6-İbrahim ŞAVK (CUMADAN CUMAYA)

6-İbrahim ŞAVK (CUMADAN CUMAYA)

Hacıların ikinci durağı MEDİNE

İlk islam devletinin kurulduğu ve içinde yeryüzünde ibadet kasdiyle yolculuk yapılabilecek üç mescidden biri olan Mescid-i Nebi'nin bulunduğu Arabistan'ın Hicaz Bölgesinde yer alan kutsal bir şehirdir.
Şehrin eski adı "Yesrib" olup hicretten sonra Rasülüllah Efendimiz bu adı değiştirerek buraya 'Medine' demiştir. Medine, Mekke'den 450 km. Kuzeyde, Kızıldeniz'den de 200km. içeridedir. Deniz seviyesinden yüksekliği 639 m dir. Toprak yapısının suyun yer altında depolanmasına elverişli olması, Medine halkının tarımla uğraşmasına imkan sağlamıştır. Üretilen mahsüllerin başında hurma gelmektedir. Ayrıca portakal, limon, üzüm, muz, incir ve kayısı bağları bulunmaktadır.
Medine'de Evs ve Hazrec isimli iki kabile bulunmaktaydı. Dinleri için Mekke'den Medine'ye hicret edenlere çok yardım ettikleri çin Medine halkına Ensar : yardım ediciler ismi verilmiştir. Medine halkı Mekke'den gelen müslüman kardeşlerine kucak açarak evlerinin yarısını hurma bahçelerinin de bir kısmını vererek dünyada eşi görülmeyen bir mal bölüşümünde bulundular Sevgili Peygamberimizi (a.s.) Medine'de tesis ettiği Ensar muhacir kardeşliği (muahat) o noktaya varmıştı ki aralarında kan bağı olmayan ancak karşılıklı olarak kardeş kabul edilen müslümanlar, Medine döneminin başlangıç kısmında birbirlerine mirasçı kabul edilmişlerdi.
İslam, Medine'de güçlendi. Devlet oldu. Bu devletin başı Hz.Muhammed (a.s) oldu. İslam burada yapılan savaşlarla büyük bir kuvvet kazanarak bütün dünyaya buradan yayıldı. Rasulüllah Efendimiz elli üç yaşlarında Medine'ye hicret etmişlerdi. Buradada on sene peygamberlik görevini sürdürerek altmış üç yaşında iken burada ebediyet alemine intikal ettiler. Kabri şerifleri (Ravda-i Mutahharra) Mescid- Nebinin içinde bulunmaktadır. "Kabrim ile minberim arası cennet bahçelerinden biridir" (Buhari) buyurduğu için mescidindeki bu yerde namaz kılmak için cemaat arasında büyük bir izdiham yaşanmaktadır. Hacca giden din kardeşlerimiz seyahatlerinin en az sekiz gününü burada geçirirler ve kırk vakit namazlarını burada kılarlar. Efendimiz (a.s) bir hadisinde: "Mescidimde kırk vakit namaz kılanlara şefaat etmek hakkımdır" buyurdular. (Buhari)
Hacılar burada ravzayı ziyaret ederek, namazı kılarak, salavat-ı şerife ve Kur'an okuyarak vakit geçirirler.
Hz.Peygamberimiz (a.s) bir başka Hadis-i şerifinde: "Beni vefatımda ziyaret eden hayatımda ziyaret etmiş gibidir" buyurdular. (Müslim)
Hac görevini ifa için gidilen Mekke'ye hacdan önce veya haccı ifadan sonra mutlaka Medine-i Münevvere'ye varıp Rasulüllah Efendimizi ziyaret ederek onun şefaatine talep etmek ümmetlik görevimizdir.
Hz.Peygamberimizin şefaati olmadan cennete girmek çok zordur. İnsan ne kadar günahkar olursa olsun Allah'a tevbe ve istiğfar edip Hz.Peygamberinde şefaatini istemelidir. O bir hadisi şerifinde şöyle buyuruyur: "Şefaatim, ümmetimin büyük günah işleyenleri için de olacaktır (Sünen-i Tirmizi, Hadis Nu: 2436-2435)
Rasülü Ekremin şefaatini elde etmenin birinci şartı ona tabi olup onun getirdiği islam yolunda olmak gerekir. Yüce Rabbimiz bir Ayet-i Kerimesinde şöyle buyuruyor: "Habibim deki! Eğer Allah'ı seviyorsanız bana tabi olunuz ki Allah da sizi sever günahlarınızı bağlışlar" (Ali İmran Ayet:31, Saife: 53)
Eshab-ı Kiramdan Ebu Hüreyre bir kere şöyle demişti:
-Ya Rasülüllah kıyamet günü senin şefaatine en ziyade kim layık olacak? diye sordum.
Buyurdularki- Ya Ebu Hüreyre senin hadis rivayetindeki hırsın sebebiyle böyle bir soruyu senden başkasının sormayacağını zaten tahmin ediyordum. Kıyamet gününde ümmetinden şefaatime en ziyade mazhar olacak kimse, kalbinden (yahut içinden) hasıl olarak "La ilahe illallah muhammeden resulullah "diyendir. (Buhari Tecrid-sarih cilt 1, Sh:82, 1928 İst.baskısı)
İman dairesine girişin birinci cümlesi olan Kelime-i Tevhid, Allah'tan başka ilah olmadığına, Muhammed'in (a.s) Allah rasülü olduğuna inandığını söylemek olduğundan bu mübarek cümleyi özellikle kalbiyle söylemek (veya içinden söylemek) samimi mü'min oluşun alametidir. Onun için ilk planda Efendimizin şefaatine mazhar olacaktır.
Efendimizin şefaati; Hesap günü huzur-u ilahide bizim affımızı Cenab-ı haktan istemesidir. Rasülü Ekrem Efendimiz bir hadis-i şerifinde şöyle buyuruyor; "her peygemberin bir duası vardır. Benim son duam da mahşer günü ümmetimin affı için kullanacağım duamdır. (Müslim)
Sevgili okurlarım, Efendimizin şefaatini istiyorsak onun yolunda olalım. Ona bol bol salavat-i şerife okuyarak şefaatini isteyelim.
Hoşçakalınız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6-İbrahim ŞAVK (CUMADAN CUMAYA) Arşivi