“Asgari ücretli nefes almalı”

Demokrat Parti haftalık basın toplantısını partisinin il binasında gerçekleştirdi. Toplantıda Demokrat Parti İl Başkanı Hüseyin Özcan ülke ekonomisiyle ilgili eleştirilerde bulundu. Türkiye'nin en büyük sorununun ekonomi olduğunu söyleyen Özcan, açıklanacak enflasyon oranının yaşanan enflasyonun yüzde 50’sini ancak ortaya koyacağını savunundu. Özcan, “Haziran ve Temmuz aylarını göreceğiz. Bu açıklanacak enflasyon oranlarının çalışanların, memurun ve emeklinin maaşına ne kadar yansıyacağını hep beraber göreceğiz ki sadece birkaç gün önce yapılan bir araştırmada çalışmada sadece yılbaşından bu yana emeklinin asgari ücretlerin ve çalışanın cebinden çalışanın maaşından yüz EURO eksilmiş. Yani yaklaşık 4 bin 500 lirası gitmiş. Yani 22 bin lira asgari ücret alan emekçi işçi kardeşlerimiz şu an on sekiz bin lira alıyor. 14 bin 469 lira maaş alan emeklimizin maaşı şu an on bin liraya düştü. Bu şartlarda yaşamak, bu şartlarda aile geçindirmek, ev geçindirmek, çocuk geçindirmek maalesef ki sadece Türk milletinin başarabileceği bir mucizedir. Bugün 22 bin liranız 18 bin liraya düşmüş ve düşmeye devam ediyor ve hükümetten Asgari ücretin temmuz ayında tekrar bir ayarlanma yaparak arttırılması konusunda hükümetten henüz bir ses yok” şeklinde konuştu.
“ADALET BUNUN NERESİNDE”
İktidarın ekonomi yönetimin eleştiren Özcan, alınan vergilerde adaletsizlik yapıldığını savundu. Özcan, “ Halk tabiriyle söyleyeyim, hükümet şunu söylüyor. Ağabey yok, olsa dükkan senin. Olsa vereceğiz ama yok, kasa boş diyor. Bakın dün, evvelki gün itibariyle tapulardaki alım-satım harç, döner sermaye harçları 5 bin300 küsur liraya çıktı. Adaletsizlik nerede biliyor musunuz? Siz 1 milyon liraya bir gayrimenkul aldığınızda da aynı döner sermayeyi ödüyorsunuz. 25 milyon liraya bir gayrimenkul aldığınızda da aynı döner sermayeyi ödüyorsunuz. Adalet bunun neresinde? Hukuk bunun neresinde? Zaten 1 milyon liraya bir şey alan, bir gayrimenkul, bir yatırım aracı satın alan vatandaş zar zor o parayı bir araya getirmişken onu ödeyecek ama 25 milyon lira ben artık bu evden sıkıldım daha lüks burayı istiyorum diyen ve 25 milyon lira parayı hiç düşünmeden çıkarıp verebilen vatandaşla aynı döner sermayeyi yatıracak. Adaletsizlik aşağıdan başlayıp yukarıya doğru yükselmeye, yürümeye ve her alanda da böyle olmaya devam edecek. Bir an önce en azından asgari ücretle çalışanlarımız rahatlatılmalıdır. Ve temmuz ayında emekliye verilecek zamla beraber, memura verilecek zamla beraber asgari ücretliye de mutlaka ek bir ödeme, ek bir yardım yapılarak onların da bir nefes alması sağlanmalıdır. Sonra demesinler ki kimse asgari ücretle orada iş bulmuyor, oraya işe gitmiyor, buraya işe gitmiyor. Evet, gitmez çünkü 22 bin lirayla bugün ortalama bir lise mezununun ya da bir meslek lisesi mezununun yani bir gencin askerliğini yapmış 22-23-24 yaşında bir gencin yani hayatının baharında bir gencin askeri ücretli bir fabrikada çalışıp bir yuva kurması, bir ev sahibi olup bir genç kızla evlenmesi ve onu geçindirebilmesi yani ailesini geçindirebilmesi maalesef bu şartlarda mümkün değildir. Sonra çıkıp diyorlar ki Türkiye'nin yaşlı nüfusu hızla ilerliyor. Siz insanlara evlenmek için, bir yuva kurmak için, bir mutlu hayat geçirmek için eğer uygun şartları sağlamazsanız, uygun paraları vermezseniz elbette ki nüfus yaşlanır, elbette ki insanlar evlilikten kaçar, elbette ki bekar insanlar olur hayatımızda. Ama buna rağmen nikah merasimlerinde Üç çocuk en az limit koyarak. Hani kadınlarımızın nasıl doğum yapacağına karar verecek hükümet, veren hükümet kaç çocuk yapacağımızı da maalesef söylüyor. Bir tek girmedikleri özel hayatımız kalmıştı. Sağ olsunlar ona girmeyi de ihmal etmediler” diye konuştu