BAKARA-222 VE 228'DEKİ ANLAM KAYDIRMALARI

 


Geçen 3 hafta köşe yazılarımda Nisa-43 ve Maide-6 ncı ayetlerde açıkladığım ve düşünceme göre belirlemiş olduğum anlam kaydırmalarını ve bunların insanların kafalarını karıştırıcı ve kaosa yol açıcı kaydırmalar olduğunu vurguladım. Şimdi de Bakara-222 ve 228  nci ayetlerdekilere değineceğim.


Bakara-222. Ey Peygamber! Sana kadınların aybaşı halini soruyorlar. De ki: "O, kadınlara özgü ve onlara sıkıntı verici bir hastalık halidir. Aybaşı halinde iken onlarla cinsel ilişkiye girmeyin ve kurtuldukları zaman, Allah'ın size uygun olarak yaratmış olduğu üzere onlarla ilişkide bulunun. Allah tevbe edenleri ve temiz kalpli, ahlâklı olanları sever". (Bakara-222. Ve yes'eluneke ‘anil mehıydı* kul hüve ezen fa'tezilün nisae fil mehıydı ve la takrabuhünne hatta yathurne* fe iza tetahherne fe'tuhünne min haysü emerakümallahü* innallahe yühıbbüt tevvabiyne ve yühıbbül mütetahhiriyn.).


Ayet, kadının aybaşı halini açıklamakta olup, yapılan Kur’an tercümelerinin çoğunluğunda “o bir pisliktir, nefret edilen bir pisliktir, sıkıntıdır, kirliliktir, eziyet halidir, hastalıktır, kadını sıkıcı ve erkeği tiksindirici, ezadır, zayıflık halidir, kerih bir şeydir” anlamlandırma kelimeleri kullanılmıştır. Dikkat edilirse, kullanılan bu kelimeler içinde “Hastalık, sıkıntı, rahatsızlık, eza hali” ifadeleri makul iken, “pislik, kirlilik hali, erkeği tiksindirici, kerih bir şey” gibi ifadeler kadını küçültücü, insanlardan, hatta eşinden ve yakınlarından uzaklaştırıcı etki gösterme özellikli ifadelerdir. Yine kadın hakkında olumsuz bir ön yargı oluşmasına neden olacak bu ifadeler Kur’an’ın kadını koruyucu yaklaşımına ters geldikleri gibi, dahası kadına şiddet uygulayan erkeklere bir koz da oluşturmaktadır diye düşünüyorum.


Ayette, kadına sadece cinsî münasebette bulunması ve bu amaçla yaklaşılması tek yasak olarak açıklanmıştır. Ayette değinilmediği, hatta en ufak bir imada bile bulunulmayan ek yasaklar olarak namaz kılması, oruç tutması, Hac ziyaretinde bulunması, hatta Kur’an’a dokunması ve dolayısıyla okuması, zaman içinde ek haramlar olarak eklenmiştir. Demek ki bu eklemeleri, sözde dindar veya sözde ve muhtemelen sadece giydiği kıyafet ile Kur’an’ı biliyorum diye ahkâm kesenler yapmışlardır. Gerçekten Kur’an bilgileri yeterli olsaydı bu eklemelere değil cesaret etmek, düşünmezlerdi bile. çünkü Kur’an’da Ek haramlaştırmanın yasak olduğuna birden fazla ayette değinilmiş olduğunu gerçek Kur’an bilgisi olanların bilmeleri gerekirdi (Yunus-59, En'am-119, Bakara-79, Al-i İman-78, 94, 187, Hac-30,  Tahrim-1, Maide-1, 87).


Nahl-35. Şirk koşanlar ve riyakârlar, "Allah müsaade etti ki hem biz, hem de atalarımız, Allah'ın yanında başka bir şeye taptık ve dinde Allah'ın haram ettiğinden başkasını da haramlaştırdık” diyorlar ve suçlarına Allah’ı da ortak ediyorlar. Bunlar gibi, "Daha önceki şirk koşanlar da aynı şeyi söylemişlerdi".


örneğin   Ek haramlaştırma yapmak Allah'a iftira kabul edilmiştir (Nahl-116), Ek haramlaştırma yapanların hesabının sorgulanacak bir yasak (Haram) olduğu (En'am-139), Ek haramlaştırma yapanın zalim diye tanımlandığı ( En'am-144) ve  Ek haramlaştırma yapmanın, şirk koşma kabul edildiği açıkça belirtilmiştir (Nahl-35).


En’am-144………Ey insanlar! Şunu iyice bilin ki, insanları bil­gisizce yanlış yollara yönlendirmek için Allah’ın adına ek haramlaştırmalar uydurup, O’na iftira edenlerden daha zalim kim olabilir? Şüpheniz olmasın ki Allah, böylesi zalim bir aşamaya gelmiş top­lumu artık asla doğru yola iletmez /hidayete erdirmez.


Asırlardır sanki Kur’an’da varmış gibi farz birer hükümdür diye dayatılan bu eklemelerle genç kız ve kadınların yaşamı zorlaştırılmış, huzurlu ve şekilcilikten uzak güzel din kurallarını uygulamaktan Mahrum edilmiş ve kaosa sokulmuşlardır. Hatta bir nevi zulüm edilmiş ve maalesef halen bazı bölgelerde bu zulüm devam ettirilebilmektedir.


Gelelim Bakara-228 nci ayete;


Bakara-228. Boşanan kadınlar, başka biriyle evlenmeden önce, hamile olup olmadıklarının kesin anlaşılması için üç aybaşı kadar bir süre beklemeli. Allah'a ve Ahret gününe inanı­yorlarsa hamileliklerini gizlemeleri helâl olmaz. Erkeklerin kadınlar üze­rinde hakları, kadınların da erkekler üzerinde hakları vardır ve bu hakları adalet ölçüsünde eşittir ve bulundukları yerin bilinen ör­füne uygun biçimdedir. Yine de bilinsin ki erkeklerin, bir evi geçindiren kişiler olmaları sebebiyle eski eşi ile tekrar evlenme ile ilgili son kararı vermede öncelikleri vardır. Şunu da iyice bilin ki, Allah, her şeyden üstün ve her şeye hakim olandır. (Bakara-228. Vel mütallekatü yeterabbasne bi enfüsihinne selasete kuru'in* ve la yehıllü lehünne ey yektümne ma halekallahü fı erhamihinne in künne yü'minne billahi vel yevmil ahıri* ve bü’uletühünne ehakku bi raddihinne fı zalike in eradu ıslahan* ve lehünne mislüllezi ‘aleyhinne bil ma’rufi ve lir ricali ‘aleyhinne deracetün* vallahü aziyzün hakiym.).


Bu ayette muhkem /değişmez ana kural olarak “Boşanma aşamasındaki kadın, hamile değilse boşanmayı kesinleştirmeli ve tekrar evlenecekse de boşanmakta olduğu eşinden hamile olmadığına dikkat etmelidir” kuralı bulunmaktadır. Hamileliği belirleme yöntemi ise müteşabih /değişkendir ve eskiden 3 ay beklenme gerekirken, şimdi ise idrarda yapılan birkaç dakikalık Gebelik testi artık bunu sağlamaktadır.


Ayette karşılıklı haklar yönünden kadın ve erkeğin eşit oldukları açıkça belirtilmiş olduğu halde, her nedense sonra gelen “lir ricali ‘aleyhinne deracetün” ifadesi birçok Kur’an tercümesinde “erkekler, kadına göre bir derece daha üstündürler, erkekler kadınlar üzerinde daha hak sahibidirler, boşanma konusunda erkeklerin kadınlara karşı bir basamak farkları vardır, kadınların üzerinde sorumlu, sınırlı bir otoriteye sahiptirler, erkeklerin onların üzerinde bir derecesi vardır,  erkeklerin, kadınlar üzerinde(ki hakları,) bir derece fazladır” şeklinde tercüme edilmiştir. Ancak ayetteki ifade, eşlerin tekrar evlenmeye yönelik verecekleri kararda, aileyi geçindirme sorumluluğu nedeniyle son karar sözünü söyleme sorumluluğu erkeğe verilmiştir ve söz konusu edilen fark bu sorumluluk farkı nedeniyledir. Durum böyle iken, mevcut meallerin çoğunda yapılan anlamlandırmalar, maalesef sanki erkek kadından üstünmüş gibi bir yönde olmuştur. Sanki erkek kadından üstünmüş ön yargısını koz olarak cahil erkeklere verecek böylesi ifadeler, yine kadına şiddet uygulanması bakımından sakıncalı olabilmektedir diye düşünüyorum.


Ticarî işlemler ve borçlanmalarda şahitliğe ilişkin olan Bakara-282 nci ayete inşallah haftaya değineceğim. Sağlıklı günler…


NOT: Şu kitaplarımın gelirleri ile Eskişehir Tıp öğrencilerine burs veriyoruz. özel günlerinizde kitaplardan hediye ederseniz bize destek olur ve öğrenci sayımız artar: "DİN VE BEYİN", "TüRKçE KUR'AN", "KUR’AN KADINI KORUYOR", "İSLÂM'IN ŞARTI SADECE 5 DEĞİL", "OKU! KONULARINA GöRE KUR'AN AYETLERİ" ve "KUR'AN'IN KULU KöLESİ MEVLANA", “TEVRAT VE İNCİL’DE öNCEKİ İSLAM” ve “KUR’AN VE SON İSLAM”.


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gazi Özdemir Arşivi