“Beylikova’daki Nadir Toprak Elementleri kimin için?”

“Beylikova’daki Nadir Toprak Elementleri kimin için?”
Cumhuriyet Halk Partisi Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı bütçesi görüşülürken Bakanlığın çevre ve insan yaşamına yaklaşımını sert sözlerle eleştirdi.

Bakanın, yatırım ve izin süreçlerini hızlandıran Maden Yasası için teşekkür etmesine tepki gösteren Cumhuriyet Halk Partisi Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü, “Maden şirketlerinin işini, talanını kolaylaştıran bu yasayı geçiren biz muhalefet vekilleri değiliz; bizler çevre ve yaşam savunucuları, suyunu, toprağını, havasını korumak isteyen halkımızla birlikte yasanın geçmemesi için sonuna kadar direnenleriz.” dedi. Süllü, “Zeytinliklerden tarım alanlarına, ormanlardan su kaynaklarına kadar her yere kazma vurulabilecek. Gıdamız, suyumuz, geleceğimiz yok olacak,” sözleriyle yasa değişikliğinin doğuracağı yıkıma dikkat çekti.

“Kaymaz’da Halk Değil, Rant Kalkınıyor”

Madenciliğin kalkınmadaki önemini kabul ettiklerini, ancak uygulamada “Önce İnsan, Sonra Çevre” anlayışının tersine çevrildiğini vurgulayan Süllü, Sivrihisar Kaymaz örneğini verdi: “Yörenin ne istihdamına ne kalkınmasına faydası oldu. Kaymaz fasulyesi bitti, ağaçlar kurudu, kanser vakaları arttı.” Şimdi de Çanakkale’den siyanürlü ayrıştırma için maden taşındığını belirten Süllü, “Cengiz Holding, Sakarya Vadisi gibi verimli bir bölgeye el attı. Tarım bitecek. Altınları mı buzdolabına koyup yiyeceğiz Sayın Bakan?” diye sordu.

“Denetim Yok, Halk ve Doğa Bedel Ödüyor”

Bakanın “Önce insan, sonra çevre” sözlerine değinen Süllü, ÇED süreçlerinin formaliteye dönüştüğünü belirtti: “Halkın katılım toplantıları göstermelik, müşavir firmalar aynı raporları tekrar sunuyor. Artık yargıdan da sonuç alınamıyor.” Rehabilitasyon iddialarının da gerçeği yansıtmadığını ifade eden Süllü, “Altın madenciliğinde toprağa fidan dikmekle ekosistemi geri getiremezsiniz. Şirketler kazanıyor, maliyet doğaya ve sağlığımıza kalıyor.” dedi.

“Su Kaynakları ve Çölleşme Riski Görmezden Geliniyor”

Madenciliğin yoğun su tüketimi nedeniyle Türkiye’nin çölleşme tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını söyleyen Süllü, “2030’da ülkemizin yüzde 88’i çölleşme riski altındayken hâlâ tonlarca su tüketen madenlere izin veriliyor,” dedi. Açık havada liç yöntemiyle işletilecek madenlerin su planının olup olmadığını soran Süllü, “Ermenek’te, Soma’da, Amasra’da, İliç’te yaşanan facialar ortadayken denetimden söz etmek inandırıcı değil,” ifadelerini kullandı.

“Beylikova’daki Nadir Toprak Elementleri Kimin İçin?”

Balıkesir depremleri sonrası maden atık barajlarının denetlenip denetlenmediğini soran Süllü, Beylikova’daki nadir toprak elementlerinin akıbetini gündeme taşıdı: “Trump’ın ‘Yakında çok nadir toprak elementine sahip olacağız’ dediği rezervler Beylikova’dan mı gidiyor? TomBarrack’ın stratejik fırsat dediği bu elementlerimizi pazarladınız mı?” diye sordu.

“Ulusal Kaynaklarımızı Satmayın”

Süllü, radyoaktif içeriğe sahip nadir toprak elementlerinin çıkarılması ve depolanması süreçlerinde çevresel risklere dikkat çekerek, Bakan’a şu soruları yöneltti:

“Pilot tesiste üretilen konsantreyi ham madde olarak mı satacaksınız? İçindeki radyoaktif elementler nedeniyle çıkarılması, işlenmesi, depolanması ve atık süreçlerinde çevresel etkileri konusunda bilim insanlarının uyarılarını dikkate alıyor musunuz? Bu süreçte halkın, doğanın, ülkenin çıkarlarını nasıl koruyacaksınız?” CHP’nin kaynakların millî olarak işletilmesine yönelik kanun teklifine Bakanlığın görüşü nedir?

Etiketler :