Kitap okuma alışkanlığı kazanmış insanın en büyük dostu ve rehberidir. İnsan tabiatı gereği her zaman öğrenme ihtiyacı içindedir. Bunu gidermenin en etkili yolu kitap okumaktır.
Kitaplar bilgi ve kültürümüzü geliştirir ufkumuzu açar. Bize hayatı yaşamayı ve başarılı olmanın yollarını öğretir. Kitap iyi bir arkadaştır. Bir düşünür şöyle diyor; Bana kitap dolusu bir ev, kitap dolusu bir bahçe verin dünyalık olarak bana yeter.
İnsanın fikir ve düşüncelerinin gelişmesini sağlayan kitap başarılı olmanın yollarını açar. İn san ne kadar çok okursa o insanlardan oluşan millet ve devlet de o kadar ileri ve güçlü olur. Kitapsız medeniyet olmaz. Dinimizin esaslarını öğrenmenin, uygulamanın ve mesut olmanın yolu okumaktan ve öğrenmekten geçer.
Allahü Teala’nın (c.c) ilk emri “Oku” olmuştur. Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerimin isimlerinden biriside El Kitap’tır. Okunması gereken kitap Kur’andır. Oku! anlamına gelen “ikra”  fiilinin mefluzu (nesnesi) zikredilmemiştir. Bunun hikmeti faideli olan herşeyi okuyunuz demektir.
Hz.Peygamberimize (a.s) ilk önce gönderilen bu Ayeti celile; “Seni halk eden Rabbinin ismiyle oku” anlamını ifade eder. Burada bir incelik vardır, bu meşru olan her işin başında Bismillahirrahmanirrahim demenin okumanın gerektiği bildirilmektedir.
Hz.Peygamberimiz (a.s) Bir Hadis-i Şeriflerinde “Besmele okumadan” başlanan her iş yarımdır, noksandır” buyurmuşlardır. (Buhari Müslim) Haram olan işlerin başında Besmele okunmaz. İslam terbiyesinde yerken, içerken, yatarken, kalkarken her iyi işin başında Besmele okumayı çocukluk devresinde öğretile gelmiştir. Bilgili olanın yegane yolu kitap okumaktır. Kitaba ve bilgiye gereken önemi vermeyen milletler varlıklarını uzun süre koruyamazlar. İslam toplumunun özü itibariyle bir kitap toplumudur. Kitabın önemini iyi kavramış olan ecdadımız, kitaba gereken değeri vermiş. Kitaba saygı, nimete saygı ile eşdeğer tutulmuştur. Günümüzde milletlerin gelişmişlik düzeyleri ve kültür seviyeleri okudukları kitap oranlarıyle ölçülmektedir.
ülkemizde kitaba gereken ilgiyi arttırmak maksadıyle kitap fuarları düzenlenmektedir. Kitabın önemi herkes tarafından bilinmesine rağmen ülkemizde ne yazık ki okuma oranı istenilen seviyede değildir. Diyanet İşleri Başkanlığı halkın okuması için camilerde açık kütüphaneler meydana getirilmesini istemiş, emir yerine getirilmiş ama cami cemaati bu kitaplardan bir tane alıp okuma gayretinde olmadığı görülmektedir. Evlerde tozlanan kitapların tozu camilerde de silinmemiştir. Sevabı için camilere bırakılan Kur’anı Kerimlerde Ramazandan Ramazana ele alınmaktadır.
Okuma ve yazmaya aşk derecesinde bağlanmayan onun sevgisi uğruna uykularını terk etmeyen kimsenin bilgisi sığ, kalemi kısır, irfanı eksik olur. Dünyada 600 sene adaletle hükmeden mağdur ve mazlumların hamisi olan Osmanlı Devleti’nde kitap okuma ve yazma cihan milletlerini hayrette bırakmıştır. Yazma için okumak şarttır.
İlginç bir vasiyet:
Büyük alim İbn Cevzi (1186-1257) bütün ömrünü eğitim, öğretim eser hazırlama ve fetva vermekle geçirmiştir. Zamanını hiçbir şekilde boşa geçirmeyen bu alim bazısı yirmi cildi bulan 340 civarında eser yazmıştır. Devrinin şartlarında hemen her ilim dalında eser telif etmiştir. Hergün dört forma kadar yazmıştır.
İbn Cevzi bu kadar eseri yazarken kullandığı kalemlerin yontulmasından ortaya çıkan talaşları biriktirip bu talaşların vefatında gasil suyunun ısıtılmasında kullanılmasını vasiyet etmiştir. Bu vasiyeti yerine getirilmiş biriken kalem talaşları bir kazan suyu ısıtmaya kafi gelmiştir.
İnsanın gönlü, dibi olmayan deniz gibidir. Bilgi onun dibindeki inciye benzer. (Kutadgu Bilig)