6-İbrahim ŞAVK (CUMADAN CUMAYA)

6-İbrahim ŞAVK (CUMADAN CUMAYA)

DEVLET BORCU-KUL BORCU

"Borç yiğidin kamçısıdır" derler. Bu söz çalışmaya tevşik için söylenmiş. İnsan çalışmalı, kimseye yük olmamalıdır. Dünyada mutlu olmak için çalışmak çok çalışmak gerekiyor. Evlenmek, ev geçindirmek, çocukları yetiştirmek için çalışıldığı halde gelirle- gideri denklemek günümüzde cidden çok zorlaştı.
Gelir yetmeyince borçlanma ihtiyacı hasıl oluyor. İnsanlar borç vermeyince devlete borçlanılıyor. Bu borç emlak borcu, elektrik, su borcu ve kredi borcu şeklinde tezahür ediyor. Ayrıca devletin alacağı VERGİ borcu da hem kişiyi hem de devleti derin derin düşündürüyor.
Güçlü devlet: Devletler vergi ile yaşar. Vergi vermek kutsal bir görevdir. Devletimiz yıllardır ödenmeyen borçların ödenmesi için vatandaşlara bir kolaylık olsun diye "borçların aslının ödenmesi, faizlerin terki" diye bir kampanya ilan etti. Bu fırsatı devlete borçlu olanların mutlaka değerlendirmeleri gerekir. Çünkü Devlete olan borç bütün milletimizin hakkıdır. Büyük bir kul borcudur. Dinen insanı cehenneme götürecek bir borçtur. Bir çok kimsenin ödeme imkanı olduğu halde "Ben devletten zenginmiyim" diyerek borcunu, vergisini ödemekten kaçınıyor.
Bu konuyu Dinimiz açısından ele aldığımızda bu hakkın ne kadar önemli olduğu görülüyor.
"Devlete borçlanmam":
Hz.Ömer (r.a) halifelik zamanında dörtyüz dirhem paraya ihtiyaç duymuştu. Hz. Abdurrahman'dan borç istemişti. Hz.Abdurrahman da Hz.Ömer'e para vermek yerine şu telkinde bulundu;"Ya Ömer! parayı benden mi istiyorsun? Halbuki devlet hazinesi senin elindedir. Parayı oradan al sonra iade edersin"
Hayatı adalet timsali olan hiç kimsenin hakkını yememiş olan Hz.Ömer (r.a) Hz.Abdurraman'a (r.a) şu cevabı verir:
- Ya Abdurrahman! Parayı senden istiyorum. Zira ilahi emir vuku bulduğu ecelim geldiğinde veya borcu ödeyememe halim olduğunda seninle helalleşmek kolay olur. Ya mirasımdan bir miktar para ayırttırırım yahut helalleşirim. Ama ben bu borçlanmayı devlet hazinesinden yaparsam bütün müslümanlarla helalleşmem lazım gelirki o takdirde ne benim mirasım bunu ödemeye kafi gelir ne de sevabım, ahirette beni kurtarır. Bu kadar ağır bir yükün altına girmeye cesaret edemem, dedi.
Hz.Ömer'in bu dersi kalbinde azıcık imanı, vicdanı olanlar için ne büyük bir ibret dersidir. Devletine borcu olanlar bunu ödeme gayreti içinde olmazlarsa 77 milyon insanı ahirette nasıl ödeyeceklerdir. Bu devlet hazinesi başında tüy bitmedik yetimin, öksüzün hakkı vardır. Bu kul borcudur.
Şehitler bile kul borcundan, devlet borcundan kurtulamazlar. Hz.Ömer (r.a) şöyle rivayet etmiştir, "Hayber'in feth edildiği gün Hz.Peygamberimizin (a.s) eshabından bir gurup geldiler de falanca şehittir" dediler. Yine bir adamın yanından geçerken "filanca da şehittir" dediler.
Bunun üzerine Hz.Peygamberimiz (a.s) "Hayır asla! Ben onu devlet malından çaldığı bir abaya (ceket) bürünmüş olarak Cehennemde görüyorum" buyurdular.
Demek ki devlet malından çaldığı bir aba, harpte ölen bir kimsenin şehitlik mertebesi kazanmasına mani olduğu gibi, çaldığı ile birlikte Cehenneme atılmasına sebep oluyor. (Kütübu Sitte, İ.Canan Cilt: 7, Sh:181)
Sevgili Peygamberimiz (a.s) bir Hadis-i Şerif'lerinde Allah (c.c) nazarında bir kulun, tarafı ilahiden yasak edilen en büyük günahlardan biri de kişinin ödenecek karşılık bırakmadan üzerinde borç olduğu halde ölmesidir" buyurdular. (a.g.e.7/181)
Hz.Peygamberimiz (a.s) borçlu ölenlerin (ipotek) altında olduğunu söyler onların cenaze namazlarını kıldırmazdı.
Hoşçakalınız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6-İbrahim ŞAVK (CUMADAN CUMAYA) Arşivi