Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinde alınan ağır yenilgiden sonra CHP’de ’’değişim’’ tartışmaları başladı.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun yaptığı’’ değişim’’ çağrısıyla başlayan tartışma ile birlikte parti bünyesinde oluşan bir saflaşma var.

Bir yanda ’’değişimciler’’ diğer yanda ’’Kemal Kılıçdaroğlu ile devam’’ diyenler.

Türkiye genelindeki saflaşmanın Eskişehir’e yansımaması düşünülemez… Elbette ki, Eskişehir’e de yansıdı.

Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, değişimden yana tavır aldı.

Seçimlerden sonra katıldığı her toplantıda ’’Genel Başkan değişimi şart. Kemal Kılıçdaroğlu genel başkanlığında gidilecek yerel seçimde büyük sıkıntı yaşarız’’ dedi.

Gazeteci İsmail Saymaz’a yaptığı değerlendirmede herkesin düşünüp de söylemediğini açıkça ortaya koydu.

’’CHP’de değişim genel başkan değişikliğini de kapsamalı. Kemal Kılıçdaroğlu genel başkanlığı bırakmalı, bırakmazsa da kurultayda genel başkan değişikliği gerçekleşmeli.’’

Bu sözler Türkiye genelinde büyük yankı yarattı.

Destekleyenler olduğu gibi tepki gösterenler de oldu.

Tepki gösterenlerden birisi de Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç…

Saflaşmada ’’Kemal Kılıçdaroğlu ile devam’’ diyenler arasında yer aldı.

Seçim sonuçlarının ’’başarısızlık’’ olarak nitelendirilmesine karşı çıkıp her toplantıda Kemal Kılıçdaroğlu’nu savundu.

Kazım Kurt’un açıklamasından sonra yaptığı bir ’’tepki açıklaması’’ var.

’’CHP’de değişim önceliği genel başkanlık makamından önce, parti tüzüğümüzde yer alan ve anti demokratik olduğuna inandığım bazı maddelerin değişmesi net olmalıdır. Zira… Söz konusu maddeler değişmediği takdirde genel başkanlık koltuğunda oturan isimlerin değişmesi hiçbir anlam ifade etmeyecektir. Partide sistemin demokratik bir şekilde işleyişini aksatan tüzük maddeleri kesinlikle değişmeli, bu değişimi gerçekleştirebilmek için de bir tüzük kurultayı acilen toplanmalıdır. Genel başkanlık tartışması, kurultay öncesi yapılmaması gereken bir tartışmadır. Mahalli seçimler öncesi genel başkanlık için isim tartışmasının yaşanıyor olması, seçimlere yönelik olumsuz sonuçlar doğuracak olaylara neden olabilecektir.’’

Açıklamada dedikleri böyle…

’’Genel başkan değişimi’’ şöyle dursun ‘’tartışılmasını’’ bile yanlış buluyor.

Aynı açıklamada ismi dillendirilmese de Kazım Kurt’a yönelik ‘’hadsizlik’’ suçlaması da var.

Neyse…

Özgür Özel’in genel başkanlığa aday olmasından sonra da saflar değişmedi.

Kazım Kurt, Özgür Özel’den yana tavır aldı. Çalışmalarda da aktif görevler aldı. Ekrem İmamoğlu ile yakın temas halinde Türkiye genelinde delegelere yönelik çalışmalar yürüttü.

Ahmet Ataç da Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekleyenler arasında yer aldı.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı için delegelerden imza toplamaya çalıştı. Eskişehir delegelerinin çoğunluğundan imza alamadı. 12 delegeden 7’si Özgür Özel’in adaylığı için imza verdi.

Ahmet Ataç, kurultayda da Kemal Kılıçdaroğlu’nu destekledi.

Kemal Kılıçdaroğlu kaybedince de parti meclisi seçimlerinde oy kullanma gereğini bile duymadı.

Ancak kurultaydan hemen sonra bir TV programına katılma gereği duydu.

Programda söyledikleri oldukça dikkat çekici…

’’…Ben başından beri söylüyorum, kim kazanırsa bizim genel başkanımız o. Neticede Özgür Başkan kazanınca herkes bir yönde memnun oldu. Ben partiden çok toplumu düşünürüm. Toplumun karşısında Kemal Bey baya bir sıkıntılıydı. En azından toplum bir değişimi görerek, düşüncelerini değiştirmeye başlayacak. ‘Ben kesinlikle oy kullanmam’ diyen insanlar vardı. Bence onlar kırılmaya başladı…’’

Dahası da var.

’’Özgür Özel’in Genel Başkan seçilmesi Eskişehir’de itici güç olur. Eskişehirli seçmende ‘Kemal Bey varken oy kullanmam’ gibi söylemleri çok yoğundu. Şimdi muhtemelen o söylemler değişecek.’’

Bu sözler karşısında şaşırmamak elde değil…

‘’Ben başından beri söylüyorum’’ diyor ya…

Doğrudur, seçimlerden bu yana hep söylüyor. Ancak o söyledikleriyle kurultaydan sonra söylediklerinin uzaktan yakından ilgisi yok.

Baştan beri ‘’Kemal Kılıçdaroğlu başarılı’’ derken şimdi ‘’iyi ki gitti’’ demeye getiriyor.

Kurultay öncesi Kazım Kurt’un ‘’Kemal Kılıçdaroğlu ile gidilecek yerel seçimde büyük sıkıntı yaşarız’’ sözlerine tepki gösterirken şimdi ‘’Toplum karşısında Kemal Bey baya sıkıntılıydı’’ diyebiliyor.

Söyledikleri çok şaşırtıcı…

Zamanlaması da oldukça ilginç… Kurultaydan hemen sonra bu sözleri söylüyor.

Tamam ‘’çark etmek’’ olur da bu kadar hızlı ‘’çark etmek’’ de olmaz ki…

Bu kadar acele etmesinin nedeni ne olabilir ki?