“Asla yorulmadım ve bu bir veda değil!”

“Asla yorulmadım ve bu bir veda değil!”
 Muhabir
Büyükerşen, “Hayatta hiç bir şey sonsuza kadar sürmez, eninde sonunda biter. Yani her şeyin bir sonu vardır” diye konuştu.

Kenti çamurdan kurtararak başladı hikâyesine…

Öyle görüyorum.

Çamur şekil aldı kentte, Eskişehir ortaya çıktı.

Mimarı da belli.

İnce ince işledi her bir sokağı…

25 yıllık görev süresince hayalindekiler gerçek oldu.

Eleştirenler oldu, yapamazsın diyenler oldu, burun bükenler oldu.

Hiçbirine kulak asmadı.

Elinden gelen her şeyi yaptı.

Ve çorak bir şehri mucize kentine döndürdü.

Müzelerin şehri, çocukların şehri, gençlerin şehri Eskişehir ortaya çıktı.

Yılmaz Hoca’yla “Özgece” sohbet ettik.

Adaylık süresindeki tartışmaları değil de görevi bıraktıktan sonra neler yapacağını konuştuk.

Görev süresi boyunca en mutlu olduğu projeyi de söyledi, içinde ukde kalanı da…

İşte Yılmaz Büyükerşen’le konuşulmayanları konuştuk.

Biz sorduk, o samimice yanıt verdi.

Yılmaz Büyükerşen,Asla yorulmadım. Belki biraz kendime ve aileme, torunlarıma daha fazla zaman ayırırım. Deneyimlerimi ülke genelinde paylaşabilirim. Kitap okumak için, müzik dinlemek için, sanatın çeşitli dallarıyla daha yoğun ilgilenebilmek için daha fazla zamanım olur diye düşünüyorum” dedi.

Eskişehir'de hayata geçirdiğiniz hangi proje için iyi ki bunu yaptık diyorsunuz? En mutlu olduğunuz proje ne?

Eskişehir'de hayata geçirdiğim tüm projeler için "iyi ki bunu yaptık" diye düşünmüşümdür. Mesela Porsuk Islah Projesi, tramvay projesi, Kalabak Su isale hattının yenilenmesi, arıtma tesisi, büyük parklar ve diğerler projeler. Önem bakımından hiçbirini diğerinden ayırmam. Benim için önemli olan, "iyi ki bu şehre hizmet etme fırsatım oldu" diyebilmektir. Bunu da gönül rahatlığıyla söyleyebiliyorum.

“BAYAT PAZARI DIŞINDAKİ TÜM PROJELERİ YAPTIM”

Yapmak isteyip yapamadığınız bir proje oldu mu?

Elbette oldu. İnsanın hayatta yapmak istediği her şeyi yapabilmesi mümkün değil. Örneğin, göreve ilk geldiğim yıllarda Bayatpazarı ve çevresinin çehresini tamamen değiştirecek bir proje hazırlamıştık. Eski Halk Evi'nin bulunduğu, şimdiyse İşbankası olarak kullanılan alandan başlayıp Salhane Köprüsü'ne kadar olan, caddenin her iki tarafını da kapsayacak bir projeydi. O proje çeşitli nedenlerle hayata geçirilemedi. Aynı şekilde Anadolu Üniversitesi rektörlüğüm zamanında, rahmetli Turgut Özal'ın da onayıyla Sıcak Sular Bölgesini bir termal merkezi haline getirme projem vardı. Bölge esnafının ve zamanın Ticaret Odası yöneticilerinin karşı çıkmaları nedeniyle o da gerçekleşmedi. Ben o günleri çok iyi bildiğim için, Büyükşehir Belediye Başkanlığı dönemimde Bayatpazarı Projesi dışındaki tüm projelerde, hem hukuksal, hem finansal açıdan tam olarak olgunlaştırmadan işe girişmedim. Proje hazır olacak, hukuki açıdan bir sorun olmayacak, finansal kaynakları da tam olarak sağlanmış olacak. O nedenle de, yapmak isteyip de benim elimde olmayan nedenlerle yapamayacağım hiçbir vaatte bulunmadım. Vaat ettiklerimi de eninde sonunda hayata geçirdim.

“BİR VEDA OLARAK GÖRMÜYORUM”

Büyükerşen nasıl veda edecek? Nasıl bir veda düşünüyorsunuz?

Ben bunu bir veda olarak görmüyorum. Aksine bir bayrak yarışı olarak görüyorum. Ben ve arkadaşlarım, 25 yılda Eskişehir'i belli bir noktaya getirdik. Başarılı işler yaptık. Artık görev yeni adayımızın ve onun ekibinin, yani Ayşe Ünlüce'nin. Tepebaşı Belediye Başkanımız Ahmet Ataç, Odunpazarı Belediye Başkanımız Kazım Kurt ve diğer ilçe belediye başkanlarımız Ayşe Ünlüce'ye tüm desteklerini vereceklerdir. Onların deneyimlerinin büyük faydası olacaktır. Ben ise, yine Eskişehir'de olacağım. Görüşlerimin sorulması, deneyimlerimden yararlanılması söz konusu olduğunda her zaman hazır olacağım.

“ASLA YORULMADIM AMA KENDİME VAKİT AYIRACAĞIM”

Belediye Başkanlığını bıraktıktan sonra neler yapmayı düşünüyorsunuz?

O konuda bugünden belirlenmiş bir planım yok. Yaklaşık 60 yıldan beri sürekli çalıştım. Akademi yıllarım, Akademi başkan yardımcılığı, ardından Akademi Başkanlığı, Anadolu Üniversitesi Kurucu Rektörlüğü, öğretim üyeliği, sonrasında Büyükşehir Belediye Başkanlığı. Dile kolay tam 25 yıl yaptım bu görevi. Normalde bir insan, 25 yıl çalışıp sonrasında emekli olur değil mi? Ama benimki öyle olmadı. Ancak bu sözlerimden kimse, yorulduğum gibi bir sonuç çıkarmasın. Asla yorulmadım. Belki biraz kendime ve aileme, torunlarıma daha fazla zaman ayırırım. Deneyimlerimi ülke genelinde paylaşabilirim. Kitap okumak için, müzik dinlemek için, sanatın çeşitli dallarıyla daha yoğun ilgilenebilmek için daha fazla zamanım olur diye düşünüyorum.

“ÖRNEK BİR CUMHURİYET KADINIDIR”

Ayşe Ünlüce'nin adaylığı için neler söyleyeceksiniz?

Sevgili Ayşe Ünlüce, benim uzun yıllardan beri tanıdığım bir kişi. Hukukçu olmasının yanında, Baroda ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarında gönüllü olarak sürekli görev alan biriydi. Son 8 yılda da Eskişehir Büyükşehir Belediyesi'nde birlikte çalışma fırsatımız oldu. Son 5 yılda da belediyemizde genel sekreter olarak görev yaptı. Yani benden sonra en geniş yetkiye sahip olan, belediyenin en üst kademesinde görev aldı. Bilgisini, çalışma disiplinini, yönetim biçimini yakinen gördüm, bizzat tanık oldum. Bir kere belediye mevzuatına çok hakim. Adalet duygusu çok gelişmiştir. Öyle ki, yalnızca belediyenin çıkarlarını gözetmez, vatandaşın çıkarlarını da gözetir. Her hangi bir ihtilaf halinde, hak ve hukuk ölçüleri içinde kararlar alır. Örneğin bir vatandaşın mülkü kamulaştırılacak, orada bile bana gelip, "Hocam burada vatandaşa karşı yapılan bir haksızlık var. İzin verirseniz bu kişiyi belediyeye davet edip, belediye aleyhine dava açmasını önereceğim" diyecek kadar gelişmiş bir adalet duygusuna sahiptir. Çağdaş ve Atatürk'ün hep görmeyi istediği örnek bir Cumhuriyet kadınıdır.

Adaylığının resmi olarak açıklandığı ilk günlerden itibaren Eskişehirlilerin tepkilerinin çok olumlu olduğunu ve artarak devam edeceğini düşünüyorum.

“HİÇBİR ŞEY SONSUZA KADAR SÜRMEZ”

Belediye başkanlığını bırakırken kırgınlığınız, küskünlüğünüz var mı?

Hayır, hiç kimseye bir kırgınlığım küskünlüğüm yok. Hayatta hiç bir şey sonsuza kadar sürmez, eninde sonunda biter. Yani her şeyin bir sonu vardır. Önemli olan bunun sağlıklı ve herkes için iyi bir sonla gerçekleşmesidir. Eskişehir benim için ailemden sonra, öğrencilerimle birlikte en değer verdiğim şeydir. Dediğim gibi, hem üniversitede, hem Büyükşehir Belediyesi'nde hep bu şehir için çalıştım. Şunu biliyordum ki, bu şehir için yaptıklarım aslında ülkem için yaptıklarımdır. Ve ben hayatım için Atatürk'e, bu şehre ve bu ülkeye olan borcumu ödemek için çalıştım. Ancak bu, hiç bir zaman bitmeyecek bir borç. Onun için benim kimseye kırgın ya da küs olmam mümkün değil. Hele ki Eskişehir halkına. Bana her zaman inandılar, güvendiler. Ben de onlara inandım ve güvendim. Böylece onlarla aramızda koparılmaz bir bağ oluştu.

Onlara, yani Eskişehirli hemşerilerime minnettarım.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
7 Yorum