Kur’an ayetleri ışığında konuyu açıklamaya devam edelim:

• Bütün Peygamberlerin aynı soydan ve bir aile oldukları belirtiliyor

       İnsanların ilk toplumdan sonra olan ayrılıklarına paralel olarak önce sahifeler halinde ve az sayıda din denilen kuralları da dejenere etmişler ve hem Dünya’daki toplum sayısı ve insan sayısı da artınca, kuralların da sayısı artmış ve sıra ile Tevrat, Zebur, İncil ve Kur’an olarak kitaplarla din denilen Muhkem /değişmez ana kurallar indirilip, Peygamberler aracılığı ile bütün insanlara tebliğ ettirilmiştir. Gönderilmiş olan bütün peygamberlerin aynı soydan ve Ruh seviyesinde bir aile oldukları açıklanmıştır

Al-i İmran-33. Şu gerçek de bilinsin ki, Senin dışında Allah Adem’i, Nuh'u, İbrahim'in ailesini ve İmran ailesini de seçerek tüm alemlere birer önder, yetkili ve örnek elçiler kıldı. 34. Birbirlerine bağlı zürriyetler olarak. Şüpheniz olmasın ki Allah, her şeyi işiten ve bilendir.

       Kur’an’da Adem ile Nuh ve İbrahim’e kadar olan döneme ilişkin açıklamalar bulunmamaktadır. Bildirilen Peygamberlerin tek Allah’a teslim olma demek olan İslâm dinini tebliğ etiklerine ve isimleri verilip yanlışlıkları nedeniyle helak edilmiş olan toplumlara değinilmiş ve ibret alınması istenmiştir.

Bakara-135. Ya Muhammed! Sana, "Yahudi ve Hıristiyanlar gibi ina­nın ki doğru yolu bulasınız" diyorlar. Onlara, "Biz, Allah'a şirk koşmaya hiçbir şekilde bulaşmamış /hanif olan İbrahim kavminin /milletinin tek Allah inançlı dinine uyarız. 136. Devamla yine onlara; “Biz, Allah'a, bize Kur’an ile indirilene, İbrahim, İsma­il, İshak, Yakup ve torunlarına indirilenlere, Musa'ya, İsa'ya ve Rabbi tarafından tüm peygamberlere ve­rilenlere inanırız. Bunların hiçbiri arasında ayırım yapmayız. Biz sadece Allah'a teslim olanlarız /Müslümanlarız" şeklinde cevap ver. 

Al-i İmran-95. Ey Peygamber! Yine onlara: "Allah her konuda doğruyu söyler. Gelin, kendini Allah’ın yerine koyup ek haramlaştırma yapanlara uymayın. İbrahim'in tek ilahlı ve şirk koşmayı yasaklayan İslam dinine uyun. çünkü İbrahim, asla şirk koşanlardan olmamıştı ve atalarının, dine uymayan geleneklerine karşı çıkmıştı" diyerek gerçeği anlat.

Aynı aileden oluşlarına dayanarak, her Peygamberin, kendisinden sonra gelecek olanı duyurmasına yönelik Dünya’ya gönderilmeden önce anlaşma yapıldığı Al-i İmran-81 ve Saff-6. ayette açıklanmıştır.

Al-i İmran-81. Kaldı ki Allah, elçilik görevi ile Dünyaya gönderirken nebilerle: “Size kitap ve hikmet vereceğim. Sizden sonra da, size verdiklerimi tasdik etmek üzere yerinize görevlendireceğim yeni bir elçi /resul olacağını kabul edecek ve onu desteklemek üzere onun hakkında ön bilgiler vermeyi ve onun da geleceğini haber vermeyi kabul ediyor ve bu söz­leşmeyi yerine getireceğinize söz veriyor musunuz?" şeklinde bir anlaşma /misak yapmıştı. Tüm peygamberler de "Kabul ettik, söz veriyoruz" deyince, Al­lah da "öyleyse hepiniz bu sözleriniz için birbirinize şahit olun, Ben de sizinle beraber şahit olanlarda­nım" demişti.

Saff-6. Yine bir zamanlar Meryem oğlu İsa da kavmine: "Ey İsrailoğulları! Ben, Tevrat'tan elinizde kalmış olanları onaylayıcı ve Ben­den sonra gelecek ve ismi çok övülmüş - Ahmed isminde olan bir elçiyi müjdelemek üzere size gönderilmiş Allah'ın bir elçisiyim" diyerek yol gösterici apaçık gerçekleri de onlara açıkladığı halde, önce O'na inanmışlar, fakat sonra "Bu apaçık bir büyüdür" diyerek sözlerinden caymışlardı. 

Hz. Musa’ya ait kendisinden sonra gelecek olan peygamberin geleceğine ait bilgi Tevrat'ta Tesniye Bap 18 /15 de geçer. ”Ahmed” ismi, asıl İncil’de Yuhanna-14: 15-16 ve 16: 7-8 ile 13 ncü ayetlerde İbranice anlamı olan “Paraklitos” kelimesi şeklinde geçmektedir.

• Peygamberler arasında fark olmadığı ve ayırım yapılmaması ikaz ediliyor

       Yine ayetlerde görüldüğü gibi bütün Peygamberlere iman edilmesi yanında hepsi bir tutulmakta ve hiçbiri arasında ayırım yapılmamaktadır. çünkü Bakara-177, 285 ve Nisa-136. ayetlerde sayılan 5 imanın şartından biri olarak bütün vahiy kitaplarına ve tebliğ eden Peygamberlere iman bulunmaktadır.

Bakara-285. Elçi /resul, Rabbinden kendisine indirilene /Kur'an'a inanıp iman etti, tebliğ ettiği muhkem /değişmez amaç hüküm buyruklarına inanan müminler de. Hepsi Allah'a, Ahrete, Meleklerine, kitaplarına ve elçilerine içtenlikle iman ettiler ve "Elçilerinin hiçbirisi arasında ayırım yapmadan, işittik ve uyduk. Rabbimiz bizi bağışla ve biliyoruz ki hesap vermek üzere Ahrette dönüş Sana olacaktır." diyerek de içtenlikle iman edişlerini sözle de ifade ettiler.         

• Her topluma farklı ibad etme /kulluğu ifade etme yöntemleri verildiği ve herkesin kendi inancından ve kitabından sorgulanacağı vurgulanıyor

üç teklerden olan Tek Allah'a iman konusu o kadar önemli ki Hz. Muhammed’e bu konuyu ve bunun yanında farklı ibad etme /kulluklarını ifade etme yöntemlerini de tartışmaması ikazı yapılmaktadır. çünkü her ümmete farklı ibad etme /kulluğu ifade etme yöntemi belirlenmiş olduğu ve iman ettikleri vahiy kitabından sorgulanacakları belirtilmiştir.

Hac-67. Ey peygamber! Biz, belirli bir inançta olan her topluma /ümmete kendilerine özgü uygulayacakları bir yaşam tarzı ve ilahî muhkem /değişmez amaçlar ve ibad etme şekilleri belirledik ve her ümmet bu kurallara uyarak yaşar. Bu nedenle de farklı milletler, Senin bildirdiğin ve onlara bizim bildirmiş olduğumuz kurallar /ibad etmeler konusunda Seninle tartışmasınlar. Sen sadece şirk koşmasınlar ve tek ilah olarak tanısınlar diye Rabbine davetini yap. Hiç kuşkusuz, Sen sadece dosdoğru bir yola yönelmeleri için uyaransın.

       Hatta Casiye-28. ayete göre herkesin kendi vahiy kitabından hesaba çekileceği belirtilerek, bütün vahiy kitaplarını kabul etme pekiştirilmektedir. Maide-48. ayette de önceki kitaplar kabul edilmekte ve Kur’an’ın onların asıllarını doğruladığı açıklanmaktadır. çünkü kabul edilmektedir ki yön-hedef bir, fakat yollar farklı olabilmektedir ve önemli olan da yönün bir oluşudur.

Casiye-28. O gün her toplumu diz çökmüş halde görürsün. Ve her toplum önce tabi tutuldukları kendi vahiy kitabı ile çağrılacak ve hesaba çekilecek,

Maide-48. Ya Muhammed! Sana da, daha önceki kitap­ların asıllarından /Tevrat ve İncil’den geriye kalan muhkem /değişmez ana hükümlerimizi doğrulayan bu kitabı /Kur'an'ı, amacımıza uygun olarak indirdik.

       çünkü birer sınav aracı olmak üzere her bir topluma farklı ibad etme /kulluğunu ifade etme yolları belirlenmiş ve bu uygulamaları nedeniyle de sorumlu tutulacakları ve sorgulanacakları da vurgulanmış olduğundan, bu farklılıkları düşmanlık nedeni görmeme ikazı da yapılmaktadır.

Kafirun-6. “O halde, sizin inandığınız dini görüşleriniz /inançlarınız size, Allah’ın Bana din olarak bildirdiği de Bana olsun ve böyle kabul edip düşmanlık yapmayalım”.

NOT: Şu kitaplarımın gelirleri ile Eskişehir Tıp öğrencilerine burs veriyoruz. Almanızla bize destek olursanız, öğrenci sayımız artacaktır: "DİN VE BEYİN", "TüRKçE KUR'AN", "KUR’AN KADINI KORUYOR", "İSLÂM'IN ŞARTI SADECE 5 DEĞİL", "OKU! KONULARINA GöRE KUR'AN AYETLERİ" ve "KUR'AN'IN KULU KöLESİ MEVLANA".