme suyu kullanımına, ikinci derecede hayvancılık ve tarımsal sulamaya verildiğinin altını çizdi.
Candemir “Eğer bu kullanımlardan artan su olursa, farklı yerlerde kullanılabilir. Biz o dönemde DSİ ile yaptığımız görüşmelerde, son yıllarda Sakaryabaşı’nda debinin oldukça fazla düştüğünü gördük. Hatta bununla alakalı olarak, o süreçten itibaren yeniden günlük ölçümler başlatıldı. Yanlış hatırlamıyorsam, daha önce 9 metreküp olan debi, bazı günlerde 6 ila 3 metreküplere kadar düşüyordu. Bu şartlar altında, Sakaryabaşı’ndaki suyu Eskişehir’e getirmek hem maliyet açısından çok yüksek, hem de mevcut Su Kanunu’na göre neredeyse imkânsız bir durum. Zaten o gün bu konu nasıl gündeme geldi, hangi amaçla ortaya atıldı, biz o zaman da karşı çıkmıştık. Çünkü bu projenin yapılabilirliği yok. Daha farklı su kaynaklarına yönelmemiz gerekiyor. Ya da Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin arıtma tesislerini revize etmesi lazım. Zaten Nebi Bey’in projelerinden biri de buydu. Çünkü biz şu anda Porsuk suyunu kullanıyoruz. Bildiğim kadarıyla, arıtma tesisinde kimyasal arıtma yapılıyor ve bu da oldukça masraflı bir yöntem. Eski bir teknoloji olduğu için, bence tesisin yenilenmesi şart. Sakaryabaşı’ndan Eskişehir’e su getirmek şu anda hayal. Gerçek ortada; Sakarya Başı’ndaki su zaten kendine yetmiyor. Geçen sene haberini de yaptık, hatırlarsınız; bölge kurumuştu. Bu da debinin düşmesinden kaynaklanan bir sorun” diye konuştu.
“Ortak Değerler Üzerinden Çatışma Alanı Yaratıyoruz”
Maden Kanununun son günlerde çok fazla gündeme geldiğini ifade eden Candemir, Maden Mühendisleri Odası’nın çok kapsamlı bir açıklama yapması gerektiğini dile getirdi. Candemir, “Bu konunun uzmanları bu işi tartışmalıdır. Konunun uzmanları konuyu artısıyla eksisiyle bunu konuyu tartışmalıdır. Almaya şu anda Termik santrallerini devreye almaya başladı. 2035 yılında dünyada bir enerji krizinin olabileceği görüşülüyor. Yeterlikleri olan kişiler gerekli açıklamaları yapmaları gerekiyor. Alpagut, Atalan bölgesinde ilk bilgilendirme toplantısını Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü yapacağı zamanda oradaki vatandaşlardan ziyade dışarıdan gelen vatandaşlara olayı provoke ettiler. Sayın müdür gerekçeleri anlatsa vatandaşlar da gereken soruları sorsa, orası farklı bir mecraya çekilip farklı olayların yaşanmasına neden oldu. Biz ne yazık ki hepimizin ortak derdi olan konuları tartışmayı becermiyoruz. Ortak değerler üzerinden çatışma alanı yaratıyoruz. Bir ortak noktayı bulmak gerekiyor. Yapılan maden kazıları çevreye mutlaka zarar veriyor. Türkiye’nin en iyi üniversitelerinin birinin dekanı “Yeni çıkan kanunda devletin maden işletmecisini süre bittikten sonra yeniden eski haline getirebilmek için zorlayıcı çok fazla kanunun olduğunu mevcut durumundan daha iyi olduğunu” söylendi. Kanunun uzmanı değilim” sözlerini kaydetti.
Kaynak: Haber Merkezi