Tepebaşı Belediyesi’nin borçlarının sürekli artmasını eleştiren AK Parti Tepebaşı ilçe Başkanı Muhammed Ali Kaya, artan borca rağmen hizmet yapılmadığını iddia etti.
Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’ın belediyeden emekli olan personelin tazminatlarının ödenmesi için 50 milyon lira borçlanma yetkisi istediğini aktaran Kaya, asfalt ve petrol ürünleri alımı için 210 milyon liralık borçlanma yetkisi talep ettiğini de kaydetti.
Kaya, “4 ay önce de 150 milyon liraya yakın bir borçlanma talebi olmuştu. Seçim sonrası Tepebaşı Belediyesi’nin borcu 485 milyon liraydı. Bu yeni borçlanmalarla birlikte büyük ihtimalle borç 1 milyar liraya ulaşacaktır. Tepebaşı Belediyesi’nin artık 1 milyar liralık bir borcu olacak diyebiliriz. Önceki borçla emekli personelin tazminatlarını ödeyemez miydi belediye? Tabii ki ödeyebilirdi! Emekliyi bu kadar düşündüklerini söylüyorlarsa, neden bu tazminatları ilk aldıkları borçla ödemediler? Asfalt yapımı için borçlanma talep ediyorsunuz ama Tepebaşı’nın birçok kenar mahallesinde hâlâ asfalt yok. Her yer çamur. Mıcır döküyorlar, ama mıcırı döken kamyonun kepçesi geçtiği anda her şey tekrar dağılıyor. Yani hiçbir işe yaramıyor. Belediye sürekli fuzuli masraflar içinde. Tepebaşı halkı 1 milyar lira borçlu bir belediyeye sahip. Ne diyeceğiz? "Vatan sağ olsun" mu, yoksa "belediyemiz sağ olsun" mu? Buna ilerleyen dönemde birlikte karar vereceğiz” diye konuştu. Tepebaşı Belediyesi’nin Her ay arsa satışı yaptığını eleştiren Kaya, Mollaoğlu mahallesinde belediyeye ait bir arsanın da satılmak istendiğini söyledi. Kaya, “Zaten belediyenin gelirinin yüzde 60-70’i arsa satışlarından oluşuyor. Belediyenin sosyal faaliyetler yapması elbette önemli, ama gerçekten sorun teşkil eden konular için sürekli borçlanmaya gidiyorlar. Ve bu borçları arsa satışlarıyla kapatmaya çalışıyorlar” sözlerini kaydetti.
“Merayı Taş Ocağını Dönüştürmeyi İstiyor”
Keskin Göleti’nin yakında 344 bin metrekarelik bir mera alanın taş ocağına çevrilmek istendiğini savunan Kaya, “ Bunun için meclisten yetki talep ediyorlar. Ama bir çelişki var! Hem çevreci olduklarını söylüyorlar, hem de bir mera alanını maden ocağına çevirmek istiyorlar! Taş ocakları nasıl çalışıyor biliyorsunuz, Dinamitle patlatmalar yapılıyor. Keskin Göleti’nin manzarasını gözünüzün önüne getirin. Oradaki doğanın ne hale geleceğini düşünün. Çevre grupları, doğayı koruma adına sık sık açıklamalar yapıyorlar. Şimdi de çıkıp bir açıklama yapsınlar. Mera demek, bölge halkının hayvanlarını otlattığı, hayvanların rızkını sağladığı yer demek. Bu alanı nasıl gasp etmeyi planlıyorsunuz. Bu konu belediye meclisinde gündeme geldi. Büyük ihtimalle bir sonraki oturumda oy çokluğuyla kabul edilecek. Ben şahsen madenlere karşı değilim. Taş ocakları da, madenler de değerli kaynaklardır. Ülkenin ihtiyacıdır. Neden çifte standart uyguluyorsunuz? Başka madenlerde çevrecilik adı altında büyük tepki gösterirken, burada neden merayı gasp edip taş ocağı açmaya çalışıyorsunuz. "Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu" demek yanlış olmaz, öyle değil mi? Biz madenlere karşı değiliz. Ama çevre konusunda samimi olmayan söylemlere karşıyız” şeklinde konuştu.
Kaynak: Haber Merkezi