Eskişehir’de Basketbol denince ilk akla gelen isimdir Servet Aksoy. 55 yıldır spordan hiç kopmadı. Her ne kadar ana branşı Basketbol olsa da Futbol, Hentbol, Voleybol ve Atletizm de yaptı. Binlerce çocuğa Basketbol’u sevdiren ve spor yapmasını sağlayan Servet hoca nasıl spora başladı, neler yaptı ve ilginç anılarını sorduk. O da içtenlikle cevapladı ve ekledi “Bende öyle spor aşkı var ki… 1986’da Nisan ayı 15-22 Nisan’da Kayseri de grup maçı var. Ben Kayseri 'de maçlarda iken oğlum Serdar dünyaya geldi. Ben sevgili oğlumu 3 gün sonra görebildim. Bunu da spor bana yaşattı”
“öNCELİKLE SERVET AKSOY’U TANIYALIM”
“1952 Eskişehir doğumluyum. İlkokulu Fatih Sultan Mehmet’te okudum. Spor hayatım Ticaret Lisesi orta kısmında başladı. Voleybol, Basketbol okul takımlarında oynadım. Okul basketbol takımımız Eskişehir şampiyonu oldu ve biz İzmir’de Türkiye ikinciliği yaşadı. O yıllar genç yıldız kulüp takımları yoktu. Liseyi de Ticaret Lisesi’nde okudum. Futbol, Voleybol ve Basketbol oynadım. Bu arada kulüp maçlarında da oynamaya başladım. İlk lisansım çelikkartal da futbolcu lisansı olarak çıktı. Sonra Siyah - Beyaz ( Şimdi ki Şekerspor) kulübüne transfer oldum. Oradan Toprakspor kulübüne transfer olmamla Voleybol, Basketbol ve Futbolu bir arada taşımaya başladım. Toprakspor’da yavaş yavaş Basketbol meyilim yükselmeye başladı ve basketbol antrenörlüğüm ile birlikte DSİ bent spora transfer oldum.
“HEM SPORCU HEM ANTRENöRLüK YAPTIM”
“DSİ de futbol oynarken basketbol antrenörlüğü birlikte yürütüp Bursa Reno’da basketbol oynayacağım hayalleri ile Bursa'ya idmanlara gidip geldim. O arada nişanlandım. Asker oldum. Kütahya ve İzmir Havagücü’nde Basketbol oynadım. Askerlik dönüşü Büyükdere takımında kısa bir dönem basketbol ve futbol oynadım. Ve artık basketbol antrenörlüğü ağırlığım basıyordu. İlk orta lise okul takımları Gençlikspor ve Estonspor, Cici, Demirspor, Fatihspor, çağlarspor, Kartalspor deneyimlerim oldu. Gençlik spor il müdürlüğü yaz kış okulları çalıştırırken 5 - 6 kulübe sporcu veriyordum. Okul takımları oluşturuyordum. Okulların idmanlarını ATATüRK spor salonu da yapmalarını sağladım”
“VOLEYBOLDA TRANSFER YAPTIM”
“Bir gün çetin Demirel ve Muzaffer öğütveren beni Kılıçoğlu Toprakspor’a transfer etmek için geldi. çok iyi Voleybol takımı kurduk senide alalım dediler. Siyah – Beyaz’da oynuyorum. Lisede okuyorum ‘olur’ dedim. Hem Futbol hem Voleybol Hem de basketbol oynamak için bir adam transfer ediyorsun üç takımına takviye… Eskişehir şampiyonu olarak Adapazarı’na gittik. Gerçekten çok iyi oyuncular vardı takımda. İbrahim çelik futbol ve basketbol oynuyordu. Bazı yetenekler geç keşfediliyor İbrahim askerliğini yaptıktan sonra Voleybolcu oldu ve ben Voleybolu bırakıp bir seminerde hakemliğine başladım. Adeta yedek hakem gibi her maçı izlerdim. Evim Atatürk spor salonuna yakın olduğu için hemen hakem eksik derlerdi beyazları giyer koşardım. Hakemlik ayrı zevk. Bir gün Uşak’ta gurup maçlarında voleybol hakemi olarak göreve gittim. Salon görevlileri hakem giriş kapısından almıyor beni… ‘Bakın arkadaşlar ben bu maçın hakemiyim’ diyorum. Beni çocuk gördüler inanmadılar kartımı çıkardım görev kartını gösterdim zorla içeri aldılar ve çok önemli bir final maçını yönetme zevki heyecanı yaşadım. Aydın Koçarlı Lisesi-İstanbul şampiyonu maçını bir de Eskişehir’de Dsi - Havagücü maçı sonrası düdüğümü erken bıraktım. Hentbol hakemi oldum. Onu da pek sevemedim”
“BİRçOK OKUL VE İL MüDüRLERİ İLE çALIŞTIM”
“Spor'da siyasi düşünce sağ - sol siyaseti varken bile bir arada aynı amaç uğruna siyaset yapamıyorduk. 80 yıllarından sonra birçok Gençlikspor il müdürleri ile çalışma fırsatım oldu. Hiç unutmam Mehmet Ali Babacan il müdürüyken ben Gençlik spor yaz okulunu bıraktım. Beni makamına çağırdı gittim çay söyledi. ‘Bana bak Servet gerekirse spor salonu anahtarını sana veririm ben seninle çalışmak istiyorum gel istediğin gibi çalış’ dedi. Her yılsonu beni ödüllendirir çalışmalarımda rahatlık verirdi. Onun bu gayreti ile Estonspor’u 2.Türkiye ligine taşıdık. Eskişehir'de 2.Türkiye liginde basketbol takımı vardı artık. 1984’te daha sonra Estonspor’dan kopmam birçok insanın çekememezliği ile son buldu. Benim Şekerspor’a Evirgen Güney tarafından çağrılmam ile başladı çok iyi bir ekip kurdum. Buradan tekrar 2. Lige yükselmem mümkündü. Anadolu şampiyonasında 4.olmak her şeyi berbat etti. çok ayak oyunları oynanıyordu. Ve kurduğumuz güzel takım hak ettiği yere çıkamadı. Tabi ki sonra değişen il müdürleri sonunda basketbolda değişim yaşıyordu. Süleyman Arduç müdürün hakkını yiyemem. Eskişehir'den basketboldan kopmak üzereydim. Bozüyük Atılım spor hatta Bilecik Gençlikspor yaz okullarında görev yapmaya başladım. Bozüyük tam benim istediğim gibi bir yerdi. 2 yıl güzel çalışmalar yaptım. Gene biri bu çalışmalarıma çomak soktu ve oradan da ayrıldım. Bir yıl sonra bu sefer Spor Bakanı Bahattin Şeker tarafından Bozüyük’de Bölgesel Lig takımı kurdum. Ticaret yaparken başka ilde antrenörlük yapmam çok zordu.Ama ben yaptım.
“İLK çOCUĞUM BEN GRUP MAçLARINDAYKEN OLDU VE 3 GüN SONRA OĞLUMU GöRDüM”
“Bende öyle spor aşkı var ki… 1986’da Nisan ayı 15-22 Nisan’da Kayseri de grup maçı var. Ben Kayseri 'de maçlarda iken oğlum Serdar dünyaya geldi. Ben sevgili oğlumu 3 gün sonra görebildim. Bunu da spor bana yaşattı.
“MUAMMER ULUçAY’IN DEDİKLERİNİ UNUTAMAM”
Bana hep sorarlar ‘Hocam Milli sporcum oldu mu, Başarılı sporcuların oldu mu?’ diye. Benim de kendime göre bir felsefem vardı. Sporu sevdirmek çocuklarımın Eğitimine katkı vermek bu sporcularım istedikleri an benden ayrılabilirlerdi. Benim için Eğitimlerinde vesile olmaktı. çok başarılı sporcularımız milli sporcularımız oldu .Ben hep şunu derim ilk önce biz insan sonra sporcu yetiştiriyoruz. En son basketbolcu yetiştiriyoruz. Rahmetli duayen Muammer Uluçay hocam bana ‘Bana bak Servet bunlara bu çocuklara hiç bir zarar gelmesin bu anne babalar bize güvenip bu çocukları emanet ediyor, onlara sporu sevdir. Turnike öğret azda maç yaptır yıl sonu hepsini kulüplere dağıt. Tabi ki başarılı yetenekli sporcular hemen kulüp bulup giderlerdi”
“SPORCULARIN GELECEKLERİNİ DüŞüNDüK”
“Hatta şu anda antrenörlük yapan Can Corcor zamanında çok yetenekli bir sporcu idi. Emekspor’da oynardı. Ali İhsan Sarıçoban kulüp idarecisi idi bir gün geldi ‘Can Corcor’u Anadolu üniversitesine bir çift krampona verdim’ dedi. Niçin dedim ona imkan verecekler dedi. Biz burada amma hizmeti veriyorduk. Bir yılda 3 kız sporcum Ankara Arı okullarına transfer oldu ve milli oldular. Hiç rahatsızlık duymadık. Sahiplenmedik bile. Bir sporcum Türkiye’nin en iyi küçük sporcusu seçildi. Yine Murat özgül kulüp başkanımdı ve Tofaş kulübüne verdi. Bana da ‘Servet Gökhan Oral iyi sporcu olacak önünü kapatmayalım’ dedi ve verdik. Amacımız iyi ekip yapmak değil sporu sevdirmekti”
“SPOR ŞU AN SİYASETİN İçİNDE”
“Zamam zaman çok iyi idarecilerle çalıştım Basketbol ilk önce spor salonu işi salonun yoksa takım yapma şansında yok. Şu an siyaset çok fazla sporun içine girdi. Burdan çıkılması gerekir. Siyaset spora zarar veriyor. Bakın il müdürlüğü yani Gençlik ve spor il müdürünü hiç sahada gören oldu mu. Şahsen ben daha tanışmadım. Süleyman Arduç hemen hemen her maça yetişmeye çalışırdı çok maça gelir hocam bir aksaklık var mı derdi. Antrenör arkadaşlar en yetkili ile görüşmek ister. Şu an il temsilcisi bile basketbol sahalarında yok. Tabi ki sporda ilerlemek mümkün değil. Moral şevk vermek gerekiyor, antrenör arkadaşlara”
“3 ARKADAŞ KARTALSPOR’U KURDUK”
“Kulüplere kızıp kendi basketbol kulübümüzü kurduk. İlk önce Kartalspor deneyimim oldu. Gençlerin önünü açalım dedik. Bölgesel lige katıldık. üç arkadaşın maddi katkıları ile Murat özgül, Erkan Taşbaşı ve ben kulüp başkanı ve antrenör olarak Bölgesel ligde oynuyoruz. Düşüne biliyor musunuz koca koca üniversiteler, Belediye imkanları, Fabrika imkanları dururken biz üç arkadaş halkın ufkunu açmaya çalışıyoruz. Fazla uzun dayanamadık”
“POTASPOR DENEYİMİMİZ OLDU”
“Sonra genç bir ekip kuralım dedik ve Potaspor’u hayata geçirdik. Murat özgül başkan ben antrenör. Gençlerle Türkiye’yi dolaşıyoruz. Amaç gene sporu sevdirmek İnsan yetiştirmek. Murat bey banka müdürü idi tayini çıkınca ve bize salonlarda çalışma imkanı azalınca küçüldük ve kulübü kapattık. Ancak hem kartal, hem de Potaspor’da çok yetenekli sporcular kazındırdık ”
“OKUL KULüP İŞ BİRLİĞİ”
“Son olarak Bayındırlık Yapıspor’u kurduk. Basketbol’u buradan sevdirmeye yetişen 12 yaşa gelince özel Okullara Eğitim bursu konusunda yardımcı oluyoruz. Nitekim şu an özel Ataçağ Okulunda gönüllü olarak hem spora hem Eğitime vesile olmanın gururunu yaşıyorum” Bir çok okulda takımlar kurdum. çocukları bu takımlarda sahaya çıkartıp, Basketbol heyecanı yaşamasına yardımcı olmak benim işim.
“HER MESLEKTEN öĞRENCİM VAR”
“Yaşım 68 oldu. Artık yeter demiyorum. Her meslekten öğrencilerim var. Bana binlerce çocuk Servet baba diye boşuna demiyor. çok fazla fedakarlık yaptık. çok fazla zorluklara göğüs gerdik. Yaşlandık ama deydi diye düşünüyorum”
“İKİ OĞLUM DA BASKETBOL’DAN YETİŞTİ”
“2 oğlum var, İkisi de basketbolun içinden geldi. Büyük oğlum Serhat Kütahya Dumlupınar üniversitesi mezunu.Kütahya'da , Eskişehir Atayurt okullarında Bozüyük Atılımspor da ve şimdi İzmir de Antrenörlük hayatı devam ediyor. Küçük oğlum Serdar Belediye encümeni. İnşaat mühendisi. Elinden geldiğince spora katkı vermeye devam ediyor”
“2 SALON YAPTIRDIK”
“Spor hayatım boyunca DSİ Bentspor’a ve Dumlupınar ilk okuluna spor salonu yaptırma vesilesi olmam ayrı bir gururum. Varsın o salonlara artık girmeyeyim. Eskişehirspor salonu bakımından oldukça zengin. Yeterli kullanma imkanı verilmiyor. Birde çok değişik sporları anlamsız bir şekilde başka spor branşlarına açılıyor. Belediyelere bir tek sözüm var. Diğer kulüplere rakip olmak değil tüm kulüplere yardımcı olun”
“çOK GURURLUYUM”
“Gerçekten de gururluyum. Binlerce değil 10 binlerce çocuğa sporu sevdirmeye çalışmışım. Ve şu bir kaç yıl içinde bile 50 den fazla çocuğun özel okullarda burslu okuma imkanına vesile olmuşum”
“İL TEMSİLCİLİĞİ DöNEMİN YOĞUN GEçTİ”
“İl temsilcisi olunca çok hayallerim vardı. çok çocuğa çok maç yaptırabilmek ve çok okulu yarıştırabilmekti. İstediğim kadar olmasa da başardım sanırım. En önemli olayım ise ETİ minikler basketbol şenliği idi. Federasyondan Eskişehir’de minikler basketbol şenliği yapalım dendi. Bende ETİ ile olursa varım dedim. Her yıl ülker ile yapılan bu şenlik için ETİ ye başvurdum. Sağ olsunlar 7 spor salonu süsledik günde 10’ar maç oynadık 7× 10 = 70 maç yaptık. Günde 90 takım ağırladık. Bir hafta 500 maç yaptırdık. Hayal gibi geliyor. ETİ her çocuğa çanta, tişört, şapka, hediye etti”
“27 YIL KREDİ YURTLAR KURUMU TAKIMINI çALIŞTIRDIM”
“Türkiye’nin hemen hemen her ilinde spor sayesinde dostlarım var. 25 yıl Kredi Yurtlar Kurumunda Basketbol antrenörlüğü yaparak bir rekora da imza attım. Zannederim benim kadar sporcu yetiştiren antrenör çok az. Yıllarca KYK da kız ve erkek takımlar kurup 20 sefer final oynamak. 8 defa Türkiye şampiyonu olmak rekor olsa gerek”
SPORDAN Hİç KOPMADIM”
“Sporla hep iç içe yaşadım. Futbol, Voleybol, Basketbol, Masa Tenisi, Judo, Atletizm yaptım. Voleybol, Hentbol hakemliği yaptım. Basketbol ve ayrıca Tekerlekli Sandalye basketbol antrenörlüğü yaptım. Spor malzemesi atölyesi ve ticareti yaptım. Basketbol il temsilcisi olarak Eskişehir' e 6 yıl hizmet verdim. çeşitli gazetelerde spor köşe yazarlığı yaptım. 2 ayrı kulüpte kulüp başkanlığı yaptım. Kent konseyi spor çalıştayında olmak sporla dolu dolu yaşamak demek”
“İLçELERE NEDEN SPOR SALONU YAPILMAZ”
“Bazen merak ediyorum. 500 den fazla öğrencinin olduğu spor salonu bulunan ilçelerde niçin salon sporu yapılmaz. O çocuklar Basketbol, Voleybol ve Hentbol maçlarının heyecanını neden yaşamasın. Bu amaçla geçen yıllar Seyitgazi ilçesine gittim. Bir okul müdürü ve Belediye başkanından destek aldım. çok geçmedi birileri mani oldu çocukların basketbol oynamasına. Oradan bir iki çocuk keşfettim biri şu an özel Ataçağ Kolej de burslu okuyor. Gelecekte çok iyi basketbolcu olacak. Büyük ilçelerde de sporu sevdirmek gerekir diye düşünüyorum. Mesela büyük havuzları olan ilçelerimiz var. Oralarda yüzme sporu yapılabilir. Sarıcakaya, İnönü, çifteler bu ilçelerde havuz mevcut. Bir ara Sivrihisar da Mehmet çini arkadaşımız ile basketbol yaptıralım dedik ama maalesef salonda imkan bulamadık. Gidip gördüm her şey mümkünken yapılmıyor”
“çOK İLGİNç ANILIRIM VAR”
“Bu kadar yıl sporun içinde olan insanın güzel anıları olur. Bana en ilginç gelenlerden birini Kayseri 'de yaşadım. çok büyük paralarla kurulmuş bir ekip rakibim Mersin Akgübre ile oynuyoruz. Gurup finali salonda seyirci dolu. Mersin’den gelmiş. Biz Estonspor ile gittik. Maçı baştan sona önde götürüyoruz, devre arası biri yanaştı yanıma ‘Al şu araba anahtarını maçı bırak’ dedi. Bende ters tepki yaptım ezdik geçtik. Birde sporcum ömer Urazer maçta parmağından sakatlandı. çok zor oynaması kemik çıktı, deriden sardık ve ‘Parmağım kopsa da oynayacağım’ dedi. Yine sporcum Deniz Kanatlı Bilecik’de maçta parmağından sakatlandı. Bizden Rahmetli Adnan Kanatlı izin istedi. Tamam dedik. Zaten final oynayacağız Dumlupınar ilk okulu ile İstanbul takımı Deniz Kanatlı döndü bana ‘Hocam babamın arabasının aynısını sana alacağım beni bırakma’ demesi spor adamın gönlüne bir kere girer zor çıkar. Ayrıca Doktorluk sınavı var Levent özçakır Tıp okuyor. Bizde Samsun da Şekerspor ile final oynayacağız. Rakipler Manisa Vestel ve Konyaspor. Birini yensek ilk üçe girip Türkiye 2. lige merhaba diyeceğiz. Levent sana ihtiyacım var dedim. Levent Sabah Samsun’a geldi ve maçlarda oynadı. işte spor sevgisi.başka bin anı da Kahraman Maraş' ta final oynuyoruz.Sivas'la basketbolcu Barış Gürol ve Melih Yurdakul Eskişehir'de. Barış finalde sana ihtiyacımız var dedim sabah Kahraman Maraş' a geldi finale yetiştiler. Son anımda Kırklareli'de. Bizim maçlar da bayan taraftarlar dolu. Maç zor biz kıvranıyoruz arkadan Serkan Berber gülüyor. Bir kızdım girilen maça diye enseye bir tane. Maç sonu niye gülüyordun dedim. Kızlar bu çocuklar çok iyide şu adam olmasa demişler. Dönüşte Serkan Berber otobüste gözler yaşlı kızlara el sallıyor, Şu anda o saydığımız isimlerden Levent özçakır Bursa da doktor. ömer Urazer Anadolu üniversitesinde inşaat daire başkanı. Barış Gürol ve Serkan Berber spor akademisinde doçent”
“YOLDAN HANIM İLE GİDERKEN öNüMü KESİP PARA VERDİLER”
“Bir gün Şair Fuzuli caddesinde hanımla yürüyoruz. Bir araç bir fren durdu, genç indi bana elime sarıldı öptü ve 20 TL para verdi. Bu ne dedim. Hocam bizi İstanbul’a Efes maçına götürdün benim param yoktu beni de aldın. O zamanlar 20 lira idi sonra veririm diyordum. Sağ ol hocam hakkını ödeyemem dedi. Ne cesaret varmış bizde 50 çocuk bir otobüs dolusu İstanbul’a maça götürmüşüm”.
“ENGELLİLER İLE çALIŞMAKTAN KEYİF ALDIM”
“Engelli kardeşlerimiz ile de çalıştım. Onlara iki yıl hem ağabeylik hem antrenörlük yaptım. Sağ olsunlar herkes yardım etti. Kime gittiysem boş dönmedim. Bir kaçını kamuoyu da bilsin bu reklam değil. Büyükşehir Belediyesinden araç, forma top aldık, Gençlik spor forma eşofman top verdi. özlem Ticaret her deplasmanda Otel masrafı için 500 TL ve meşrubat su Erdoğan Tekgöz abi hiç boş çevirmedi. Odunpazarı Belediyesi malzeme desteğinde bulundu. Açıktım da her deplasmanda kumanya alırdık. İsmini sayamadıklarım bağışlasın beni. Eskişehir esnafı bu bakımdan çok duyarlı davrandı. Birde çok cefakar çiğdem hanım deplasmanlarda çocuklara çok iyi davranırdı. Burada önemli olan bu arkadaşları bu heyecanı yaşatmak gerekir diye düşünüyorum. Onlara unutulmaz bir geceyi de Yunus Emre Aksoy yaşattı. Engelli kardeşlere kim bir adım yardım etti ise sağ olsun. çok güzel anılarım oldu. Bu arada iki arkadaşımızı erken kaybettik Allah rahmet eylesin”
“SPORDAN ASLA ZARAR GELMEZ”
“Son olarak spordan hiç kopmayın. Bol bol çalışın. Ben kendimi Basketbola verdim. Yıllara bu işi severek yaptım ve binlerce çocuğun içinde oldum. Hem eğitim hem de spor iç içe çok da iyi gidiyor. Sporculara tavsiyem antrenman kaçırmayın ailelere ise çocuklarını mutlaka bir spor branşına gönderin derim. Şu anda biri çıkıp önümü keserek ‘Servet hocam nasılsın deyip elimi öpüp hal hatır soruyor işte o da bana yetiyor”