Tıp fakültelerinde görev yapan profesör, doçent, doktor öğretim üyelerin muayenehane açıp açmayacaklarına yönelik çelişkili karar ve uygulamalar var ki anlamak olanaksız…

Olayın başlangıcı 2014 yılına uzanıyor.

Öğretim üyeleri mesai saatleri dışında hizmet vermek için özel muayenehaneler açmaya başladılar.

2014 yılından önce muayenehane açan öğretim üyelerine müdahale edilmezken 2014 yılından sonra muayenehane açan öğretim üyelerine ‘’ muayenehane açamazsınız’’ denildi.

Sağlık Bakanlığı’nın uygulaması anlaşılır gibi değil…

Kabul edilebilir bir yanı da yok.

Her şeyden önce büyük bir adaletsizlik içeriyor.

Öğretim üyeleri ‘’eşitlik ve rekabet kurallarına aykırı’’ uygulamaya karşı davalar açtı.

Davayı kazanan öğretim üyeleri oldu.

Danıştay, ‘’öğretim üyesi hekimlerin muayenehane açabileceklerine’’ karar verdi.

Danıştay’ın bu kararı ile birlikte muayene açan öğretim üyesi hekimlerin sayısı arttı.

Yüzlerce öğretim üyesi hekim, tıp fakültelerindeki mesaileri bittikten sonra hizmet vermek için muayenehane açtı.

Aradan yıllar geçti.

Son bir yılda ne olduysa Danıştay kararları değişmeye başladı.

Daha önce ‘’öğretim üyeleri muayenehane açabilir’’ kararı veren Danıştay, son bir yıldır bu muayenehanelerin kapatılması yönünde kararlar veriyor.

Bu kararlar üzerine Sağlık Bakanlığı 81 ilin sağlık müdürlüklerine bir genelge yolladı.

Genelge ile ‘’ üniversitelerde profesör, doçent, doktor öğretim üyesi olarak görev yapanların 18 Ocak 2014 tarihinden sonra açtıkları özel muayenehanelerin kapatılması’’ isteniyor.

Sağlık müdürlüklerinin yapacağı belli…

Muayenehaneler için verilen ruhsatları iptal edecekler.

Eskişehir’de iptaller başladı.

Öğretim üyesi hekimlerin önünde 2 seçenek var.

Ya muayenehanelerini kapatacaklar ya da görev yaptıkları tıp fakültelerinden ayrılacaklar.

İkinci seçeneği tercih edenlerin sayısı oldukça fazla…

Öğretim üyesi hekimler muayenehanelerini kapatmak yerine ESOGÜ Tıp Fakültesi’ndeki görevlerinden ayrılmayı tercih ediyorlar.

Bunun yaratacağı sorunlar oldukça fazla…

Eskişehir Bilecik Tabip Odası Başkanı Dr. Hamit Güçlüer, bu konuya dikkat çekiyor.

“Kanunlarda, yönetmeliklerde herhangi bir değişiklik yok. Dolayısıyla Danıştay’ın önce açılması sonra da kapatılması yönünde vermiş olduğu kararları mantıklı bir şekilde açıklamak mümkün değil.

Bu kararla birçok üniversitede özel muayenehane açan öğretim üyelerinin görevlerinden ayrılmak için başvuruda bulunduğunu bazılarının emeklilik dilekçelerini verdiğini görmekteyiz. Bu durumda öğrenci ve asistan eğitiminin aksayacağı, tıp eğitiminin bundan büyük yara alacağı kesin.”

Tabip Odası Başkanı Hamit Güçlüer’in söylediklerine itiraz etmek olanaksız…

Gerçekten de alınan çelişkili kararlara akıl sır ermiyor.

Mantıkla açıklanamayacak kararlar da büyük sıkıntı yaratıyor.

En önemlisi de bu uygulama ile birlikte tıp eğitimi büyük yara alacak…

O yarayı sarmak da hiç kolay olmayacak…

Yapılması gereken belli…

Öncelikle Sağlık Bakanlığı genelgesi askıya alınacak…

Sonrasında da belirsizlikleri giderecek adımlar atılacak…

Bunlar yapılmayacak işler değil…

Kolayca ve bir çırpıda yapılabilir.

Acilen yapılmalıdır da…

Aksi takdirde zaten büyük sorunlar barındıran sağlık hizmetleri yeni ve büyük sorunlarla karşı karşıya kalır.