KUR'AN, KADINA VE ERKEĞE, YANİ İNSANA HİTAP EDER-1


Arapça dilinde tüm çoğul kelimeler ve cansız nesneler dişil kalıp ile ifade edilir, fakat insan olarak her iki cinse hitap eder. Toplumsal ilişkilerle ilgili sözcükler ise örneğin kanun, yönetmelik, resmi yazılar, toplumsal öneriler vs tamamen eril kalıplarla yazılırlar, fakat insan olarak her iki cinse hitap eder.
Bu bilgiden sonra Kur’an’ın cinsiyet hitabında her iki cinse olduğuna ilişkin örneklere değineyim:
•    Erkeğe doğrudan hitap edecek bir sure olmadığı halde, kadınlara yönelik "Nisa, Mümtehine (sorgulanan, imtihan edilen kadın) ve Mücadele (hakkını arayan kadın) sureleri" yer almış ve kadının değeri özellikle vurgulanmıştır.
•    Kur’an’da Allah’ın, Yeryüzünde olanların hepsini, insan /beşer için yaratmış olduğuna değinilmiştir.
Casiye-13. Allah göklerde ne varsa, yerde ne varsa tümünü, kendin¬den bir iyilik olarak, sizin yararlanmanıza elverişli bir durumda yaratmıştır. Aklını kullanan, düşünen ve araştırıp öğrenen bir topluluk için elbette bunlardan alınacak ibretler /dersler /bilgiler vardır.
•    İlk defa Kur’an ile "Ey insanlar!" hitabı yapılmış, böylece Üst kimlik insandır denilmiş ve bu hitap ile kadın, asırlardır dışlanmış olduğu insan oluşa dahil edilmiştir. Özellikle Nisa ve Hac surelerine bu hitap ile başlanmış, birçok surenin içindeki ayetlerde de 23 defa bu şekilde hitap yer almıştır.
Nisa-1. Ey İnsanlar /Ya eyyuhennas! Sizi tek bir nefsten yaratan, ondan da erkek eşini var eden, ikisinden de pek çok erkek ve kadın üreten Rabbini¬ze karşı takva sahibi olun.
Görüldüğü gibi, Kadınlar isimli sureye, “kadınlar ifadesi ile değil, “Ey İnsanlar” hitabı ile başlanmıştır.
•    Eğitim için Dünya’ya gönderilmeden önce, her bir öğrenci Ruh ile cinsiyet ayırımı yapılmaksızın Dünya yaşamı sırasında 7 konu olan 1) Allah’ı tek ilah kabul edeceğine (‘Alak-1, Nisa-19),  2) Evren’i araştırıp Dünya ve yaratılanların faydasında kullanmak üzere bilgi peşinde olacağına (Bakara-31), 3) Bütün insanları tek insan neslinin bir bireyi kabul edeceğine (Yunus-19), 4) Din demek olan muhkem /değişmez ana kurallara uyacağına ve bu dine tek Allah’a kulluk etme anlamında İslâm dendiğini benimseyeceğine (Maide-3), 5) Bu kuralları tebliğ eden Peygamberlere ve bu kuralları içeren vahiy kitaplarına (son kitap Kur’an’a) inanacağına ve bu kitaplarda bildirilen muhkem /değişmez ana kuralları kabul edip bunlara göre bir yaşamını düzenleyeceğine (Rahman-2), 6) Şeytan’ın olumsuz vesveselerine uymayacağına (Yasin-60) ve 7) Eğitim dersleri olan olumlu nefslerde ifrat ve tefrite sapmayarak, olumsuzları da  terk ederek öldüreceğine (Tekviyr-14) anlaşma yapılıp sadakat sözü alınıyor.
A’raf-172’nci ayette, Tek İlah Allah’ın kabul edileceği sözüne değinilmiştir.
A’raf-172. Rabbin, her ne zaman Âdemoğullarının bellerinden soylarını çıkarmayı /insan neslini oluşturmayı kararlaştırdıkça, onlardan kendi nefsleri için söz alır ve birbirlerine birbirlerini şahit tutarak; "Elestü birabbikum- Ben, sizin Rabbiniz değil miyim?" diye sorunca, "Evet, şahitlik ediyoruz, Sen bizim Rabbimizsin- kalu belâ” derler. Biz bu işlemi, son kıyamet /hesap gününde, "Biz bunu bilmiyorduk" demeyesiniz diye yapıyoruz.
Anlaşmanın diğer 6 maddesine sadık olmasının istendiği ise Ra’d-20 nci ayette değinilmiştir.
Ra’d-20. Zaten Kur’an’ın gerçek olduğuna iman edenler, Allah ile yapmış oldukları anlaşmanın
şartlarını /misakı yerine getirirler ve verdikleri sözlerinden caymazlar.
•    Kadın ve erkeğe eşit şekilde hitap etmek üzere, yaratılmadan önce İns denilen Dünya öğrencisi Ruh kısmına Kur’an’ın öğretildiği Rahman-1-4 ncü ayetlerde, belirtilmiştir. Bu nedenle de, iman etse de etmese de bütün insanlar, Allah’ın tek dini olan İslam’a yatkın, yaratılmış olmaktadırlar. Rum-30 ncu ayette tanımlanmış olduğu gibi İslâm fıtratında denmiştir. Fakat sonra kişi anne-babasının inancına veya inançsızlığına uygun devam etmekte veya nadiren bilinç altında saklı olan İslam dinine kendi gayreti ile yönelmektedir.
Rahman-1. Rahman olan /sevgisi ve merhameti ile her şeyi yaratan Allah, 2. Önce Kur’an’ı öğretti, 3. Sonra insanı yarattı ve 4. Bu yarattığına anlama, düşünme ve elde ettiği bilgileri nasıl ifa¬de edeceğini, konuşma ve yazma kabiliyetlerini nasıl kullanacağını öğretti.
Rum-30. Ya Muhammed! Allah, tüm insanları tek dini olan İslam’a /hanif dine uyumlu /fıtratlı ve onu seçebilme özelliğinde /fıtratında yaratmıştır. Allah’ın yarattığı insanın bu özelliğinde bir değişiklik, bir bozulma olmaz. Çünkü tüm zamanların dosdoğru tek dini budur. Fakat in¬sanların çoğu bu gerçekleri bilmezler.
•    Kur’an, anlaya anlaya ve düşüne düşüne okunmasını her iki cinsten istemiştir
Müddessir-6-7 nci ayetlerde Kur’an’ın bütün insanlara indirilmiş olması nedeniyle bir meslek kitabı olmadığına ve bu nedenle de Müddessir-49-51 nci ayetlerde açıkça, Kur’an’a aslandan korkan eşekler gibi korkarak yaklaşılmaması, diğer bir ifade ile günah işleme korkusuna kapılmadan her kişinin yaklaşması gerektiği belirtilmiştir.
Müddessir-6. Bu arada Kur’an’ı tebliğ etmek ve Din denilen muhkem /değişmez ana kuralları ve toplumuna özgü olan müteşabih yöntemleri anlatmak üzere yapacağın hizmetleri sakın kendine kazanç aracı kılma /meslek olarak yapma /bir menfaat bekleme, 7. Ve yalnız Rabbin adına /O’nun rızasını gözeterek çaba göster, bu arada sabırlı /tahammüllü de ol.
Müddessir-49. Çünkü bu kişiler, ayrıca Dünya yaşamlarında kendilerine öğüt veren vahiy kitabından /zikir kitabından /O’nu zikretmekten /anlamaktan, düşünüp öğrenmekten ve benimseyip bildirdiklerine göre yaşamaktan uzaklaşmışlardı, 50. Öyle ki, bir şeyden ürküp sağa sola kaçışan eşekler /merkepler gibi kaçmışlardı. 51. Sanki bir aslan onları kovalıyormuş gibi.
Furkan-30 ncu ayette ise, Hz. Muhammed’in de gittiği hesaplaşma yeri olan Mahşer’de, ümmetinden vefat etmiş olanlarla birlikte bulunduğu sırada, tek korku ve şikâyetinin "Korkarım ümmetim Kur’an’dan uzaklaşacaklar" şeklinde olduğu vurgulanmıştır.
Furkan-30. Elçimiz Muhammed de, şahit olarak bulundurulacağı mahşerde, Kur’an’a muhatap olup iman etmiş diye bilinen Müslüman toplumunun bu olumsuz durumunu görünce, "Ey Rabbim, halkım Kur’an’ı terk etti /anlayamadığı için uzaklaştı /kendinden uzak tuttu /ondan uzak durdu /anlamayıp makamı-nağmesi ile oyalandı ve sonuçta bu duruma düştü" diyerek şikâyetini belirtecek.
Burada, iman etmiş olduğu halde, Kur’an’ı anlamadan ve içindeki muhkem /değişmez ana kuralları öğrenmeden okuyan ve bu nedenle de mahşerde perişan duruma düşecek olan ümmetinden dolayı Hz. Muhammed’in üzüleceği belirtilmektedir. Bu da, Hz. Muhammed’in ümmetinden olacak tek şikâyeti demektir.
Buna göre, biz insanların Hz. Muhammed’i bu üzüntüden kurtarmamız ve Kur’an’ı anlayarak, düşüne düşüne ve öğrenmek üzere okumamız şarttır ki, O’nun yolunda olabilelim. Çünkü Müzzemmil suresinin ilk 4 ayetinde Hz. Muhammed’e böyle yapması emredilmiş ve O da bu şekilde Kur’an’ı okuyup buyruklarını öğrenmiş ve ondan sonra etrafındaki isteklilere öğretmeye başlayabilmiştir.
Müzzemmil-1. Ey gece örtünerek yatan /uyuyan /sıkılıp içine kapanan (Muhammed)! 2. Gecenin başlangıcında /ilk döneminde kalk uyuma, 3. Yarısından önce bir vakitte kalk, 4. Kendine göre bir zaman ayırarak kalk ve Kur’an’ı anlaya anlaya, düşüne düşüne oku /iyice öğren. 5. Çünkü Biz Sana çok ağır ve meşakkatli bir sorumluluk getirecek /öğrenmen ve öğretmen gerekli sözler vereceğiz.
Konuya kaldığım yerden inşallah devam etmek üzere sağlıkla kalın.
NOT- NÖVAK Vakfımızın kitaplarının gelirleri ile Eskişehir Tıp Öğrencilerine burs veriyoruz. Özel günlerinizde kitaplardan alır veya hediye ederseniz bize destek olur ve öğrenci sayımız artar: "DİN VE BEYİN", "SON DAVET KUR’AN", "KUR’AN KADINI KORUYOR", "OKU! Konularına göre Kur’an ayetleri", "KUR’AN’IN KULU KÖLESİ MEVLȂNA", “TEVRAT VE İNCİL’DE ÖNCEKİ İSLAM”, “KUR’AN VE SON İSLAM”, “ALLAH İLE ANLAŞMAMIZ VAR”, “ALLAH’TAN ALACAKLI OL”, “ÖZDE DİNDAR, SÖZDE DİNDAR” ve “ALLAH KİMİ SEVER, KİMİ SEVMEZ”




Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gazi Özdemir Arşivi