Fesih Bingöl: “Tarımda dışarıya bağımlı hale geldik”

Fesih Bingöl: “Tarımda dışarıya bağımlı hale geldik”
 Muhabir
Tarım politikalarından dolayı iktidara yüklenen Saadet Partisi İl Başkanı Fesih Bingöl, “Biz daha önce Dünya Tarım Örgütü'nün raporuna göre dünyada kendi kendisine yeten 7 ülkeden biri iken, bugün dışarıya bağımlı bir hale geldik" dedi.

Saadet Partisi Eskişehir İl Başkanı Fesih Bingöl, iktidarın tarım politikalarını eleştirdi. 2026 bütçesinde tarıma ayrılması gerektiğini ifade eden Bingöl, kanunun gereğinin yapılmadığını eleştirdi. Bingöl, “2026 bütçesinde aslında kanun gereği 770 milyar tarıma destek ayrılması gerekirken, ayrılan miktar bütçede 168 milyar. Bu çok önemli. Bunu bir kere Türkiye toplumu, tarım ve hayvancılıkla uğraşanların bilmesi lazım.2006 yılında bu hükümet bir kanun çıkartmıştı. O kanunda özellikle gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 1'i tarıma ayrılmalıdır kanunu olmasına rağmen, maalesef bu kanun gereği yerine getirilemiyor. Bu konuda çiftçi örgütlerinin de üzerine düşeni yapmadığını ifade edelim. Çünkü bu çiftçilikle uğraşan, tarımla uğraşan insanların aslında kanun marifetiyle devletten alacakları var. Bunu talep etmeleri gerekiyordu. Bugüne kadar bu rakam çok büyük rakamlara ulaştığı halde talep etmediler.2004 yılında Tarım Bakanı Sami Güçlü bir ifade kullanmıştı. Türkiye'de Avrupa Birliği müktesebatı çerçevesinde tarım nüfusunun yüzde 30'dan yüzde 10'a indirilmesi ile ilgili bir çalışma yaptıklarını ifade etmişti. Yani burada aslında işin temeli buradan başlıyor. Bu hükümet çok bilinçli bir şekilde tarım politikalarını Avrupa Birliği müktesebatı çerçevesinde üretimi azaltarak sürdürmeye devam ediyor. Ben buradan net ifade edeyim, AK Parti iktidarının en başarılı olduğu konu bu. Orada tarım nüfusu 2004 yılında yüzde 30 iken, şu an yüzde 6'ya düştü” sözlerini kaydetti.

“Politikaların Değişmesi Lazım”

Alpu’da 40 ton soğanın çürümeye bırakıldığını dair bir haberin yayınlandığını aktaran Bingöl, Eskişehir’de tarımsal bir planlama yapılması gerektiğinin altını çizdi. Bingöl, “Eskişehir'de bir haber yayınlandı. Alpu ilçemizde 40 ton soğanın çürümeye terk edildiğini ifade ettiler. Özellikle bu bölgede, Eskişehir'imizde tarımsal bir planlama yapılmalı. Hangi bölgede hangi ürün yetiştirilecekse, buna yönelik planlama yapılmalı. Ve özellikle hem Büyükşehir Belediyesi hem de alt belediyelerin de soğan ve patatesin kurutularak ihracı ile ilgili mutlaka bir çalışma yapmaları lazım. Bu çok önemli. Sandıklı ilçesi bunu başardı. Orada üretilen soğan ve patates eğer satılamıyorsa, kurutularak paketlenip ihraç ediliyor. Bundan ciddi gelir elde ediyor çiftçiler. Eskişehir'de de iki belediye, üç belediye, bütün belediyeler bu konuda kollektif bir çalışma yaparak bunu yapabilirler. Toprağı, Türkiye'deki gençlerimiz aslında tarımla ilgilenmek istemişlerdi geçmişlerinde. Onlara yönelik çalışma yapmıştık ama tarımdan insanların yüzü gülmüyor. Yani ürettiğin emeğin karşılığını alamıyor. Hem girdi fiyatları çok pahalı, özellikle mazot, öbür taraftan gübre fiyatları gerçekten çok pahalı. Devlet politikalar açısından bu konuda destek vermiyor. Aksine tarımda da, hayvancılıkta da bizi dışa bağımlı hale getirdiler. Biz daha önce Dünya Tarım Örgütü'nün raporuna göre dünyada kendi kendisine yeten 7 ülkeden biri iken, ama biz bugün dışarıya bağımlı bir hale geldik. Burada bu politikaların değişmesi lazımdır” ifadelerini kullandı.

“Sermayeye Peşkeş Çekilmesidir”

3 Mayıs 2025 tarihinde çıkan yönetmelik ile meranın yatırım alanı anlamına geldiğini belirten Bingöl, yanlış politikalar, yüzünden tarım ve hayvancılığın yok edildiğini kaydetti. Bingöl, “Türkiye iklimiyle, toprağıyla ve insanıyla bu işi başarabilecek potansiyelde bir ülke ama yanlış politikalar yüzünden maalesef tarım ve hayvancılık yok edildi. Bakınız, önemli bir şeyi burada ifade etmem gerekiyor. Özellikle bundan birkaç gün önce Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle dışarıdan ithal edilecek bazı ürünler için gümrük sıfırlandı. Dolayısıyla bu ne demektir? Türkiye'deki çiftçinin daha da zor durumda kalması anlamına gelir.Saadet Partisi'nin bakışı şudur. Depremi fırsata, afeti ranta çeviren anlayış, şimdi de Mera Yönetmeliği üzerinden doğayı ve kırsalı sessiz sedasız sermayeye devrediyor. Beton ekonomisinin pençesi artık meralara, yaylalara kadar uzanmış durumda. Bu çok önemli. Defalarca bunu ifade ettim. 3 Mayıs 2025 tarihinde bir yönetmelik çıktı. Bu yönetmelikle artık mera demek yatırım alanı demek, yaylak demek sanayi parseli demek, kışlak demek artık enerji ve maden alanı demek, turizm ve rekreasyon projelerinin yeni adresi demek oluyor. Yani bu yapılan kırsalın tasfiyesidir, hayvancılığın tamamen bitişidir, köylünün son müşterek malının da sermayeye peşkeş çekilmesidir. İstersek Hollanda'dan daha başarılı bir ülke olabiliriz” sözlerini kaydetti.

Etiketler :