Leyla’m…

Ölüm soğuk.

O sıcacık…

Leyla’m diye seslenirken, o ipeksilik ondan…

Bir gülüşünün sarhoş eylemesi de adındaki kehanetten belki.

“Çok karanlık gece” demişler anlamına…

Yüzü hep gündüz oysa ki…

Bir gülüşü var ki…

Tanımayan vurulur.

Sevgi dolu, hayat dolu, tebessüm dolu.

Gülerken gözleri kısılır.

O gülüş değil midir Mecnun’u çöllere iten…

Bütün Leylalar aynı demek ki, öyle güzel…

Yaşı, 35, 36, 37…

Fark etmez.

Çok genç…

Ve çok erken…

Hücresi teslim oldu bir gün…

Adına kanser denilen zalime…

Ocak ayında…

Buz gibi bir veda yakışmadı.

Gündüz yüzlü Leyla’ma…

Hava soğuk ama o sıcak…

Kış güneşinde uğurladık.

Acısını bir de kalanlara sor.

Hem yaktı, hem üşüttü.

Ölen kalanlar sanki…

Her şarkı sızı…

Her şarkının içine sızmış sızısı, Leyla’sı…

O türküyü söyleyen herkes mi efkarlı?

Leyla diyen herkes mi özlemin diğer adı…

1 ay geçti…

Kalanlar bıraktığın gibi…

Bizi yok eden de o ya…

Sen nasılsın Leyla’m?

Senin adın yazdı.

Gittiğinde kış…

Şimdi ise bütün mevsimler sonbahar…

Bir fidan aldık Leyla’m…

Yeşili, doğayı çok sevdiğinden…

Diktik toprağa usulca…

Doğada var ol!

Hep bizimle ol!

Yanımızda ol!

Gündüz yüzlü Leyla’m

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Özge Zaim Arşivi