Eskişehir ve Ekonomik Gelecek



Siyasetçilerin seçmeni yanıltmak istedikleri gibi bir konuya sadece artılar –örneğin gelirler– açısından bakılırsa ‘acı gerçeği’ gözden kaçırıyor olabiliriz. Her gelir giderlerin, her kazanç ise maliyetlerin sonucunda oluşur. Eskişehir’de yaşandığı düşünülen bazı ‘kazançların’ durumu da budur. Eskişehir’in son yıllara yerel turizm konusunda ilgi odağı olması, beraberinde bazı yanlış algıları da getiriyor. öğrenci kenti olgusu, günü birlik turizm gelişimi ile entegre edilince üretimi dikkate almayan bir kent algısı yurttaşların zihninde yer etti. Bu ekonomik ve sosyal olguların topluma ve kamuya olan gider ve maliyet unsurlarının ciddi anlamda dikkate alınmadığını söylemek yanlış olmaz. Hem sosyal hem de ekonomik boyutlarda olmak üzere hem kalabalık hem de birey olarak; bir yerli turist veya dışarıdan gelen bir öğrencinin kente olan birim –keza marjinal– maliyeti ve bunların birim veya marjinal getirileri hakkında herhangi bir veriye veya çalışmaya rastlamak mümkün değil –iyimser bir bakışla böyle bir çalışmayı ben görmedim diyebilirim. Buradaki ödünleşmenin kentsel getiriler lehine olduğu kanaatinde değilim.

Kent kavramının ana dayanaklarından birisi üretimdir. Bir kent, kendini sadece tüketim üzerine odaklayarak ya da düşük katma değerli sektörlere yoğunlaştırarak kalıcı ve sürdürülebilir gelişimi yakalayamaz. Eskişehir’in tarihsel, ekonomik ve sosyal olarak geldiği noktada önündeki önemli konular; bilim, teknoloji, ar-ge ve sanayinin bütünleşik karışımından oluşan bir ürün ve hizmet karması olmalıdır. Eskişehir’in ekonomik yönden gelişmesinde en önemli alanlardan birisi bilim, teknoloji, ar-ge ve inovasyon ile donanmış sanayi olacaktır. Olmalıdır. Günümüzde sanayinin yeni teknolojilerle birlikte (Endüstri 4.0, Endüstriyel İnternet gibi temalarla) yeniden yükselişi aynı ihtiyaçtan kaynaklanıyor. Mevcut Eskişehir ekonomisi ve yerel yöneticiliği, bu gerçeği henüz tam anlamıyla kavramasa da konjonktür ve dışsallıklar, Eskişehir’e böyle bir misyon yüklemektedir. Hiç kuşkusuz; Eskişehir’in geleceğinde eğitim ve öğretim hizmetleri ile kent turizminin önemli bir yeri olacaktır; ama bu olgu, Eskişehir sanayisinin halen yüklendiği ve gelecekte daha büyük oranda edineceği misyonu dışarıda bırakmaz. Dolayısıyla şehrin geleceğinde sanayi ile kent turizmini, eğitim – öğretim ile ticareti birlikte ve birbirine eklemleyerek düşünmek gerekir.

Eskişehir’in bugün ulaşmış olduğu noktada 20’nci yüzyılın ilk yarısında ve Cumhuriyet’in ilk yıllarında yapılmış sınai kamu yatırımlarının önemli bir yeri var. Bu kuruluşlar sayesinde şehrin değişik alanlarında sayıca çok olmasa da yetenekli sanayi işletmeleri yer alıyor. Pek çok konuda gösterdiği ilgiyi sanayiye yöneltmekte eksikli ve zayıf kaldı. Sanayi dünyasının kişi ve kuruluşları, önemli ölçüde kendi yağları ile kavrularak kendi çabalarıyla Eskişehir sanayisini günümüzdeki noktaya taşıdılar.

Eskişehir’deki sınai işletmeleri yakından izleyenler, bu kuruluşlarda gerçekten yetenekli ve yetkinlikleri olan çok sayıda teknik elemanın yer aldığını bilirler. Fakat işin yönetim ve finans boyutlarına gelindiğinde; bu işletmeler ciddi sorunlar yaşıyorlar. Bu problemler sadece işletmelerin sahipleri ve yöneticileri tarafından aşılabilecek boyutları aşıyor. Eskişehir’in 21’inci yüzyılda çok daha önemli fırsatlarla karşılaşmasını öngördüğüm sanayi işletmelerine, şehrin siyasetinden yerel yönetimlerine, bürokrasisinden sivil toplum kuruluşlarına kadar daha etkin bir sahiplenme olması gerekiyor.

Sanayinin kent tarafından sahiplenilmesi konusundaki eksiklikleri teşvik uygulamaları ile örnekleyebiliriz. Son olarak gündeme gelen teşvik uygulamalarında siyasal iktidarın başka gözde kentlerinin gördüğü iltifatı dikkate aldığımızda; Eskişehir’in siyaseten sahiplenilme anlamında pek başarılı olduğunu söylemek zor. Şehrin güç odakları farklı siyasi görüşlere sahip olabilirler; ama kentin sorunları gelecekte gücü elinde tutacak olanlar için de geçerli olacaktır. Bu nedenle Eskişehir’in başta ekonomik olmak üzere problemleri, bu kentte yaşayanlar olarak hepimizi yakından ilgilendiriyor. Doğru önlemleri almakta ve gerekli sahiplenmeyi gerçekleştirmede başarılı olamayan şehirler ve bölgeler, yarışta daha da geri düşüyorlar. Bir benzetme yaparsak; yükselen sular kentte herkesi yükseltiyor; düştüğünde ise yüksekte kalan hiç kimse olmuyor. Eskişehir kaybetmeye başladığında bu inişte bu kentte yaşayan herkes kaybedecektir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gürcan Banger Arşivi