14 Mayıs’taki çifte seçimin üzerinden bir hafta geçti…

Sonuçları da kesinleşti.

Milletvekilleri paylaşıldı, TBMM’nin yeni dönem üyeleri belli oldu.

Cumhurbaşkanlığı seçimi ise noktalanmadı.

Daha doğrusu da yüzde 50’nin üzerinde oy alan aday çıkmadı.

2’nci tur seçim yapılacak.

İlk turda yarışan 3 aday var.

Recep Tayyip Erdoğan, Kemal Kılıçdaroğlu ve Sinan Oğan…

En fazla oyu alan Recep Tayyip Erdoğan…

Sonuca çok yaklaştı.

“Kıl payı kaçırdı” dense olur.

Onu izleyen aday, Kemal Kılıçdaroğlu…

Sinan Oğan, aldığı oylarla ilk turda elendi.

Elenmesine elendi de aldığı oylarla, seçimin ilk turda tamamlanmasını da engelledi.

2’nci turda yarışacak 2 aday var.

Recep Tayyip Erdoğan ve Kemal Kılıçdaroğlu…

Yarışa başlarken ilk turda alınan oyların “moral verme” ve “moral bozma” dışında bir anlamı yok.

Yarış baştan başlayacak.

Rakibinde 1 oy fazla alan da seçimi kazanacak.

İki adayın aldığı oylar belli…

Onların yanı sıra ilk turda Sinan Oğan’a verilmiş oylar var.

Sonuca doğrudan etki edecek kadar önemliler.

2 adayın gözü de o oylarda…

Görüşmeler yapılıyor.

Henüz bir sonuç alınmış değil…

Sinan Oğan ve onu destekleyen partilerin genel başkanları henüz kararlarını vermediler.

Bir başka deyişle de seçmenlerine bir adres göstermediler.

Kararları bugün yarın netleşir.

Seçmenlerine bir adres gösterme olasılıkları yüksek…

Gösterecekleri adresi bilemiyoruz…

Onların adres göstermesi kadar önemli bir şey daha var.

Seçmenlerin tamamı gösterilen adrese gider mi?

“Evet” demek olanaksız…

Gösterilen adrese gidenler olabileceği gibi tam tersi adrese gidenler de olabilir.

Sinan Oğan’a verilen oylar çok önemli…

En az onlar kadar önemli olan bir başka oy potansiyeli var.

Oy kullanmayan seçmenler ve geçersiz oylar.

Her ikisini de sayısı oldukça fazla…

Adaylar ve onları destekleyen ittifakların bileşenleri çağrı yapıp duruyorlar.

Yalnızca “çağrı” yeterli mi?

Elbette ki hayır.

“Çağrı” yeterli olsaydı ilk turda da sandığa gelip oylarını kullanırlardı. Aynı şekilde sandığa gelenler de “geçersiz oy” kullanmazlardı.

“Çağrı yapmak” dışında bir şeyler yapmak gerek…

Gerekmesine gerek de yapılıyor mu?

Bu soruya da “evet” yanıtını vermek olanaksız…

2’nci tur seçimler 28 Mayıs Pazar günü yapılacak…

Bugünden o güne ne kaldı?

Yalnızca 6 gün var.

İlk turdan bu yana 8 gün göz açıp kapatıncaya kadar geçip gitti.

Geriye kalan 6 gün de bir çırpıda geçip gidiverir.

Adaylar ve destekleyenleri “maç yeni başlıyor” deyip duruyorlar.

Farkında değiller, maç çoktan başladı.

Yarı devresinden fazlası da geride kaldı.

Onlar hala soyunma odasında bekliyorlar.

Neyi beklediklerini anlamak çok zor.

Haydi bir taraf ilk turda ciddi bir oy aldı.

Moral avantajına sahipler…

Dahası sonuna kadar kullandıkları iktidar olanakları da var.

“Onun için rahatlar” denilebilir.

İyi de muhalefet tarafına ne demeli?

Onlar neden bu kadar hareketsizler ki?

Anlamak gerçekten çok zor…