“Hukuk eliyle gerçekleşen hukuksuz kararlar”

“Hukuk eliyle gerçekleşen hukuksuz kararlar”
Eskişehir Emek ve Demokrasi Platformu üyeleri, son günlerde gündeme gelen tutuklamaları ve soruşturmaları protesto ederek, alınan kararların demokratik hak ve özgürlükleri yok etmeyi amaçladığını belirtti.

Eskişehir Emek ve Demokrasi Platformu üyeleri, Kanatlı AVM önünde düzenledikleri basın açıklamasında son dönemde yaşanan tutuklamalara karşı tepki gösterdi. Eskişehir Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) İl Temsilcisi Yusuf Özdemir’in platform adına okuduğu açıklamada, tutuklama kararlarının hukuki olmadığını ve muhalif sesleri susturmayı amaçladığını belirtti.

Özdemir yaptığı açıklamada, “AK Parti-MHP rejiminin yeni bir tutuklama saldırısıyla karşı karşıyayız. Geçtiğimiz hafta basın emekçilerinin tutuklanmasının ardından bu hafta da Ezilenlerin Sosyalist Partisi Eş Genel Başkanı Hatice Deniz Aktaş, Sosyalist Kadın Meclisleri Sözcüsü Tanya Kara ve Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu Eş Başkanı Berfin Polat’ın da aralarında olduğu 34 sosyalist hakkında tutuklama kararı verildi. Dün ise İstanbul Barosu Yönetim Kurulu ve Özgürlük İçin Hukukçular Derneği üyesi avukat Fırat Epözdemir hakkında tutuklama kararı verildi. Pek çok sanatçı, Gezi Direnişi’ne destek oldukları iddiasıyla yıllar sonra ifadeye çağrılıyor” diye konuştu.

HUKUK KIRINTISINA RASTLANMAYAN KARARLAR”

Alınan kararların hukuki zemine dayanmadığı ve toplumu susturma amacı güttüğü ifade eden Özdemir, “Tüm bu hukuk eliyle gerçekleşen ama hukukun kırıntısına rastlanmayan bu haksız kararlar; onurlu ve özgür bir yaşam umudu taşıyan milyonlarca emekçi için yok hükmündedir. İşçilere, emekçilere dayatılan yoksulluk ve sefalete karşı yürütülen çalışmalar, kadına dönük şiddete karşı mücadele, sömürgeci faşizmin kayyum saldırısına karşı eylemler, Suruç katliamı protesto ve anma etkinlikleri ile dernek ve parti genel kurulları tutuklama saldırılarının gerekçesi yapılmıştır” dedi.

EZİLENLERİN SESİNİ BOĞMAYI AMAÇLAMAKTADIR”

Özdemir, “Demokratik bir toplumun vazgeçilmez haklarından biri olan örgütlenme ve ifade özgürlüğü ve bunlar aracılığıyla siyaset yapma hakkı, özcesi sosyalist parti ve dernek faaliyetleri kriminalize edilmiştir” dedi. İstanbul Barosu üyesi avukat Fırat Epözdemir’in tutuklanmasının da eleştirilerek baro yönetimine kayyum politikası uygulanmak istendiği ileri sürerek, “Mesleki faaliyetleri nedeniyle tutuklanan Avukat Fırat Epözdemir aracılığıyla; İstanbul Barosu yönetimi üzerinde de kayyum politikası uygulanmak istenmektedir. Bu saldırıların tamamı; halklarımızın fiili meşru hak mücadelesini, söz, eylem ve örgütlenme haklarını daha fazla baskı altına alarak faşist iktidarın dışındaki sesleri, bilhassa ezilenlerin sesini boğmayı amaçlamaktadır” sözlerini kaydetti.