Demokrasi çelişkisi: Demokrasi açığı

Siyaset literatüründe demokrasinin çelişkisi olarak anılan bir olgudan söz etmek istiyorum. Genel olarak bireylerin öğrenim düzeylerinin yükselmesi ile birlikte toplumda demokratik işleyişin de gelişeceği kabul edilir. Ama gelişmiş ülkelerde yapılan araştırmalar bu tezi doğrulamıyor. Toplumu oluşturan bireyler arasında yüksek öğrenim görmüş olanların sayısının artmasına rağmen, demokrasi alanında değişimin aynı hızda oluşmadığını gözlüyoruz.

Bazı uzmanlar ters orantılı bu ilişkiyi, halkın siyasete ve demokratik süreçlere karşı kayıtsızlığı ve duyarsızlığıolarak açıklıyorlar. Demokrasi açığı olarak isimlendirilen bu durumun tamamen kayıtsızlık ve duyarsızlık olarak isimlendirilip daha geniş bir açıyla bakılmaması, muhtemelen yurttaşlara yönelik açık bir haksız eleştiri oluyor.

Sorunu daha yakından incelediğimizde; daha gerçekçi sayılabilecek bazı ipuçlarına ulaşıyoruz. Bunlardan birincisi; doğrudan doğruya temsili demokrasinin yaratmış olduğu kriz ile ilgili. Demokrasi açığı olarak isimlendirilen problemin birinci kaynağı, temsili demokrasinin yarattığı süreksizliktir. Vatandaş, ancak seçimden seçime –örneğin 4-5 yılda bir demokratik süreçlere katılabildiğinden, zaman içinde siyaset alanına yabancılaşıyor. Zaten geleneksel siyaset de yurttaştan kendi özel işleri dışında hiçbir kamusal konuyla ilgilenmemesini ve yapılacak tüm işleri kendisine bırakmasını istemektedir. Temsili demokrasi esasına göre kurulmuş siyasetin yapılanması da bu atalet modeline uygun olarak hazırlanmıştır.

Böyle bir sıkıntıyı aşmanın yegâne yolu, yurttaşların karar ve yönetim süreçlerine katılabilecekleri ve sistemi denetleyebilecekleri yol, yordam ve mekanizmalar geliştirmektir. Diğer yandan geleneksel siyaset bunu istemez. Çünkü siyaset alanı, siyasetçi ve bürokrat ile yandaşları için bir rant elde etme alanıdır. Vatandaş tarafından izlenen ve denetlenen bir alanda hukuk dışı rant elde etmek imkanı kalmayacaktır. Bu gerçek, temsili demokrasi krizini neden toplumun kendisinin çözmesi gerektiğinin iyi bir açıklamasıdır.

Demokrasi açığı adı verilen sosyal sorunun bir diğer nedeni, eğitim sisteminin yapılanması ve içeriği ile ilgilidir. Daha uzun süre öğrenim gören insan sayısının artmasına karşın demokratik işleyişte iyileşme olmamasının nedeni eğitimin içsel süreçlerindeki ve içeriğindeki yanlış seçimlere bağlıdır. İlköğretimden üniversite sonrasına kadar olan tüm yönleriyle mevcut eğitim sistemi; aktif, eleştirel ve duyarlı yurttaş yaratma hedefine pek az ilgi duyar. Bir diğer söyleyişle; demokratik yurttaşlık eğitimi, asla eğitim sistemin önemli ve değerli bir parçası olamamıştır.

Günümüzün ‘geleneksel özellikli’ okullarına baktığımızda; her düzeyde olmak üzere bunların yurttaşlık yetkinlik, bilgi ve becerilerinin öğrenilmesi yerine ‘liderlik ve sadık izleyicilik’ odaklı olduğunu görürüz. Bu süreçte liderlerin yönetici –yani siyasetçi; diğerlerinin ise seçmen –yani pasif oy veren olması beklenir. Gerçekten 18’inci yüzyılda yaşamış olan İngiliz düşünür ve siyaset bilimcisi John Stuart Mill’in ifade ettiği gibi; sağlıklı demokrasiler için aktif yurttaşlar gerekmesine karşın hükümetler ve yöneticiler pasif yurttaşların mevcudiyetini isterler. Çünkü pasif yurttaşlar, siyaset alanını denetleyemezler ve siyasetçilerin karar ve eylemlerinden dolayı sorumlu olmalarını sağlayamazlar.

Eğitim sisteminin yönetimi büyük ölçüde siyasetçilerin elinde olduğuna göre ne yapmalıyız? Siyasetçilerin niyetlerini kişisel ranttan toplum yararına çevirmelerini beklemek zorunda mıyız? Hiç kuşkusuz; demokrasi bilgi, beceri ve yetkinliklerinin her düzeyde edinilmesi için tüm eksiklik ve zafiyetine rağmen sivil topluma ciddi görevler düşüyor. Konu demokrasi ise bu eğitim içeriğinin bir bölümünü STK’lar tarafından sağlarken, diğer kısmının örneğin yerel yönetimler tarafından temin edilmesi için baskı grubu olmayı denemeliyiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gürcan Banger Arşivi