“2026 deprem sorunu çözülürse Eskişehir yılı olur”
Saadet Partisi Eskişehir İl Başkanı Fesih Bingöl, Eskişehir’in öncelikli sorunlarının deprem riski ve su krizi olduğunu belirterek, 2026 yılının “Eskişehir Yılı” olarak ilan edilmesinin ancak bu temel sorunlara çözüm üretilmesiyle mümkün olacağını söyledi. Bingöl, “İmar hususunda, altyapı hususunda, trafik hususunda, kentsel yenileme ve deprem hususunda ve gelecekte problem olan su ile ilgili 2026 yılında eğer bir yatırım yapılacaksa, o zaman Eskişehir yılı öyle olabilir. Yani bunları ifade etmek çok kolay ama gereklerini yerine getirmek lazım. Ben Sayın Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce'den şunu beklerdim: "Biz 2026 yılında Eskişehir'de 15.000 insanın etkileneceği bir deprem riskine karşı binaların güçlendirilmesiyle ilgili bir projemiz var, bunu hayata geçireceğiz." derse bu konu anlamlı olurdu. Öte taraftan dün ben ESKİ'de bir yetkiliyle görüştüm. Şu an su kaynaklarımız hakikaten yok. Dolayısıyla biz 2030 yılında Eskişehir'in ciddi bir su problemi yaşayacağını ifade ederken 2030 yılına varmadan bile bu krizle karşı karşıyayız. Trafikle ilgili bir yağmur yağdığında veya kar yağdığında Eskişehir ciddi problemlerle karşı karşıya kalıyor. Dolayısıyla burada Eskişehir'in temel sorunları var. Biz ne diyoruz? Kentsel gelişme, imar ve mutluluğun çarpımına eşittir. Burada imar fiziki gelişmeyi, mutluluk ise sosyal gelişmeyi ifade eder. Eskişehir 2026 yılı olarak ilan edilecekse, burada kentsel gelişme olmalıdır. Bence 2026 yılında Eskişehir'de iki tane temel konu vardır. Eskişehir depreme hazır hale getirilir ve Eskişehir'in su sorunu çözülürse diğer sorunlar zamanla çözülebilir. Eskişehir yılı o zaman olmayı hak edebilir diye düşünüyorum” dedi.
Bingöl, merkezi hükümetin muhalif belediyelere çeşitli kısıtlamalar getirdiğini savunarak, “Eskişehir'de bazı hizmetler gerçekten yapılmak istendi ama merkezi hükümet tarafından bu engellendi. Belediye gelirleri azaltıldı. Şu an vergiler direkt alacaklarından kesiliyor. Dolayısıyla burada elbette sıkıntılar yaşanabiliyor. Ama ben bütün bunlara rağmen israf yapmadan daha mantıklı bir hizmet nasıl yapılabilirse belediyelerin ona yönelmesi lazım. İfade ettiğim şuydu: Eskişehir'in bekleyen iki tane temel sorunu var, bu deprem ve su konusuydu. Depremle ilgili şu an merkezi hükümetin bir çalışması var. Bu konuda özellikle "Yarısı Bizden" programı çerçevesinde kentsel yenilemede bakanlık bu katkıyı sağlıyor. Dolayısıyla Eskişehir de bu katkıdan istifade etmek için bence siyasi çalışmaları hızlandırmalıdır ve Eskişehir için de böyle bir hizmeti getirebilmelidir. "Yarısı Bizden" dediğiniz zaman kent yenilenirken insanların kendilerini daha güvenli ve sağlıklı evlere yerleşebilme imkanı olabilir. Daha önemli bir şey de tasarruf tedbirleri çerçevesinde belediyenin gelirlerinin kısıtlanmasıdır, bunu ifade etmek gerekiyor. Özellikle belediyelerin bütçeleri belirlendi. Zaten belediyeler artık personel alımını mevcut bütçesinin yüzde 40'ı kadarını personel giderleri olarak harcamalıdır. Dolayısıyla burada geçmişteki personel sayısı oldukça fazla olduğu için mesela ben sadece Eskişehir'de metropol bir ilçede çalışan sayısının şu an 1.800 kişi olduğunu biliyorum, bu büyük bir rakamdır. Ben çalışan sayısının 1.800 değil, 2.000 kişi veya 2.500 kişi olmasını isterim. Gerçekten iş imkanı olmayan insanların belediye kapılarında iş aramakta olduğunu ben biliyorum. Ama başka bir şey vardır; burada mutlaka gelirlerin belediyelere eşit ve adil dağıtılması lazımdır. Hükümetin bu konuda partizanlık yapmaması lazım diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.