6-İbrahim ŞAVK (CUMADAN CUMAYA)

6-İbrahim ŞAVK (CUMADAN CUMAYA)

HAYATA BAĞLANMANIN ŞARTI SORUMLULUK

Günümüzde bazı varlıklı ailelerin çocukları, baba varlığına güvenerek okumazlar, çalışmazlar, sorumluluk duygusundan uzaklaşarak hiçbir görevi de yüklenmek istemezler.
İstedikleri gibi gezip tozup yaşamak isterler. Varlıklı aileler evlatlarının bu hallerinden çok rahatsızdırlar. Böyle aile bireylerine bir doğum hikayesiyle hayata bağlanmanın şartını arz etmek istedim.
Çok zaman önce Himalayaların tepesinde bir köyde oturan (Asita) adlı bir prens, babasının büyük ihtimamına ve bütün servet ve saltanatını önüne sermesine rağmen bir türlü mesut olamaz. Hayat yaşamaya değmez diye bir fikir tuttururarak devamlı bir rahatsızlık içinde kıvranır.
Babası, memleketin en büyük önderlerini saraya çağırarak oğlumun en iyi bir şekilde bağlanması için ne lazımsa bulmalarını ve yapmalarını ister. Bir kahin çıkar bu işin çaresini ben buldum, der.
Ona bir hafta zaman verirler ve bu zaman içinde bir çare bulamazsa Himalayaların tepesinden atılarak öldürülmesini ister.
Zavallı kahin 7 gün 7 gece düşünür taşınır. Allah bir insana sağlık, servet ve saltanat verdiği halde bu insan, hayat yaşamaya değmez diyor ve mesut bahtiyar olmuyorsa ben ne yapabilirim? Bunun çaresi yok. Bana verilen gün de doğdu. Artık gidip kendimi kayaların tepesinden atayım bari diyerek yüksek bir yere tırmanır. Gözlerini gökyüzüne dikerek duasını okuduktan sonra tam kendini atacağı zaman, orada keçilerini otlakmakta olan küçük bir çocuk incecik sesi ile;
- Amca ekmek çorbamı köyde unutmuşum, beş dakika keçilerime bakarsanız şu karşıki köyden alıp gelirim, uçurumun kenarına gelmesinler, der.
Kahin, ölmeden önce
- Şu küçücük çocuğun arzusunu yerine getireyim, der ve kabul eder.
Eline çocuğun sopasını alarak beklemeye başlar. Bu sırada küçük bir keçi çalılıkların ucundan uçurum kenarındaki derince bir çukura düşer. Bağırmaya başlar. Adamcağız kendisine emanet edilen keçinin çırpınırken daha derinlere düşeceğini ve çoban çocuğun gözyaşlarını düşünerek hemen çalılardan tutunarak çukura iner. Keçi yavrusunu belindeki kuşağa bağlar, uçurumun derinliğine baktıkça tüyleri ürpererek güçlükle, ter içinde kalarak kayaları yavaş yavaş tırmanır. Yukarı çıktığında, kendi kendine biraz evvel ölümün kucağına bırakmak için durduğu kayanın başında derin derin düşünür; şu keçi yavrusunu kurtarıp düzleğe çıktığım zaman duyduğum haz ne harikuladeydi. Ve ben ölmek üzere geldiğim kayaları büyük bir gayretle ölümden korkarak tırmandım, der.
Birden çoban çocuğuna sopayı ve keçiyi teslim ederek
- Buldum, buldum diye saraya doğru koşmaya başlar. Kralın huzuruna çıkınca;
- Efendimiz, der. insanları hayata bağlayacak hislerin en kuvvetlisi "sorumluluk" hissidir. Eğer bir keçi yavrusunun sorumluluğunu yüklenmemiş olsaydım korkunç bir uçurumu tırmanmak için bu derece azim göstermeyecektim. Prense üzerine ağır bir sorumluluk verecek bir iş veriniz.
Allah'a karşı, cemiyete karşı kendisine bağlanan insanlara karşı sorumlu olduğunu idrak ettiriniz. Onun önüne sevdiğiniz servetlerden, saltanatlardan daha asil duygularla bağlandığını göreceksiniz. Hele sorumluluğunu kabul edip vazifesini yaptığı zaman insanın duyduğu bir haz var ki dünyadaki hiçbir hazza benzemiyor.
Fransa'da intiharlar üzerine araştırma yapan bir psikolog evli insanlar arasında intiharların, bekarlara nispeten hiç denecek kadar az olmasına bakarak bunun yegane sebebi evliliğin insana yüklediği sorumluluktur, demiştir.
Hoşçakalınız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6-İbrahim ŞAVK (CUMADAN CUMAYA) Arşivi