MHP Eskişehir İl Başkanı İsmail Candemir, belediyelere eleştirilerde bulundu. Candemir “Kent berberi açmışsınız, açın. Ne olacak? Bu popülist bir şey. Zaten popülizmin zirve yaptığı şeyler bunlar. Yani kent lokantası açıyorsunuz, tamam açın. Aşevinizde bedava dağıttığınız yemeği, belirli bir sayısına, belirli bir ücret karşılığında veriyorsunuz. Bırakalım bu işleri. Gerçek gündemimize dönelim” ifadelerini kullandı. Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Candemir’in eleştirilerine yanıt verdi.
Kurt, “Ben Sayın İsmail Candemir'in politikayı bildiğini düşünenlerdenim. Belediyeciliği de hissettiğini düşünenlerdenim. Öyle bir söylemi yakıştıramadım kendisine. Biraz farklı bir pencereden bakması lazım. Biz başarılı belediyeleriz. Kendi işimizi çok iyi yapıyoruz. Kentsel dönüşüm bizim işimiz değil. Bunu sayın Candemir benden çok daha iyi bilir. Kentsel dönüşüm Çağlan yolundaki Kocakır'da boş araziye sosyal konut yapmak değil. O sosyal konut. TOKİ'nin asli görevidir. Ama kentsel dönüşüm değil. Kentsel dönüşüm Porsuk’un kenarındaki afet riskli alan olarak ilan edilen Yeni Mahalle, Kurtuluş, Arifiye, Işıklar, Hacı Ali Bey, İhsaniye, Deliklitaş, gibi yerlerdeki eskimiş binaların riskli yapıların yıkılıp yeniden yapılması demek. Bu hiçbir belediyenin işi değildir. Bunu yapmak zorunda olan devlet, bunu yapmak zorunda olan Çevre ve Şehircilik Bakanlığıdır. O nedenle oraya bu mesajları vermesi lazım. Bizim kentsel dönüşüm nedir? saydığım mahalleleri, Gündoğdu'yu, Sanayi Çarşısı'nı afet riskli alan olarak ilan edip, oraları yıkıp yapmaktır. Orada da görev kimindir? Devletimizindir. Devletimize İsmail Bey koalisyon ortağı olarak gereken girişimleri yapsın, yaptırsın. Belediyelerin yapmış olduğu sosyal yardımlar, sosyal donatılarla vermiş olduğumuz hizmetler asli görevlerindendir. Belediye, beldede yaşayan insanların tüm sorunlarını çözmek için hizmet üreten kurumlardır” diye konuştu.
“Bu Bizim Asli Görevimizdir”
Asgari ücretle çalışanların emekli memurların, emekli işçilerim açlık sınırının altında gelirle yaşadığını aktaran Kurt, Türk İş, DİSK'in ve TÜİK'in rakamlarına göre bile 30 bin liranın altında geliri olan insanlar açlıkla karşı karşıya olduğunu kaydetti. Kurt, “Bunların mutlaka bir sosyal güvenlik kurumu tarafından takviye edilmesi gerekiyor. Ya SGK maaşlarını artıracak, ya işte kaymakamlıktaki, valilikteki fonlar bunlara sosyal yardımlarla destek olacak, ya da belediyelerinde kanunun ilgili maddesinde yazdığı gibi görevlerin arasında olan sosyal belediyecilik anlayışıyla buraya yardım edecek. Şimdi biz halk marketi açmışız. Halk markette halkın ihtiyaçlarını gideriyoruz. O nedenle bu bizim asli görevimizdir. Belediye kanununun üçüncü maddesinde diyoruz. Belediye, belde sakinlerinin mahalli müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere kurulan ve karar organı seçmenler tarafından seçilerek oluşturulan idari ve mali özerkliğe sahip kamu tüzel kişisini anlatır. Dolayısıyla biz özel yapımızla idari ve mali açıdan belediye meclisimizin almış olduğu kararları uygulayıp hayata geçirmekle görevliyiz. Yoksul insanların derdine çare üretmek, bir derecede onun altını çizmek bizim görevimiz. Bir yoksulluk var. O yoksulluğun karşısında şöyle bir modelle biz bu yoksulluğu gideriz diyoruz” ifadelerini kullandı.
“İnsanların Derdine Derman Olan Bir Uygulamadır”
Odunpazarı Belediyesi’nin halk market uygulamasının örnek bir uygulama olduğunu söyleyen Kurt, Devletin benzer uygulamaları yapması gerektiğini ifade etti. Kurt, “ Halk market yoksul insanların derdine derman olan bir uygulamadır. Onun için orada bin civarında aile sürekli yaklaşık 700-800 aile de zaman zaman hizmet alarak yararlanıyor. Bu bir örnek uygulamadır. Devlet de bunu yapmalıdır. İnsanlar da bunu yapmalıdır. Dolayısıyla biz bu doğrultuda çalışıyoruz. Şimdi, halk kasap yani et alamayan insanlarımızın biraz daha ucuza et almasını sağlamak amacıyla yapılan bir uygulama. Bunun neresi popülizm? Yani 16-17 bin lira, 20 bin lira emekli maaşı alan bir büyüğümüzün ayda bir kez dahi olsa et almasını kolaylaştırmak belediyenin işidir. İşte kent berberi, yani berber parasına bile ihtiyaç duyacak hale getirdiyseniz bu insanları, utanmalılar. Buna çözüm arayanları küçümseyerek bu iş olmaz. Siz utanmalısınız. Yani sokakta, çarşıda 500 lira, 700 lira tıraş parası gündeme geliyor ise ve vatandaş bunu ödememek için tıraş olmuyorsa belediyeler buna destek olmak durumundadır. Tepebaşı’nın uygulaması eleştirilebilir, öyle değil böyle yapılabilirdi denir, o işin başka bir tarafı. Yani halk marketteki uygulamamızı eleştirebilirler, öyle yapmayın şöyle yapın diyebilirler ama bunu hiç yapmayın demek doğru bir şey değil. Biz iktidar gibi, iktidarın ortakları gibi yoksulluğu yönetmeye çalışmıyoruz. Onlar yoksulluğu yönetmeye çalışıyor. Biz sizin karnınızı doyuralım, siz bize oy verin. Biz yoksulluğu bitirmek için mücadeledeyiz. Bizim iktidarımızda yoksul kimse kalmayacak. Dolayısıyla da bizim uygulamalarımız bu doğrultuda partimizin programı ve ilkeleri doğrultusunda devam edecek” şeklinde konuştu.