6-İbrahim ŞAVK (CUMADAN CUMAYA)

6-İbrahim ŞAVK (CUMADAN CUMAYA)

Hicret ve Medine devri

Sevgili Peygamberimiz kırk yaşında M.610 yılında peygamber oldu. Mekke halkını ilk zamanlar gizli gizli islama davet ettiler. Sonraları açık davet başlayınca başta amcası Ebu Lehep ve müşrikler karşı çıktılar. 13 senelik Mekke devri büyük bir mücadele ve sıkıntılarla geçti. Efendimiz 50 yaşında iken 25 senelik eşi Hz.Haticeyi, amcası hamisi Ebu Talib’i kaybetti. Birkaç gün arayla meydana gelen bu iki ölüm peygamberimize çok büyük bir elem ve üzüntü verdi. Tarihçiler bu yıla “hüzün yılı” adını verdiler. Mekke müşrikleri bunu da fırsat bilerek düşmanlıklarını arttırdılar. Müslümanların yiyecek ve içeceklerine ambargo koydular. Efendimiz, Mekke dışına Taif’e ve kabilelere gidiyor onlardan da bir hüsn-ü kabul görmüyordu. Bu sıkıntı ve acılar içinde Cenab-ı Haktan hicret için hayırlı bir belde istiyordu. Nihayet 622.Miladi yılında Medine’ye hicret müsadesi çıktı. Hz.Peygamberimiz (a.s) yakın dostu Ebu Bekir ile beraber kafirleri şaşırtmak için üç gün gizlendikleri Sevri Mağarası’nda develerine binerek bir Pazartesi günü Medine’ye doğru yola çıktılar. Abdullah b.üreykıt’ın klavuzluğunda geçen bu yolculuk herkesin gittiği yoldan başka bir yolda ceryan ediyordu. çünkü Mekke müşrikleri silahlı gençleri onu bulmaya yollamışlar ölü veya diri getirene 100 deve vaad etmişlerdi. Yedi gün yedi gece süren bu yolculukta bazen gece serinliğinde istirahat ediyorlar gündüzleri ise kızgın çölde su yerine alev içiyorlardı.
Gündüzleri 60 dereceyi bulan çöl sıcağında yolculuk zorlaşınca istirahat ediyorlardı. Böyle bir istirahat sırasında pehlivan yapılı “Süraka” isimli bir genç onların izini bulmuş 100 deve bahşişi için bindiği atının üzerinde hızla peygamberimizi hedef almıştı ki atı tökezledi. Süraka yere yuvarlandı. Var kuvvetiyle kendini toparladı bindiği atı tekrar mahmuzlayarak ileri atılmak istedi ise de atının ayakları kuma gömüldü. At kendini alamadı bocalamaya başladı, bocaladıkça batıyordu. Süraka görünmez bir kuvvetin kendisini çektiğini hisseder gibi oldu. Bu işte bir fevkaladelik olduğuna inanmıştı. Aklı başına geldi. Yaptığına pişman oldu. Efendimizin yanına doğru yaklaşıp benden size asla zarar gelmez diyerek Peygamberimizden af ve aman diledi. Efendimiz onu affetti kendisine ferman verildi. Süraka geri dönerek onları arayan gençlere buralarda yoklar geri dönün diyerek düşmanları bertaraf etti. Süraka müslüman oldu. İran’ı fethe giden orduya katıldı.
Hz.Peygamberimizin yola çıktığı Medine’de duyulmuştu. Medine halkı her sabah şehrin dışına çıkıp öğleye kadar yollara bakarlardı. öğle sıcağı bastırıp etraf alevler içinde kalınca bu sıcakta artık gelmezler diye beklemekten vazgeçerlerdi. Birgün yine halk şehre dönerlerken bir kalenin tepesinde duran bir Yahudi kızı ilk müjdeyi verdi:
-Beklediğiniz, yolunu gözlediğini geliyor, dedi. Bu haber bir yıldırım süratiyle halk arasına yayıldı. Şehir baştan başa sevinç ile çalkalandı. Herkes şehrin kenarına koşup gözlerini ufka çevirdi. Uzaktan beyaz elbiseler içinde iki yolcu göründü. Medine’ye yaya bir saat mesafede Kuba adı verilen bir yer vardı. Medine’nin ileri gelenleri burada yaşarlardı. Bu kasaba mahalle halkı Efendimiz ve yanındakileri tekbirlerle karşıladılar. Burada Gülsüm b. Hedm’e misafir oldular. Tarih: M. 20 Eylül 622
Hz.Peygamberimiz burada 10 günden fazla bir zaman kaldı. Bu zaman zarfında ilk mescid Kuba mescidini yaptılar. Bir Cuma günü Kuba’dan hareket ederek Medine’ye şehrin merkezine yollandılar Beni salim Mahallesi’nden geçerken öğle vakti olmuştu. Efendimiz Cuma namazının farz kılındığını Ashabına tebliğ ederek burada ilk Cuma namazını kıldılar. Namazdan sonra devesine binen Efendimiz Medine’nin yolunu tuttu. Yolun iki tarafı karşılama için gelen halkla doluydu. Medine halkı adeta bir bayram havası içinde yüzüyordu. Halk onu içten gelen bir sevgi ve büyük bir tezahüratla karşılıyordu. Herkes onu “Bize buyurun Ya Rasülüllah” diye hanelerine davet ediyorlardı. O ise devemi serbest bırakın O memurdur diyerek halkın gönlünü hoş ediyordu.
Devesi ilk önce dayılarından iki yetime ait bir arsaya çöktü. Ve hemen kalktı. Efendimiz o arsayı satın alıp oraya Mescid-i Nebeviyi ve Hane-i Saadetini bina etti. Deve ikinci defa az ileride iki katlı bir evin önünde çöktü ve boynunu uzatarak tatlı tatlı bağırdı. Peygamberimiz inşallah konağımız burasıdır, diyerek devesinden indi. Burası Neccar oğullarından Halid b.Zeyd’in yani İstanbul’da medfun Ebu Eyyüb-i Ensari Hazretlerinin evinin önüydü.
Hz.Peygamberimiz bu evin birinci katında yedi ay kadar kaldı. Sonrada bu esnada yapılan mescide bitişik Hane-i Saadetine taşındı. Mekke’de herşeylerini terk edip Medine’ye hicret eden Muhacirlere Medineliler ekmeklerini paylaştılar, iş buldular, mülklerinden yer verdiler. Bunun için onlara yardımcılar manasında ENSAR denildi. Hz.Peygamberimizin Medine’ye hicretiyle “İslam Devleti” kuruldu. Efendimiz bu devletin başkanı oldu. İslamın yayılması için kafirlerle savaş buradan oldu. Efendimiz civar devlet başkanlarına islama davet mektupları buradan gönderdi. Müslümanlar burada çoğaldılar ve güçlendiler. İslamiyetin birçok emir ve yasakları burada bildirildi. Medine devri on sene sürdü. Sevgili Peygamberimiz 63 yaşında burada ebediyyete irtihal etti. Kabri Şerifi (Ravza-i Mutaharra) Mescid-i Nebevinin içindedir. Her zaman binlerce müslüman onu ziyaret ederek şefaat dileğinde bulunurlar. Hz.Allah onun şefaatini bizlere de nasip eylesin. (Amin)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6-İbrahim ŞAVK (CUMADAN CUMAYA) Arşivi