6-İbrahim ŞAVK (CUMADAN CUMAYA)

6-İbrahim ŞAVK (CUMADAN CUMAYA)

Kütüphaneler Haftası (Velüd Müellifler)

Bizler tarihimiz boyunca kitaba, kitap ehline gönül vermiş bir milletin çocuklarıyız. Kitap, bilgi hazinelerinin anahtarı, gençliği kötü alışkanlıklardan koruyan bir kalkan ve insan ruhunu gıdasıdır. En büyük bilgi ve kuvvet kaynağıdır. İnsanın duygu ve düşünce dünyasına, bilgi ve maharefini geliştiren bir unsurdur.
Eğitimci ve filozof Bacon "iyi kitaplar başarıya doğru uzatılmış bir köprüdür" derken ünlü hatip Çiçeron der: " Bir bahçe ve kitaplığın varsa hiç bir eksikliğin yoktur" sözleri ile mutluluğun kaynağının çiçek ve kitapda olduğunu işaret etmektedir. Kültürlü olabilmek için çok kitap okumak gerekir. İnsan ancak okumak ve yazmak ile hedefe ulaşır.
Yüce Rabbimizin ilk emri: "oku"= "ikra" emri ile başlamıştır. "İkra (Alakı emir fiilinin menfulü= nesnesi yoktur. Menfulü olmayan fiilin nesnesi, "faideli olan herşeyi" oku demektir. Faydası olmayan şeyleri okuma insanı sapıtacağı için terki evla görülmüştür.
Her medeniyet vev'i şahsına münhasır ilim, fikir ve sanat adamları yetiştirmiştir. Fakat cihanın tanıdığı faziletli adamları görebilmek için daha ziyade Müslüman Şark medeniyetine tetkik etmek gerekir. Hangi açıdan bakılırsa bakılsın Türk-İslam tarihi, böyle faziletli adamlar meşheridir. Bunlardan biri, Ali Emiri Efendidir. Bunun en önemli özelliği kitap hastası (Bibliyoman) olmasıdır.
Ali Emiri Efendiyi asıl büyük yapan husus ise pek çoğu yazmalardan meydana gelen, bu kıymetli kütüphaneyi şahsı için değil milleti için toplamış olmasıdır. Ali Emiri Efendi 23 Ocak 1924 günü sabaha Fransız Hastanesi'nde dünyada gözlerini yuman müşarun ileyh paha biçilmez kütüphanesini millete vakfetmiş "Ali Emini Kütüphanesi" ismi ile milli kültürümüze hediye edilmiştir.
Ali Emiri Efendi kitaplığı hakkında şöyle derdi: "Çocukluğumdan sonra böyle milyonluk kütüphaneyi meydana getirerek, onbeş, yirmi bin ciltlik kütüphanemi dokuz yaşımdan 60 yaşıma kadar elime ne kadar para geçtiyse hep kitap almaya harcadım. Mevlaya hamd olsun"
Bugün Ankara'da Millet Kütüphanesi olarak istifade ettiğimiz irfan yuvası onun bir ömür boyu nafakasından keserek meydana getirdiği yegane servetidir. Mevla ruhunu şad eylesin.
Hafta dolayısıyla tarihimizin iki büyük müellifini sizlere tanıtmak isterim.

Katip Çelebi ve Keşfü'z-Zunûn:
Tarih, coğrafya ve bibliyografya alimi olan Katip Çelebi (1608-1656) eserlerini şark ve garbı tanıyarak topladığı ve kütüphanelerdeki kitaplarla tarayıp edindiği nazari bilgilerle yazmıştır.
Şehrizade, onun gerek tarih bilgisi gerekse sahip olduğu tarih kitapları bakımından kendisinden önceki ve sonraki tarihçileri her cihetle geçtiğini söyledikten sonra bir hikaye anlatır:
-Şeyhulislam Yahya Efendi bir sohbet esnasında Katip Çelebi'ye sizde bin ciltten fazla tarih kitabınız bulunduğu rivayeti doğru mudur? diye sorar. Katip Çelebi, "Evet" diye cevap verir. Şeyhulislamın inanmadığını sezince ertesi gün on katırına birbirinden ayrı 300 cilt tarih kitabı yükleterek getirir ve evde ciltsiz halde bunlardan daha fazlası vardır" der.
Muhtelif mevzularda yazdığı eserlerinin İslam kültür hazinesini tespit itibariyle en mühimi "Keşf-üz Zünün an Esami-il Kütüp ve Funun"dur. Arapça olup onbeş bine yakın kitabı ve onbine yakın müellifi yazarı tanıtan büyük bir bibliyografya ansiklopedisidir. Latinceye tercüme ve tab edilmiştir. Mısır'da Almanya'da ve İstanbul'da basılmıştır.
İmam-ı Serahsi: İmam-ı Azam'ın ilmini İslam milletine ulaştıran büyük alimlerden Ebu Bekir bin Ebisehl Ahmed Serahsidir. 1009 senesinde doğmuştur. Bağdat'a babasıyla gelmiştir. Sayısız ilim adamı yetiştirmiş. Bu arada tahsilini tamamlamıştır. Buhara'da büyük ün salmış Şems-ül-eimme -imamların güneşi adıyle anılmış Hocası İmam Halvan'ın yerine ders okutmaya başlamıştır.
İmam-ı Azam Ebu Hanife mezhebinde yürüyen Serahsi İmamına uyarak hakkı söylemiş bundan dolayı hapsedilmiştir. 466/1073 de girdiği hapsenede islam aleminin ölmez hukuk abidelerinden biri olan "Elmebsut' adında 6335 büyük sahifeli otuz ciltlik kitabını ezberden hapsanede talebelerine yazdırmıştır. Ayrıca İslam devletler hukukunun en mükemmel kitabı olan İmam-ı Azamın talebesi, İmam-ı Muhammedin Siyer-i Kebir'inin dört de şerhini yaptırmıştır. 1073'de girdiği Özkent hapishanesinden 1087 de çıkan İ. Serahsi hapiste iken yarım kalan Siyer Şerhini tamamlamış ve ayrıca iki büyük ciltlik Usul-u Fıkıh kitabını yazmıştır.
Başta bu büyük İslam alimlerine, bıraktıkları eserleriyle yaşayan diğer bütün bilginlerimize Yüce Mevlamdan gani gani rahmet ve mağfiret diliyorum.
"Velud" kelimesi kültür literatüründe "eser veren" anlamı gelmektedir. (İ.Ş.)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6-İbrahim ŞAVK (CUMADAN CUMAYA) Arşivi