YOK BÖYLE SEVDA...

YOK BÖYLE SEVDA…
Faik Karakaya 1954 Ankara doğumlu. Almanya’nın Würzburg kentinde yaşayan bir Ankaralı. Evet yanlış okumadınız Ankaralı… Ama tam bir Eskişehirspor sevdalısı… 1996 yılında Başkent’te oynanan bir Güneşspor maçında Güneş...

Faik Karakaya 1954 Ankara doğumlu. Almanya’nın Würzburg kentinde yaşayan bir Ankaralı. Evet yanlış okumadınız Ankaralı… Ama tam bir Eskişehirspor sevdalısı… 1996 yılında Başkent’te oynanan bir Güneşspor maçında Güneş gibi içine doğan Es-Es sevdasının tam 51 yıldır peşinde… İşin en ilgi çeken noktası O Almanya’dan sadece ama sadece Eskişehirspor maçlarını izlemek için geliyor ve ekliyor “Eskişehirspor olmasa Türkiye’ye bu sıklıkla gelmem. Beni buraya çeken Eskişehirspor sevdamdır. Malatya’da ki maçtaydım. Şampiyonluk yolunda en kritik viraj olan Sivas karşılaşmasını izlemek için kaldım ve İstanbul üzerinden Eskişehir’e geldim. Pazar günü büyük taraftarla birlikte tribünde olacağım” dedi…


 


Faik Karakaya kırmadı bizi. O sessiz sedasız içinde yaşadığı sevgisini paylaştı bizlerle. özellikle deplasman maçlarında tribünde olanlar onu tanıyordu. O da ısrarımız üzerine kırmadı ve Es-Es sevdasını paylaştı bizlerle. çünkü O’nun hikayesi özeldi.


Eskişehirspor taraftarının ve sevgisinin neden bu kadar farklı olduğunu gösteren en güzel örneklerden birini paylaşacağız sizinle. Biz O’nun anlattıklarını dinlerken, şaşkınlığımızı gizleyemedik. Eskişehirsporlu olmaktan ve böyle özel insanlarla aynı takıma gönül vermekten bir kez daha gurur duyduk. İşte “Anlatılmaz, yaşanır” ifadesine en güzel örnek olan o hikaye.


 


AMİGO ORHAN HAYRANLIK UYANDIRDI


“Ben Ankaralıyım. İyi bir futbol takipçiyim. 6 yaşından yurt dışına gidene kadar maç kaçırmazdım diyebilirim. Ankara 19 Mayıs stadında oynanan maçları da sürekli takip ederdim. Gençlerbirliği alt yapısında da oynuyordum o dönem.


1966 senesinde Altınordu ile 1.lige çıkmıştı Eskişehirspor. Hiç unutmuyorum. çünkü  o yıl iki grupta oynanıyordu 2.lig.


Bir gün Güneşspor-Eskişehirspor karşılaşmasını izlemeye gittim. O zaman koltuk olayı yok. 40 bin kişi maçları takip ederdi. Ben de sıradan bir seyirci olarak mücadeleyi seyrediyorum. Bir adam çıktı. Kırmızı tişört, siyah pantolonlu… 


Kırmızı Siyah flaması vardı. Bir hareketiyle tüm stadı ayağa kaldırıyor, farklı bir hareketle herkesin tek bir ağızdan bağırmasını sağlıyordu.  öğrendim ki Amigo Orhan’mış. Müthiş bir hayranlık hissi oluştu. Taraftarın takımına bu nedenli bağlılığı beni inanılmaz etkiledi. Taraftarın sayesinde Eskişehirspor sevgisi oluştu bende. Fethi’yi Vahap’ı diğer futbolcuları tanımaya başladım.  O günden bu güne kadar kulübümün her maçını izlerim.


 


YARIM ASIRLIK SEVDA


Eskişehirspor 50.yılını kutladıktan bir sene sonra yani 51.yılında ben 50 yıllık Eskişehirspor taraftarı oldum. Bu inanılmaz bir duygu. Ailemle bunu kutladım. Dünya’nun çok farklı statlarını gezdim. En büyük büyük maçları dahi Eskişehirspor atkısı ile gururla izledim. Bu kulübün hikayesini gittiğim her ortamda paylaştım.


Benim annemle babamı kaybettikten sonra ki en acı günüm ne zamandı biliyor musunuz?


Ankara’da oynanan Şekerspor maçında Arap Güngör’ün son dakikada attığı golle 1-1 kalmıştık. Ve o gün şampiyonluk avuçlarımızın arasından gitmişti resmen. Yaşadığım acı ve hüzün hala kalbimde diyebilirim. İşte o meşhur sene Galatasaray şampiyon olmuştu. Türkiye’de ilki başaracaktık. Ama olmadı. Nasıl şampiyon olamadığımızı o günleri yaşayanlar biliyor. Anlatmama gerek yok.


 


3.LİGDEYKEN DE GELDİM


Kamuranların, Fethilerin ve Enderlerin oynadığı 1970’li yıllarda Avrupa maçlarını yakından takip ettim. UEFA kupasında ki Köln maçında oradaydım. Burada ki Sevilla maçını da izlemek için Almanya’dan gelmiştim. Zaten Almanya’ya gittikten sonra birçok kez Eskişehirspor’u izlemeye  geldim.


Belki herkese abartı gelebilir… Eşim, 3 çocuğum, bir gelinim, iki tane torunum var. Nereye gidersem gideyim benim hayatımda onlardan sonra şuanda Eskişehirspor geliyor. ülkemi sevmiyorum anlamına gelmesin ama Eskişehirspor olmasa Türkiye’ye de bu sıklıkla gelmem. Beni buraya çeken Eskişehirspor sevdamdır.


Ben her sene kombine alırım. Aynı zamanda 3-4 yıldır Eskişehirspor genel kurul üyesiyim. Bu sezon Urfa, Elazığ, Malatya gibi deplasmanlara da direkt Almanya’dan izlemeye geldim.  Geçen sezon da Kayseri, Rize, Gaziantep gibi deplasman maçlarını da izlemek için Türkiye’ye gelmiştim. Görmediğim yerleri de Eskişehirspor aracılığıyla görüyorum. ülkemi gezme fırsatım da oluyor. 3.ligde dahi geldim.  Bulancak, Aksaray ve Zonguldak maçlarını da unutmam mesela…


 


öN PLANA çIKMAK İSTEMEDİM


Deplasmanda takımın kaldığı otellerde kalmaya özen gösteriyorum. Takımıma yakın olmak için gayret ediyorum. Ama öyle ön plana çıkayım, herkes beni tanısın ya da reklamım olsun gibi bir derdim hiç olmadı. Bu açıklamaları da sizin ısrarınız üzerine yapıyorum. Eğer bu hikaye benim gibi içinde Eskişehirspor sevgisini taşıyan ve hayatının her anında bu aşkı hissedenleri mutlu ederse, başka bir şey istemem.


 


KIZIMIN DüĞüNüNE BİLE GİTMEM!


Futbolu çok seviyorum. Benim hayat şeklim. O şeklin en tepesinde de Eskişehirspor var. Mesela benim kızım eğer evlenecekse, ama Eskişehirspor maç anına denk gelecekse ben o düğüne gitmem. Gitsem bile önce Eskişehirspor maçını izlerim daha sonra onlara katılırım. Bunu evlatlarım ve ailemde bilir. Ve özel gün ayarlamalarını Eskişehirspor maçına denk getirmemek için de uğraş verirler. Beni böyle kabul ediyorlar ve saygı duyuyorlar.


 


ESKİŞEHİRSPOR DAHA İYİ YERLERİ HAK EDİYOR


30 sene futbol hakemliği yaptım. Rahatsızlığım nedeniyle hakemliği bıraktım. Ben 20 yıldır Almanya’da yaşadığım semtte kulüp başkanlığı yapıyorum. Her yıl şampiyon olsak 9 yıl sonra Bundesliga’ya çıkarız. Bu örneği niye veriyorum? çünkü benim kulübümün alt yapısında dahi müsabaka oynayacak seviyede 150 oyuncu var. Almanya’da bu zorunluluk! Ve orada şampiyon olmanız da yetmiyor. çıktığınız lig için kriterleri yerine getiremiyorsanız o ligde oynayamıyorsunuz. Federasyonun yaptırımları ve kuralları çok net…  Başkanlığını yaptığım kulübün iki çim sahası var. Ve ne acıdır ki geçtiğimiz günlerde oynadığımız Malatya’nın sahasından daha iyi.


Eskişehirspor alt yapısında sıkıntılar olduğunu takip ediyorum.. Benim şuanda yaşadığım Würzburg şehrinde nüfus 130 Bin. Sadece merkezde 18 tane futbol takımı var. 40 bin öğrenci var. Spora çok düşkün.  Her ailede mutlaka sporun içinde bir insan var. Yani spor kültürü var. Eskişehir’de de bu kültür çok rahatlıkla oluşur. özellikle Eskişehirspor’u yönetenlerden ricam şudur. Bu taraftara layık bir yönetim şekli göstersinler. Ligi ne olursa olsun Eskişehirsporlu olmaktan hep büyük gurur duydum. Son nefesime kadar da böyle yaşayacağım. Ama bu şehir, bu taraftar ve bu kulüp çok daha iyi yerleri hak ediyor.