Kentin Kültür ve Sanat Ajandası



Kültürel ve sanatsal etkinlikler kent yaşamının önemli bir bileşenidir. çoğu kentte kültür ve sanat etkinliklerinin azlığından şikâyet ettiğimiz günler vardı. Şimdilerde ise sayıları giderek artan etkinlikleri izlemeye yetişmekte zorluk çekiyoruz. özellikle sivil toplum alanındaki (yetersiz de olsa) canlanma, kültür ve sanat temelli etkinlikler açısından umut verici gelişmeleri de beraberinde getirdi.

Diğer yandan; sosyal etkinliklerin sayısının artması, bunlar için –tüm yeni yapılan tesislere rağmen– gerekli altyapının yetersizliğini de ortaya çıkarıyor. Kuruluşlar, örneğin etkinlik yapacak salon bulmakta zorlanmaya başladılar. öte yandan özellikle sivil toplum kuruluşlarının (STK’ların) –hiçbir zaman yeterli düzeye erişmemiş olan– kaynakları büyük ölçekli etkinlikler için yetersiz kalmaya başladı. Bu yetersizlik, STK’ları kamu birimleri ve belediyeler önünde kaynak talebinde bulunan dilenci konumuna düşürüyor.

özellikle kültür ve sanat konularında etkinlik yapan STK’ların faaliyetleri için kaynak yaratmak üzere yeni yol, yordam ve yaklaşımlar geliştirmelerini gerekli görüyorum. Bunun ilk adımı ise tek başlarına etkinlik yapmaları yerine iyi planlanmış faaliyetleri bir araya gelerek gerçekleştirmeleridir. Darboğazdan çıkmanın yolu; birlikte çalışma, ortak kaynak kullanma ve iyi planlamadır. Böylece sürekliliği sağlanmış etkinlikler yapmak da mümkün olacaktır.

Diğerlerinde olduğu gibi; sanat ve kültür STK’larında da temel hatalardan birisi, çalışmaları yıllık ve dönemsel planlara bağlamamaktır. Genelde sosyal faaliyetler, başkanın veya yönetim kurulunun aklına geldiği gibi yapılmaktadır. Böyle hesapsız ve plansız girişilen işlerin sonunda etkinlik yapacak yer konusu ile başlamak üzere bir dizi sorun oluşmakta ve sonuçta bunlar, günlük çözümlerle geçiştirilmeye çalışılmaktadır.

İsim vermeyeceğim ama sivil toplum alanında pek çok tematik örgütün bir araya gelemediğini biliyorum. Bu kopukluk; siyasal farklılıklardan, iletişim eksikliğinden, bilgi, görgü ve deneyim eksikliğinden veya sadece kişisel çekişmelerden kaynaklanabiliyor. Hâlbuki kentteki sanat ve kültür paydaşlarının bir araya gelmesi ile çok daha etkili ve verimli faaliyetler yapmak mümkün. Bu nedenle; bu alanda çalışan STK’lar ile diğer paydaşların demokrasi ve gönüllülük temelli bir sosyal ağda bir araya gelmelerinde yarar görürüm.

Sanat ve kültür paydaşlarının bir ağ veya platformda buluşmalarını düşünürken, konunun arka planındaki bir planlama ve yönetim sürecini de zorunlu buluyorum. örneğin bir “kentsel sanat ve kültür ajandası” olmalı. Bu ajanda, örneğin yıllık olarak düzenlenmeli. Her yıl yapılagelen etkinlikler bu ajandada yer almalı. Yıl veya dönem başında basılı veya sayısal ortamda hazır hale getirilen ajanda, konuyla ilgili kesimlere (örneğin basına, turizm şirketlerine, yerli-yabancı büyükelçilik ve konsolosluklara, kamu birimlerine, diğer ilgili noktalara ve yurttaşlara) iletilmeli.

Ajandanın Internet ortamında takip edilebilmesi sağlanmalı. Ajandada yer alan etkinliklerdeki performansın ölçümü yapılmalı ve daha sonraki gerçekleştirmelerde iyileştirmeye yönelik önlemler alınmalı. Süreklilik ve başarı gösteren yeni sanat ve kültür faaliyetlerinin ajandaya alınması sağlanmalı.

“-meli, -malı” derken; bunun yapılması görevinin, öncelikle sanat ve kültür alanında yer alan STK’lara düştüğü kanaatindeyim. “Kültür ve sanat ajandası” hedefinde buluşmuş bir kültür ve sanat sivil ağının kurulması için doğru zamanda olduğumuzu hatırlatmak isterim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gürcan Banger Arşivi