MHP'li Candemir ESBAV'a kayyum atanmasını değerlendirdi

Eğitim, Sağlık ve Bilimsel Araştırma Çalışmaları Vakfı'na (ESBAV), yönetim kurulunda bulunan eski Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ve 6 kişi görevlerinden el çektirilerek kayyum atandı yaşanan gelişme ile ilgili Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) İl Başkanı İsmail Candemir değerlendirmelerde bulundu.
Candemir, “Herhangi bir kurumun başında kim olursa olsun bu bir vakıf olabilir, dernek olabilir, siyasi parti olabilir bir soruşturma başlarsa, soruşturmanın selameti açısından kişiler görevi ne olursa olsun açığa alınır. Eğer devlet memuruysa, ya da vakıf yöneticisiyse bir şekilde görevden el çektirilir ki süreç sağlıklı yürüsün, deliller karartılmasın. Bu nedenle süreci bekleyip görmek gerekir. Bugünden kesin hüküm vermek, örneğin Yılmaz Büyükerşen de el çektirilen diğer arkadaşlar için, “suçludur” demek hukuki de değildir, insani de değildir, vicdani de değildir. Eğer bir yanlış varsa zaten mahkemeler gereken kararı verir. Şimdiden kesin yargılarla konuşmamak gerekir. Bunlar hukuki süreçlerdir. Bildiğim kadarıyla dava Ankara’da görülüyor. Bekleyip görmek gerek. Kimseye haksızlık yapılmamalı. Danışmanlık konusu Ayşe Ünlüce’nin tercihidir. Ayşe Ünlüce böyle bir ihtiyaç duymuş, istekte bulunmuş olabilir. O konuda tercih hakkı başkana aittir. Biz de il başkanları olarak danışman atayabiliyoruz. Eğer gerçekten faydalı olacağına inandığımız kişiler varsa, biz de görevlendirme yapıyoruz. Bu başkanların karar vereceği bir konu” diye konuştu.
“Usulsüzlük Yapan Kim Varsa Yargı Süreci Başlar”
PKK sembolik olarak silahlarını imha ettiğini belirten Candemir, sembolik silah bırakmanın çok büyük anlamlar içerdiğini kaydetti. Candemir, “Silah bırakma sürecine girildi. Eğer silahları bir yere gömerseniz sonra yeniden alma ihtimaliniz vardır. Ya da farklı bir şekilde teslim ederseniz. Ama burada yakmanın içerdiği anlam şuydu, "Biz bundan sonra hiçbir terör eyleminde bulunmayacağız." Vurgusunu yapabilmek için böyle bir yöntem seçildi. Bırakanlardan bazıları da PKK'nın üst düzey yöneticilerindendi, gördüğümüz kadarıyla iki tanesi üst düzeydi. Bu sembolik bir şeydi ama anlamı büyüktü. Tabii ki bunun teknik kısmı MİT koordinasyonunda gerçekleşti. Bundan sonra da yakmaktan ziyade teslim alınma süreci olacaktır” sözlerini kaydetti. CHP’li Belediye Başkanlarına yönelik operasyonlarına dair de açıklamalarda bulunan Candemir, herkesin kanunlara uymak zorunda olduğunun altını çizdi. Candemir, “Seçilmiş olmak ya da seçilmek, kimseye suç işleme özgürlüğü vermez. Hepimiz kanunlara uymak zorundayız. Belediyeler için de bu geçerli, siyasi partiler için de. Biz hepimiz resmi kuruluşlara bağlıyız. Mesela biz siyasi partiler kanununa bağlıyız, belediyeler ise yerel yönetimler kanununa. Herkes buna uymak zorundadır. Biz baktığımızda bir hukuki süreç görüyoruz, siyasi bir süreç değil. Siyasi partilerin kurumsal kimliği çok önemlidir. Siz birini aday gösterirsiniz, seçilir. Biz de şu anda il başkanıyız, seçilmişiz. Ama hata yapabiliriz. Hata yaptığımız anda da istifa ederiz; çünkü partinin kurumsal yapısını korumak gerekir. Ancak ne yazık ki şu anda gördüğümüz, bu hukuki sürecin kurumsallaştırılmaya çalışıldığıdır. Cumhuriyet Halk Partisi’nin kurumsal kimliğiyle seçilmiş belediye başkanlarının veya meclis üyelerinin iddia edilen yolsuzlukları arasında nasıl bir bağ olabilir? Bu kişisel bir meseledir. Suç da kişiseldir. Siz bunu kurumsallaştırmaya kalkarsanız bu yanlıştır. Kim suç işlediyse, kanunlar önünde hesabını verir. Bu, sadece CHP’li belediyeler için değil; AK Partili belediyeler hakkında da soruşturmalar açılıyor, hatta ceza alanlar da oldu. Burada mesele siyasi partiler değil. Usulsüzlük yapan, yolsuzluk yapan ya da yerel yönetimler kanununa aykırı davranan kim varsa onlar hakkında yargı süreci başlar. Bu nedenle süreci siyasallaştırmak yerine hukuken takip etmek gerekir” sözlerini kaydetti.