6-İbrahim ŞAVK (CUMADAN CUMAYA)

6-İbrahim ŞAVK (CUMADAN CUMAYA)

Hz.Peygamberimizin Doğumu MEVLİD KANDİLİ

11/12 Rebiulevvel 1437, 22/23 Aralık 2015 Salı/Çarşamba gecesi kainatın efendisi son peygamber Hz.Muhammed Mustafa'nın dünyaya geldiği mübarek bir gecenin yıldönümüdür. Bu gece alemlere rahmet olarak gönderilen Sevgili Peygamberimiz dünyaya teşrif ettiği kutlu bir gecedir.
Efendimizin babası Abdullah, Mekke'nin en yakışıklı delikanlısıdır. Annesi de Kureyş'in muteber ve şerefli kızlarından Hz.Amine'dir.
Abdülmuttalip oğlu Abdullah, Hz.Amine ile Mekke'de evlendikten sonra evinin bir sürü ihtiyacı ve işinin bazı arzularının tahakkuku için Suriye'ye ticarete gittiler. Fakat hayat düz bir yoldan ibaret değil ki beklenmedik nice şeyler oluyor.
Abdullah da Suriye dönüşü Medine'de hastalandı. Ticaret kervanı Mekke'ye gelince onun hastalğı haberini getirdi. Bir müddet sonra Abdullah'ın ölüm haberi Mekke'ye ulaştı. Abdullah'ın bu vakitsiz ölümü bütün aile efradını derin bir teessür içinde bıraktı. Amine'nin tessürü herkesten fazlaydı. Mesud bir hayat sürecekleri zaman eşinin kaybı ona çok ağır geldi. iki ay sonra anne olacaktı. Fakat ne yazık ki doğan çocuğa babasını, babasına da yavrusunu görmek nasip değilmiş.
Son Peygamber Efendimiz, Miladi 571 yılı Nisan aynının 20 sine rastlayan Hicri RabiulEvvel ayının 12.Pazartesi gecesi sabaha karşı Mekke-i Mükerremede dünyaya gelmiştir.
Süleyman Çelebi'nin 15.asırda yazdığı "Vesiletü'n Necat" isimli mevlid manzumesinde Amine hatun doğum vakti geldiğinda susadığını, kendisine bir bardak soğuk, tatlı bir şerbet ikram edildiğini bir meleğin arkasını sıvazladığını o anda doğumun ağrısız, sızısız gerçekleştiğini söylüyor.
Doğdu ol saatte ol sultânı dîn
Nûra gark oldû semâvât ü zemîn
Amine, doğumundan sonra hemen kayınbabası Abdülmuttalib'e haber göndererek torununun dünyaya geldiğini bildirdi. Abdülmuttalip geldiğinde Amine hatun, hamile iken gördüğü bir rüyada çocuğa "Ahmed" veya "Muhammed" adının verilmesinin söylendiğini hatırlattı. Abdülmuttalip'de çocuğu kucağına alarak Kabe'ye götürdü. Allah'a şükretti ve ona MUHAMMED adını verdi. Doğumunun yedinci gününde Mekkelilere ziyafet verdi. Hz.Muhammed'in sünnetli olarak doğduğu bildirilmektedir. (İbn, Sa'd, cilt1, sh:103)
Doğumdan sonra Hz.Muhammed'i (a.s) üç veya dokuz gün annesi Amine, daha sonra kısa bir müddet amcası Ebu Leheb'in cariyesi Süveybe emzirdi. Bu Süveye, Hz.Muhammed'in doğuşunu Ebu Leheb'e müjdelediğinde Ebu Leheb sevinmişti. Sonrada yeğeninin en büyük düşmanlarından oldu. Sevindiği için senede bir gün (doğum yıldönümünde) Ebu Leheb'in azabı kaldırılır.
Mekke'nin sıcak havası bebeklerin sağlıklı büyülemelerine elverişli olmadığından şehrin ileri gelen aileleri yeni doğan bebekleri yaylalarda yaşayan göçebe kabilelere mensup süt annelere verirlerdi. Hz.Muhammed'i (a.s) Taif yakınlarındaki Badiye Kasabası'ndan gelen Halime isimli bir kadın alıp Efendimize süt anneliği görevini yapmıştır. Halime'nin Mekke'ye gelirken bindiği merkep zayıf olduğu için şehire biraz geç inmişti. Erken gelenler zengin çocuklarını almışlar Efendimizi yetim olduğu için almak istememişlerdi. Başka çocuk kalmadığı için kocasının kabuluyle Halime, Efendimizi aldılar kasabaya dönerken zayıf merkep güçlenmiş, Halime diğer yol arkadaşlarını geçerek evine ulaşmıştır. Halimenin üç evladı vardı. İçlerinden Şeyma ismindeki kız, süt kardeşi Hz.Muhammed'i pek sever beraber oynarlardı. Bütün aile bu yetim çocukdan çok memnunlardı. Halime'nin kocası Haris birgün şöyle demişti;
- Halime! bu getirdiğin yetimin ayağı çok uğurlu imiş, o evimize ayak basalı beri hayvanlarımızın sütü, sütümüzün yağı çoğaldı. Evimize bereket doldu. Efendimiz, Şeyma ile bahçede oynarken bir bulut gelip üzerlerinde dururdu. Halime, beş yaşına kadar bakıp büyüttüğü Hz.Muhammedi Annesi Amine'ye götürüp teslim etti. Efendimizin dört ismi vardır: Ahmet, Mahmud, Muhammed ve Mustafa.

Kandil Gecesini nasıl değerlendirmeliyiz:
Bir sene içinde 10 tane mübarek geceler vardır. Mevlid kandilide bunlardan biridir. Bu gece namazlar, kaza namazları ve şükür namazları kılarak Kur'an okuyarak peygamberimize bolca Salavat-ı Şerife okuyarak dua ederek değerlendirmeliyiz.
Birgün dört büyük melek Efemdimize geldiler; Ya Rasülüllah senin ümmetinden bir kişi senin için günde 10 defa Salavat-ı Şerif okusa, Cebrail (a.s) dedi ki ben onu Sırat Köprüsünden kuş gibi geçiririm. Mikail (as): Ben onu senin Kevser Havzından doya doya içiririm, dedi. İsrafil (a.s): Ben mahşer günü onun affı için secdeye kapanır Hz.Allah af etmedikçe secdeden kalkmam, dedi. Azrail (a.s): Ben o kimsenin ruhunu Peygamberlerin ruhunu alır gibi azapsız, acısız alırım, dedi.
Bu durum karşısında Efemdimiz bu ne büyük lütfu ilahidir Ya Rabbi... diyerek Allah'a (c.c) şükretti. En kısa Salavat-ı Şerif şudur: "Allahümme salli ala seyyidina ve nebiyyina Muhammedin ve ala ali Muhammed"
Değerli okurlarımın kandilini tebrik eder Rasülüllah efendimizin şefaatlerine mazhar olmalarını Cenab-ı Hak'dan niyaz ederim.
Hoşçakalınız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6-İbrahim ŞAVK (CUMADAN CUMAYA) Arşivi