Eskişehir'i Kim Kurdu? Eskişehir Tarihinden Adım Adım...

Eskişehir’in Kuruluşu ve İlk Yerleşim Dönemleri

Eskişehir, tarihi binlerce yıl öncesine dayanan köklü bir geçmişe sahiptir. Şehrin ilk yerleşim noktası, bugünkü merkezden yaklaşık 6 kilometre kuzeyde bulunan Dorylaion olarak bilinir. Bu yerleşim yeri, bölgenin tarihi önemini vurgular niteliktedir. Şehrin adı da buradan gelir; köklü tarihi nedeniyle "Eskişehir" olarak adlandırılmıştır.

Arkeolojik kazılarda elde edilen bulgular, Eskişehir ve çevresinin M.Ö. 3000’lere kadar uzanan bir yerleşim geçmişine sahip olduğunu göstermektedir. Anadolu’nun kadim halklarından Hititler döneminde bölge, önemini korumuş ve bir etilik, yani beylik olarak yönetilmiştir. Daha sonra M.Ö. 1200 civarında Friglerin Anadolu’ya yerleşmesiyle Eskişehir, Dorylaion adıyla bir Frig şehri olarak inşa edilmiştir.

Eskişehir’in Farklı Medeniyetlerin Yönetimindeki Dönemleri

Friglerden sonra Eskişehir, tarih sahnesinde sırasıyla Lidyalılar, Persler ve Büyük İskender’in egemenliği altına girmiştir. M.Ö. 334 yılında Büyük İskender’in ele geçirdiği şehir, Hellenistik dönemin etkisi altında kalmıştır. İskender’in ölümünden sonra, Greklerin Anadolu’ya kitlesel yerleşimi, Eskişehir’in kültürel yapısını derinden etkilemiştir.

M.Ö. 190’da Romalılar’ın eline geçen şehir, Roma İmparatorluğu’nun bölünmesine kadar bu yönetim altında kalmıştır. Roma’nın M.S. 395 yılında ikiye ayrılmasıyla Eskişehir, Bizans İmparatorluğu’nun kontrolüne geçmiştir. Bizans döneminde, bölge uzun süre önemli bir yerleşim yeri olmaya devam etmiş, ancak zayıflayan Bizans kontrolü, Türk boylarının Anadolu’ya girişiyle sona ermiştir.

1071 Malazgirt Zaferi’nin ardından, Selçuklu ordularının Anadolu’ya hızla ilerlemesiyle Eskişehir de 1074 yılında Türklerin kontrolüne geçmiştir. Anadolu Selçuklu Devleti döneminde şehir, doğudan gelen Türk boyları için bir yerleşim noktası olmuştur.

Eskişehir’in Osmanlı ve Modern Dönemdeki Gelişimi

Anadolu Selçuklu döneminde Haçlılar ile yapılan savaşlar sırasında Eskişehir, önemli bir mücadele alanı olmuştur. Ancak bu dönemde Selçuklu eserleri şehirde sınırlı kalmış, daha çok Sivrihisar gibi yakın bölgelerde yoğunlaşmıştır. Anadolu Selçukluları’nın yıkılmasının ardından Osmanlı Beyliği’nin doğuşuyla birlikte, Eskişehir yeni bir döneme girmiştir.

Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Bey, 1284 yılında uç beyi unvanını aldıktan sonra güçlenerek Eskişehir ve İnönü’yü hakimiyet alanına katmıştır. Osmanlı’nın ilk dönemlerinde Eskişehir, devletin önemli merkezlerinden biri olarak görülmüşse de ilerleyen yüzyıllarda bu önemini bir süre kaybetmiştir. Şehrin asıl gelişimi, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sonrasında Balkanlardan gelen göçmenlerin bölgeye yerleşmesiyle hızlanmıştır.

Eskişehir’in modern anlamda büyümesi ise demiryolu ağının kurulmasıyla gerçekleşmiştir. Türkiye’nin önemli bir ulaşım ve sanayi merkezi haline gelen şehir, uzun yıllar boyunca çeşitli idari değişimlere tanıklık etmiştir. 1451 yılında Kütahya Beylerbeyliği’ne bağlanan Eskişehir, Cumhuriyet dönemine kadar bu düzen içinde varlığını sürdürmüştür.

Bugün Türkiye’nin önemli kültürel ve ekonomik merkezlerinden biri olan Eskişehir, binlerce yıllık geçmişiyle, tarih ve modernizmi bir arada yaşatan bir şehir olmaya devam etmektedir. (Haber Merkezi)