İSTİKBAL PANO…

Öğlen saatlerinde geldim gazeteye…

Sıradan bir gün benim için…

Dışarıda yine ince ince kar yağıyor.

Bilgisayarı açtım, maillere bakacağım, gelen haberlere şöyle bir göz gezdireceğim…

O an da dikkatimi çekiyor.

Bir okuyucumuzdan, “istek” adında bir mail gelmiş…

Şikâyet köşesine ihbar sanıyorum, tıklıyorum.

Okuyucumuz bir isteğini iletiyor, istek de bizimle ilgili…

Adalar Sokak’taki İstikbal panosunu hatırlatıyor.

Çok hoşuma gidiyor.

Bazı yazılar vardır, kısadır, nettir ama samimidir ya.

Öyle bir yazı…

Şöyle söylüyor okuyucumuz:

“Odunpazarı İlçesi Adalar Sokaktaki İstikbal Gazetesi panosu kaldırılmış, çok üzüldük, okuyorduk senelerce, anımızdı, tekrar konulmasını istiyoruz, teşekkürler!”

İsteğindeki samimiyet geçiyor, ne demek istediğini çok iyi anlıyorum.

Bir açıklamayı borç biliyorum kendisine…

O panonun bende de anlamı büyük aslında…

Eskiye saygım büyüktür, eski ama eskimeyen her şey ilgimi çeker, içinde gizem vardır geçmişin…

O panoda gazetecilik anlamında Eskişehir tarihinde önemli…

Şehrin merkezinde, herkesin geçerken mutlaka bir dakika uğrayarak göz gezdirdiği, İstikbal denilince akla gelen ilk yerlerden birisi…

O panodaki gazeteye bakmak için kuyrukların oluştuğu anlara bile rastladım inanın…

Çünkü o kuyrukları burjuvazinin burnu havada insanları değil, halkın içindeki sıradan, asgari ücretle geçinen, ayın sonunu zor getiren ya da ailesinin harçlığıyla okumak için mücadele veren gençler, emekliler, memurlar oluşturdu.

Onlar ayakta göz gezdirdi Eskişehir’in gündemine…

Babamın bile oradaki panodan gazete okuduğuna tanıklık ettim.

Eve her gittiğimde bahsi de geçti: “Sizin o pano çok güzel Özge! Çok güzel düşünülmüş. Bugün değişmemiş gazete! Unutmuşsunuz!”

Bir süre sonra sitem de etti tabi ki…

“Neden kaldırdınız ki?”

Onu da sırası gelmişken açıklayayım.

Pandemi döneminde evden çıkılamadığı zamanlar da duyarsız vatandaşlar tarafından tahrip edilmiş, camları kırılmış, eğrilmiş, bükülmüş, birisine zarar vereceği düşüncesiyle kaldırıldı o dönem…

Ancak yeniden konulabilir elbet…

Okuyucumuzun bu isteğini iletmeyi borç bildim, açıklama yapma gereği hissettim.

Çünkü kendisinin de söylediği gibi:

“Okuyorduk senelerce, anılarımızdı’”

Anılar kıymetli…

Ve gündeme taşımaya değer…

Teşekkür ederiz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Özge Zaim Arşivi