Yeniden Refah Partisi İl Başkanı Faruk Güler iktidara yüklendi

Yeniden Refah Partisi Eskişehir İl Başkanı Faruk Güler, Türkiye’deki ekonomik sorunlara dikkat çekti. Her geçen gün daha da derinleşen ekonomik krizin beraberinde sosyal çöküşü, toplumsal huzursuzluğu ve ahlaki erozyonu getirmekte olduğunu ifade eden Güler, Türkiye’nin adeta faiz lobilerinin, rant çetelerinin, dışa bağımlı ekonomi politikalarının ve vurdumduymaz yönetim anlayışının pençesinde can çekiştiğini dile getirdi.
Güler, “2025 yılının ortasına geldiğimiz şu günlerde, milletimizin hali perişandır. Açlık sınırı, yoksulluk sınırı gibi tanımlar bu tabloyu anlatmaya yetmiyor, Bu tablo, artık bir sefalet sınırıdır! Emeklisi perişan, memuru çaresiz, çiftçisi küstürülmüş, esnafı borç batağına itilmiştir. Evladına harçlık veremeyen baba, tenceresini kaynatamayan anne, ay sonunu getiremeyen hane artık sessiz çığlıklar atmaktadır. Emeklilerimizin hali içler acısıdır. Kurban Bayramı yaklaşıyor. Herkesin evine bir bayram neşesi girsin, bir sofra kurulsun istiyoruz. Ancak tablo ne yazık ki içler acısı. 2018 yılında emekli bayram ikramiyesi bin liraydı. Aynı yıl Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan 850 liraya bir kurban hissesi alınabiliyordu. Gelelim bugüne. Emeklinin bayram ikramiyesi 4 bin lira, Diyanet’in açıkladığı kurban hisse bedeli 13 bin 500 lira. Yani emeklinin eline geçen bayram ikramiyesi, bir kurban hissesinin üçte biri bile etmiyor! Bu mudur sosyal devlet? Bu mudur emekliye vefa? Emekli maaşı zaten 14 bin 469 lira. Emekli bu maaşla ne torununa harçlık verebilir ne de gönül huzuruyla misafir ağırlayabilir. Belli ki Ramazan Bayramı’nda zekâta ve fitreye muhtaç kalan emekli, Kurban Bayramı’nda da komşusundan gelecek kurban etine muhtaçtır. Bugünden tezi yok, hükümet şartları zorlamalı ve emeklilerin bayram ikramiyesi en az Diyanet’in bir kurban hisse bedeli ile eşitlenmelidir. Bununla birlikte Temmuz ayından itibaren emeklilerimize seyyanen maaş artışı verilmelidir” diye konuştu.
“Milyonlar Borç Batağında”
İktidarın ekonomik politikalarını eleştiren, Güler, iflas eden şirketlere dikkat çekti. Güler, “Ekonomide “uçuşa geçtik” diyen iktidar, iflasları, konkordatoları görmüyor mu? İktidar görmüyorsa bile her fırsatta onu ayakta alkışlayan yandaş medya görüyor. 2025’in yalnızca ilk çeyreğinde, Ocak-Şubat-Mart aylarında 43 şirket iflas etti! 583 şirket konkordato için geçici mühlet istedi! Ne demek konkordato? Şirketlerin ödeyemeyeceği borçlarını yeniden yapılandırma talebi. Yani 583 şirket daha iflas için sıraya girmiştir. Bu rakamlar bile ekonominin nefessiz kaldığının ispatıdır. Bu rakamlar, her gün binlerce insan çalıştıran birkaç şirketin kapısına kilit astığını gösteriyor. Bu rakamlar, istihdamın gerilediğini, şirketlerle birlikte ailelerin de iflas ettiğini gösteriyor! Halkın mutfağı yanıyor, ama iktidar hâlâ “ekonomi büyüyor”, “yoksulluk bitti” masalları anlatıyor. Milletin bu masallara karnı tok! Artık, iktidarın bu kara rüyalardan uyanıp hayatın gerçekliğini görmesini istiyoruz. Yönetemiyorsanız bırakın! Düzeltemiyorsanız gidin! Asgari ücretlinin durumu da içler acısı! 2024’te açlık sınırının altında kalan asgari ücret, 2025’te pula dönüştü. İktidar hâlâ “bakarız, değerlendiririz” diyor. Vergi yağmuru ise dinmiyor! Köprüden pasaporta, trafik ve vergi cezalarından muayeneye kadar her şeye zam geliyor! Bütçe açığını kapatmak için vatandaşa yüklenmek kolay. Ama yandaş şirketlerin milyarlık vergi borcunu tek kalemde silmek daha kolay! Artık bu düzene son verip, “önce millet” demenin zamanı gelmiştir! Artık vatandaşın feryadını duymanın zamanı gelmiştir! Değerli basın mensupları, Bunca sorunun yanında SMA hastası çocuklarımız ise unutulmuş durumda. Aileler kampanyalarla sokakta para toplamaya çalışıyor, feryatları yüreklerimizi yakıyor. Devlet, köprü yapıyor ama çocuğunu yaşatamayan babaya umut olamıyor! Oysa faize ayrılan bütçenin sadece yüzde 5’iyle tüm SMA’lı çocuklar tedavi edilebilir Bugün milyonlarca gencimiz işsiz, milyonlarca emeklimiz perişan, binlerce şirket iflasın eşiğinde. Milyonlar borç batağında. Bu düzen artık yürümüyor” diye konuştu.
“Halkın Canına Tak Etmiş Durumda”
Uzun yıllardır Eskişehir’e yapılması beklenen çevre yolu ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Güler, iktidar tarafından ümit verici sözlerin kullanılmasına karşın çevre yolu konusunda hiçbir adımın atılmadığını kaydetti. Güler, “Bu şehrin çevre yolu meselesi adeta bir yılan hikâyesine döndü. Her dönemde bir vekil, bir bakan “çevre yolunu başlatıyoruz, başlayacağız, başladık” diyerek karşımıza çıkıyor. Kuzeyden mi başlansın, güney çevre yolundan mı girilsin şeklinde farklı söylemlerle Eskişehir kamuoyuna maalesef ümit verici cümleler kuruluyor. Fakat görüyoruz ki 2025 yılına gelinmiş olmasına rağmen, Türkiye’de birçok şehirde yaklaşık yüzde 80’inde çevre yolu sorunu kalmamışken, Eskişehir gibi kuzeyden güneye, doğudan batıya birçok ili birbirine bağlayan, yapısal ve lojistik açıdan kilit konumda bulunan bir şehirde hâlâ çevre yolu yok. Ve ne yazık ki, bu konuda duyulan ümitler yine başka bir bahara kaldı gibi görünüyor. Eskişehir halkı, “Kuzey çevre yolu mu yapılacak, güney çevre yolu mu yapılacak?” diye, tabiri caizse iki cami arasında beynamaz kalmış durumda. Bu halkı mağdur edenlerin artık çıkıp gerçekleri açıkça söylemesi ve bu projeyi bir an önce başlatması gerekiyor. Trafik sorunu her geçen gün büyüyor ve bu çile halkın canına tak etmiş durumdadır. Sabah saat 8’de Tepebaşı bölgesinden Odunpazarı yönüne, Ankara istikametine doğru arabanızla hareket ettiğinizde, yolun ne kadar sıkıntılı olduğunu bizzat deneyimliyorsunuz. Organize Sanayi Bölgesi’ne (OSB) ulaşabilmek için yalnızca 5-6 kilometrelik bir mesafeyi yarım saatte kat etmek zorunda kalıyorsunuz. Bu şehre bu çileyi reva görenler, artık halkın karşısına çıkmalı, hesap vermeli ve bu yatırımı gecikmeden hayata geçirmelidir” şeklinde konuştu.
Kaynak: Haber Merkezi