Eskişehir'in Doğal Su Yapısı ve Riskler

Eskişehir Alpu’ya yapılması planlanan kömür yakıtlı termik santral konusunda suyla ilgili riskin ‘bir parça’ gözden kaçırıldığı kanaatindeyim. Santralın doğaya zararları konusunda hava ve toprak kirliliği öngörülebilmekle birlikte ‘nedense gözle görünmeyen’ doğal su sistemi riskleri yeterince dikkate alınmıyor. Bu nedenle konuyu bir kez daha tekrar etmekte yarar görüyorum.


 


Eskişehir kuzeyden güneye, doğudan batıya dev bir su sistemini içeren havzadır. İl sınırlarının kısmen belirlenmesinde Sakarya Nehri, Porsuk çayı ve bunların kolları etkili olur. Jeolojik, paleontolojik ve arkeolojik çalışmalar çok eski çağlarda bu bölgenin bir iç deniz olduğuna dair veriler sağlıyor. Bölgedeki karmaşık su sistemi bu çağlardan miras kalan bir yapıdır. Bu sistem içine Sakarya, Porsuk ve kolları yanında yeraltı su kaynaklarını alır. Doğal olarak sistem bölgede oluşan yağışlardan da beslenip etkilenmektedir. Zirai kimyasallar, işletme atıkları veya insan kaynaklı kirleticiler gibi yapay unsurların da sisteme olumsuz etkileri olduğunu eklemeliyiz.


 


Su Yapısı


Eskişehir’de 2-10 metre dolayındaki alüvyonun altındaki yüzeye yakın su, devamla derinlerdeki kalker tabakanın altındaki derin su olmak üzere iki su katmanı vardır. Söz konusu yeraltı suları, Porsuk ve kolları gibi yerüstü akarsuları ile birlikte bir bileşik su sistemi oluşturur. Eskişehir’in merkezindeki ve taşrasındaki sıcak su kaynakları ile değişik yörelerdeki maden suları da bu sisteme dâhildir.


 


Dağlardaki kaynak suları, yüzeye yakın yeraltı suları ve Porsuk çayı’nın suyu, kimyasal ve biyolojik olarak incelendiğinde bunun büyük bir su sistemi olduğu kolayca görülür. Bu unsurlardan herhangi birisinde oluşan değişiklik, sistematik olarak diğer su kaynak ve depolarına da yansımaktadır.


 


özetle; Eskişehir’de yeraltı ve yerüstü su kaynaklarından herhangi birisinin kirletilmesi, kendiliğinden kirliliğin diğerlerine yansıması anlamına gelmektedir. Tarımsal gübreleme, ilaçlama veya endüstriyel atıklar dolayısıyla oluşan toprak kirliliğinin de, Eskişehir su sistemine yansıdığını da unutmamak gerekir.


 


Kirlilik Riski


Temiz su, artık değerli ve kıt kaynaktır. Eskişehir’de kuyu açarak yeraltı suyunun kullanımındaki düzensizlik, başıboşluk ve denetimsizlik nedeniyle bu tür suların kirlenmesi konusuna özel bir önem vermek gerekir.


 


Yer altı suyunun kirlenmesinin en belirgin nedenleri arasında, kentsel ve endüstriyel atıkların arıtma yapılmadan çevreye verilmesi oluşturur. Eskişehir’deki su sisteminin karmaşıklığı nedeniyle buna tarımsal ilaçların katkısını da hatırlamak gerekir. Katı, sıvı veya gaz atıklar çevresel ortama verildikten sonra, yerüstü suları veya kanalizasyon sistemi aracılığıyla toprağa ve yeraltı sularına karışır. Eskişehir’de yeraltı suyu ve Porsuk ilişkisinin ‘kirliliği kolaylaştırıcı’ bir etkisi vardır.


 


Geçmiş yıllarda Eskişehir doğal su sistemi ile kent kanalizasyon sisteminin sızıntıları arasında bir ilişki olduğunu bilmekteydik. Bu durum, başta mide ve bağırsak olmak üzere ciddi düzeyde enfeksiyon riskini taşıyordu. özellikle geçmişte kullanılan beton esaslı boruların yaptığı sızıntıların yarattığı riski, konuyla ilgili pek çok kişinin de hatırladığını sanıyorum.


 


Eskişehir’de Porsuk ve Sakarya başta olmak üzere akarsulardan, yeraltı zemin suyundan ve yeraltı termal sulardan oluşan çok karmaşık bir su sistemimiz var. Bu su kaynaklarından herhangi birinde oluşan kirlenme, bileşik kaplar sistemi gibi diğerlerini de etkiliyor. Bu tespit, bilimsel çalışmalarla da doğrulanmış halde. İlimizin tüm yüzeyinde yerüstü ve yeraltı sularının düzenli olarak incelenmesi ve gerekli önlemlerin alınması gerekiyor.


 


Kömür yakıtlı bir termik santral, bu türden bir su sistemi için küldeki zararlı maddelerin suya karışması açısından bir risk ve tehdit kaynağıdır. Dünyadaki ve ülkemizdeki kül depolama örnekleri incelendiğinde sonucun nelere mal olacağını anlamak kolaydır. Mesele, kömürlü termik santralin teknolojisinin ‘iyi’ olup olmamasından kaynaklanmaz. Suyla bağlantılı risk ve tehdit, kömürün ve özellikle atık külün depolanması ile ilgilidir. Külle ilgili çözüm önerileri, Eskişehir su sisteminin kimyasallardan korunması için yeterli olmaz. Gelişmiş ülkelerin kömür yakıtlı termik santral seçeneğinden vazgeçmiş olması önümüzde açık ve sağlam bir örnek olarak durmaktadır.


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gürcan Banger Arşivi