"Çiviyi bile ithal eden Türkiye’ye nasıl geldik?"

"Çiviyi bile ithal eden Türkiye’ye nasıl geldik?"
Saadet Partisi Eskişehir Kadın Kolları tarafından yerli malı haftasında, yerli üretim ve tüketimin azaldığına, ithalatın arttığına dikkat çekti.

Saadet Partisi Eskişehir Kadın Kolları, yerli malı haftasında Hamamyolu’nda bir araya gelerek “Hayvanını çoğaltan, ahırlarını dolduran, kendi kışına da ülkesine de yeten hayvancılıktan, et ithal eden Türkiye’ye nasıl geldik?”, “Fabrikalar üreten fabrikalardan, çiviyi bile ithal eden Türkiye’ye nasıl geldik?”, “Üç tarafı denizlerle çevriliyken, en çok balık ithal eden Türkiye’ye nasıl geldik?”, “Toprağın her karışına farklı ürün eken çiftçilikten, ekmek yerine sadece mazot parasına hapsedilen Türkiye’ye nasıl geldik?”, “Tarlaları aydınlatan günebakanlardan, sıvı yağı kuyrukları olan Türkiye’ye nasıl geldik?” yazılı pankartlarla Türkiye’nin dışa bağımlılığının artmasına dikkat çekti.

Cumhuriyetin ilk kurulduğu yıllarda toplumsal üretimde yerli malı kullanılmasına karar verildiğini ithalatın azaltılması, mümkün olduğunca yerli üretimin kullanılması teşvik edildiğini hatırlatan Saadet Partisi Eskişehir Kadın Kolları Başkanı Nesrin Kuz, bu hamlelerin Cumhuriyet tarihinin en büyük kalkınma hamlesi olduğunu aktardı.

Kuz, günümüze gelindiğinde ülkemizdeki tarım alanlarının son 10 yılda yüzde 5; son 19 yılda ise yüzde 12 gerilediği, resmi verilere göre 2001 yılında kayıtlı tarım alanları 26 milyon 350 bin hektar iken 2010 yılında bu miktarın 24 milyon 395 bin hektara, 2020 yılında ise Türkiye'de tarım alanının 23 milyon 136 bin hektara düştüğü bilgilerini paylaşarak, çiftçi sayısının, son yılların en düşük seviyesine gerilediğini anlattı.

“TARIM İŞLETMELERİ OLUMSUZ ETKİLENDİ”

“31 Ekim 2006 yılında çıkarılan tohumculuk yasasıyla çiftçinin elinden doğal tohumları alındı ve yerli tohum kullanan çiftçiye destekleme yapılmama kanunu uygulamaya konuldu” diyen Kuz, “Uluslararası Para Fonu (UPF: IMF), Dünya Bankası (DB: WB) ve Avrupa Birliği gibi kuruluşların ülkemiz tarımına yapmış olduğu dolayı müdahaleler, tarım işletmelerini olumsuz yönde etkilemektedir” diye konuştu.

DIŞA BAĞIMLILIK ARTTI

Kuz, Türkiye’nin uzun yıllar tarımsal üretimde kendi kendine yetebildiğini fakat son hazırlanan raporlara göre Türkiye’nin hem buğdayda hem de arpada dünyanın en çok ithalat yapan 3 ülkesi arasına geldiğini ifade ederek Türkiye’nin dışa bağımlı bir ülke haline geldiğini belirtti.

“PLANLI SANAYİLEŞME HAMLESİ BAŞLATILMALI”

“Ülkemizin üretim kapasitesini ve katma değeri artıracak yapısal reformların hız kazanması gerekmektedir” ifadelerini kullanan Kuz, “Kapsamlı ve planlı bir sanayileşme hamlesi başlatarak milyonlarca işsizimize istihdam sağlarken üretime dayalı bir ekonomi inşa edilmelidir. Kalkınmanın hem hedefi hem de kaynağı insandır. Bu bakış açısıyla ülkemizin imkânlarını, reel sektöre, üretime dönük yatırımlara aktararak yeni bir kalkınma hamlesi başlamalıdır” şeklinde konuştu.

“ÇİFTÇİMİZ KAZANDIKÇA 85 MİLYON KAZANIR”

Ülkenin kadınları olarak kendi tarlaların mahsullerini kullanmak istediklerini, çocuklarına ‘ithalatın ne demek olduğunu anlatmak’ istemediklerini vurgulayan Kuz, “Ucuz ve kaliteli gıdaya ulaşımı kolay olmasını istiyoruz ve çiftçimiz kazandıkça 85 milyon kazanır, tarım sektörü ayağa kalkınca Türkiye şaha kalkar! Çünkü bizler, yerli üretim yerli tüketim ve milli kalkınmanın hayat bulması için çalışıyoruz. Ülkemizin Saadet'i, dışarıda değil yine ülkemizin kendi elindedir” sözleriyle konuşmasını tamamladı.

Etiketler :