Endüstri 4.0 ve Eğitim 4.0



Endüstri 4.0 vizyonunun üç temel özelliği var. Birincisi; bilişim teknolojisinin yüksek hız ve hacimde veri işleme kapasitesine ulaşması ile yapay zekâ uygulamalarının yeni imkânlar kazanması sonucunda ortaya çıkan “akıllılık”… İkincisi ise kablolu ve kablosuz bağlantıların, yerel ağların ve İnternet’in gelişmesi ile neredeyse tüm dünyayı ve nesneleri birbirine ilişkilendirecek olan “bağlantılılık”… üçüncü özellik; sensör ve veri toplama teknolojilerindeki ilerlemeler sayesinde oluşan “gerçek zamanlılık”… Bu özellik, bir olayın gerçekleşmesi ile birlikte neredeyse aynı zamanda o olayın verisine sahip olmak anlamına geliyor.

Yukarıda sıraladığım üç özelliğin ve bunlara bağlı olarak ortaya çıkan sonuçların oluşturduğu küresel bağlantılılık, akıllı makineler ve yeni medya geleceğin iş-işletme ekosistemini, çalışma kavramını ve öğrenme olgusunu ciddi biçimde değiştiriyor. Ortalama insan ömrünün 100 yıla çıkması bir hayal olmaktan çıkıp bir hedefe dönüşüyor.

Uzayan insan yaşamının sonuçlarından biri, öğrenmenin de yaşam boyu haline gelmesi şeklinde gerçekleşecek. Yeni bilimsel ve teknolojik gelişmelerin yarattığı ortamda öğrenmenin yapısı, içeriği ve uygulama biçimleri de değişecek. Yeni eğitim pek çok yeni veya kavramsal olarak evrimleşmiş becerinin edinilmesini zorunlu kılarken, içeriğin ilk sıralarında inovasyonun olacağı anlaşılıyor.

Geleceğin eğitiminin özellikleri arasında ilk sırada “öğrenmenin kişiselleşmesi” sayılabilir. Basit olarak belirtirsek; bir sınıfa toplanmış bir topluluğa aynı içeriğin aynı şekilde aktarılması şeklindeki eğitim tarzının yeni çağa uygun olmadığını söyleyebiliriz. Her birey, kendi özellik ve hedeflerine uygun olarak oluşturulmasına kendisinin de fiilen katıldığı eğitim süreçleri yaşayacak.

Yeni eğitimin bir diğer özelliği, uçtan uca (öğretici ile öğrenici arasında, büyük oranda sanal ortamda yüz yüze) şeklinde olacak. Eğitim içeriğine küresel bağlantılılık sayesinde herhangi bir yerden erişilebilecek. “Eğitimin mekânsızlaşması” yanında eğitim platformları ve içeriklerine erişim (gün, saat vb. gibi) zamanla da sınırlı ve kısıtlı olmayacak. Buna “öğrenmenin süreklileşmesi” diyebiliriz.

Eğitim 4.0 terimi, eğitimin (öğrenmenin) gelecek tasarımı ve vizyonunu ifade eder. Endüstri 4.0 olarak tanımlanan gelişmelerin yaratacağı yeni dünyanın çok yönlü kültürel (beceri, bilgi ve deneyim) ihtiyaçlarını karşılaması öngörülüyor. Bu yeni ekosistemde insanlar ve akıllı-bağlantılı makineler (robotlar, cihazlar, ürünler vb.) uyum içinde ve riskin minimize edildiği durumda var olacaklar. Bu yeni şartlara ilişkin kültürün öğrenilmesi kaçınılmazdır.

Eğitim 4.0; dijital teknolojilerden, kişiselleşen verilerden, açık kaynaklı içerikten ve bağlantılılıktan en yüksek düzeyde yararlanmayı hedefler. Teknolojik evrimleşmenin, esas olarak bir araç olduğunu kabul ederek yeni dünyanın mottosunun “Dijital düşün!” olduğunu öne sürer. Eğitim 4.0’ın vizyonu, canlı ve cansız yaşamın sürdürülebilirliği anlayışı altında toplumun ve bireyin daha iyi yaşam şartlarına ve imkânlarına sahip olmasını öngörür.

Basit olarak Eğitim 4.0; öğrenmeyle ilgili sektörlerde hem kurum ve kuruluşlar hem de toplum ve bireyler açısından bir “iş modeli” değişimi anlamına gelir. Bu olguyu, moda deyimle “oyunun değişimi” olarak da söyleyebiliriz: Yeni oyun, yeni kurallar, yeni araçlar, yeni bakış açıları, yeni yaklaşımlar…


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gürcan Banger Arşivi