“Haklarını kaybeden toplum yarınlarını kaybeder"
Saadet Partisi Eskişehir İl Kadın Kolları Başkanı Nesrin Kuz, 10 Aralık İnsan Hakları Haftası kapsamında yazılı bir açıklama yaptı.
İnsan haklarının insan olmanın en temel değeri olduğunu vurgulayan Kuz, her bireyin onurunun, inancının, kimliğinin ve yaşam hakkının dokunulmaz olduğunun altını çizdi.
Kuz, “İnsan hakları, insan olmanın en temel değeridir. Her bireyin onuru, inancı, düşüncesi, kimliği ve yaşam hakkı dokunulmazdır. Bu dokunulmazlık; devletin hukuki sorumluluğu, toplumun ise vicdani yükümlülüğüdür. İnsan haklarının korunmadığı bir düzen, adaletin ve toplumsal barışın sürdürülebilirliğini de tehlikeye atar. Bugün, dünyada ve ülkemizde insan hakları ihlallerinin çeşitli şekillerde derinleştiği bir dönemin içinden geçiyoruz. Yoksulluk, ayrımcılık, şiddet, keyfi uygulamalar, ifade özgürlüğünün kısıtlanması, hukuki güvencenin zayıflaması; bireylerin yaşam kalitesini olduğu kadar toplumsal huzuru da olumsuz etkilemektedir. Bütün bu sorunlar; insan haklarının korunması ve güçlendirilmesi gerektiğini her zamankinden daha açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Biz, hakların görünür olduğu, özgürlüklerin güvence altına alındığı, kimsenin dışlanmadığı ve adaletin herkese eşit şekilde ulaştığı bir Türkiye idealine inanıyoruz” dedi.
İnsan haklarının yalnızca belirli kesimlerin değil, toplumun tümünün ortak meselesi olduğunu vurgulayan Kuz, “Haklarını kaybeden bir toplum; sesini, iradesini ve yarınlarını kaybeder. Bu nedenle insan haklarını korumak, siyasi bir tercih değil; insani bir zorunluluktur. Saadet Partisi olarak; hukukun üstünlüğünün esas alındığı, ayrımcılığın ortadan kaldırıldığı, sosyal destek mekanizmalarının güçlendirildiği, ifade özgürlüğünün güvence altına alındığı ve insan onurunun korunması için gerekli tüm politikaların hayata geçirilmesini savunuyoruz. Bu anlayışla, 10 Aralık İnsan Hakları Haftası’nı; bir hatırlatma gününden öte, insan onurunu merkeze alan adil bir düzen kurma sorumluluğumuzu yeniden ifade ettiğimiz bir zaman dilimi olarak görüyoruz. Çünkü insan hakları, adaletin en temel ölçüsüdür; hakların korunduğu yerde adalet, adaletin olduğu yerde insan onuru yaşar. Ve bizim, bu adaleti yaşatmak için sözümüz var” şeklinde konuştu.