NAMUS İKAZI ÖNCE ERKEĞEDİR, ÇÜNKÜ...-2

Geçen haftaki köşe yazısında Namuslu olma ikazının Nur-30 ncu ayet ile önce erkeklere yapıldığını, çünkü erkeğin cinsel isteğinin daha çok yüzeysel beden beğenmesi, şekilci ve görsel olduğunu belirtmiştim. Ayrıca kadınlardan çok erkeklerin dünya malına, gösterişe ve fiyakaya daha çok yatkın olduklarını vurgulamış ve bu görüşümü de Al-i İmran-14 ncü ayet ile de desteklemiştim.
Erkeğin namus konusundaki irade zayıflığına vurgu yapma ve iradesini kuvvetlendirip hakim olma ikazlarına baktığımızda, birden fazla ayet ile ikazların yapıldığını görmekteyiz.
Nisa-34 ncü ayetin ilk cümlesinde yine önce erkeğe hitap edilmekte ve gerek kas gücüne dayanan kaba kuvvetleri ve gerekse ailenin geçimini sağlama sorumlulukları ile, kadınları koruyan, kollayan konumlarına dikkat çekilmektedir (Nisa-34. Erkek ve kadının birbirlerinden olan farklılıklarına baktığımızda örneğin erkekler, kadınlardan farklı olan kaba kuvvetleri ve aile gelirini sağlamaktan sorumlu olmaları nedeniyle, kadınları koruyan ve onlara sahiplenen konumdadırlar. Bu¬na karşın erdemli kadınlar ise erkeklerden farklı olarak tek başlarına da olsalar, Allah'ın koruyuculuğuna önem verdikleri gibi, kendilerinin ve ailenin mahremiyetine dikkat ederler, aile mutluluğu ve sorumluluğu bilincini taşırlar ve aileyi küçük düşürücü davranışlardan koruma özellikleri vardır. Bu sorumluluklarına dikkat etmediğinden kuşkulandığınız ve huzursuzluk, geçimsizlik yaratan kadınlarınıza, düzelmeleri için önce nasihat edin ve konuşun. Sonuç alamazsanız yataklarınızı ayırın, yine olmazsa bir süre birbirinizden ayrılığı deneyin, sonra yine de olmazsa evliliğinizi bitirin /son darbeyi vurun. Bu arada eşlerinizin düzeleceklerine ikna olursanız ve bu konuda söz alırsanız artık onları üzmeye bahane aramayın. Çünkü gerçek üstün ve büyük olan Allah'tır). Ayetteki 2 nci cümle ile kadınların daha çok ailenin duygusallık ağırlıklı koruyuculuğunda olduklarına vurgu yapılmakta ve namus konusunu daha fazla önemsediklerine dikkat çekilmektedir. Gerçeğe baktığımızda, evin ve aile bireylerinin duygusal ve kişilik özelliklerini şekillendiren, onlara bir nevi hayat eğitiminin ilk temel bilgilerini başlatan, kısacası terbiye eden anne olmaktadır. Bu nedenle de anne demek olan kadınların özellikle eğitilmeleri, okutulmaları ve bir meslek sahibi de olmaları çok çok önemli, hatta erkekten de önemli olmaktadır. Şu özdeyiş bu önemi belirtmektedir "Bir erkeği okutup eğitirseniz, sadece bir kişiyi, bir kadını okutursanız, bir aileyi okutmuş olursunuz".
Nisa-34 ncü ayete devam edersek, sanki sadece kadının aile sorumluluğunda hata yapması durumuna değinildiği ve nasihatlerle düzelmemesinde dövülmesi şeklinde yorumla yaklaşılmış ve erkekler tarafından yapılan bu yorum maalesef asırlarca istismar edilmiş bu hali ile "Erkeğe, Kadını dövme hakkı vardır" şeklinde kabul edilmiştir. Halbuki aileyi kadın ve erkek şeklinde iki kişi başlatmakta ve hem oluşacak her hangi bir hata, bu iki kişiden birinden kaynaklanmakta ve düzelmesi girişimi de diğer kişi tarafından yapılmalıdır. Dolayısıyla da nasihat eden kadın veya erkek olabilir. Ayette kullanılan Arapça "Drubuhunne" kelimesi, Kur'an'da birçok yerde ve başlıca "vurmak, örtmek, bitirmek, kapatmak, dışarı çıkarmak, ortaya çıkarmak, hazır hale getirmek, bir şey kurmak ve kullanılır hale getirmek, anlaşmak, göndermek, dövmek, örnek vermek, uzak tutmak, ayırmak, açıklamak veya mahkûm olmak" gibi farklı anlamlarda kullanılmıştır. İnsan psikolojisi ile kadının duygusallığını ve Allah'ın insana değer verişini ve Kur'an ile kadını korumakta oluşunu, insan neslini kadınla başlattığını ve Allah'ın kendisinden sonra şükredilecek olanın kadın olmasını emrettiğini düşünürsek, değil kadını dövmeyi, onu incitmeyi bile kabul etmeyeceğini bilmemiz gerekir. Bu nedenle, ayette geçen "drubuhunna" kelimesinin "onu dövün" anlamıyla kullanılması kesinlikle mümkün değildir. Çünkü böyle bir girişim, boşanmayacaklarsa, onları boşanmaya yönlendirici bir etki yapacaktır. Benim üzüldüğüm ve hayret ettiğim durum, asırlar öncesinden beri Kur'an'ı yorumlayan çoğunluğun, yorumlarında "kadını dövün" ifadesini kullanma gafletini işlemeleri ve 1-2 meal dışında bütün meallerde aynı kelimenin tekrarlanmasıdır. Allah'ın değerlendirmesinde bunun herhalde bir vebali olacaktır. Çünkü aynı kelime Nur-31 nci ayette olduğu gibi, birçok ayette "örtmek, bitirmek, kapatmak" anlamlarında kullanılmıştır.
Bilindiği gibi Hz. Muhammed'in Kur'an'ı tebliğ yolu ile gerçekleştirdiği ve tarihin en büyük KADIN DEVRİMİ girişiminden önceki cahiliye döneminde kadın, evlenme-boşanma-miras ve verasette, hatta hiçbir konuda söz hakkı olmayan, okutulmayan, çalışanı çok çok az olan (Hatiçe gibi), bir erkeğin 10-15 kadınla evlendiği, şahitliği kabul edilmeyen, ilk kız çocuğundan sonrakilerin gömüldüğü, horlanan, hiçbir konuda görüşü alınmayan, köle olarak satılan ve satın alınan, kocası ölünce, kocasının ailesine miras şeklinde kalan, paylaştırılan, şiddet uygulanması geleneksel bir uygulama olan, kadına yönelik suçlar için de devlet, kolluk kuvveti, kanun, hapis cezasının olmadığı bir durumdaydı. İşte böyle bir toplumsal kabul ortamında Kur'an Bakara-222 nci ayet ile de, kadını korumak üzere erkeğe bir ikaz yapıyor ve aybaşı kanamasında olduğu halde erkeğin hoyrat davranmamasını ve cinsel münasebetten kesinlikle uzak durması gerektiğinin kuralını açıklıyor (Bakara-222. Ey Peygamber! Sana kadınların aybaşı halini soruyorlar. De ki: "O, kadınlara özgü ve onlara eziyet verici bir hastalık halidir. Aybaşı halinde iken onlarla cinsel ilişkiye girmeyin ve kurtuldukları zaman, Allah'ın size uygun olarak yaratmış olduğu üzere onlarla ilişkide bulunun. Allah tevbe edenleri ve temiz kalpli, ahlâklı olanları sever".
NOT-1: Ayrıntılı bilgiyi NÖVAK Vakfının "SON DAVET KUR'AN (Kısa tefsirli tercümesi)" ve "İSLÂM'IN ŞARTI SADECE 5 DEĞİL" kitaplarında bulabilirsiniz.
NOT-2: 11 Mart 2015 Çarşamba günü saat 17-30-19.00 da Özdilek Sanat Merkezinde Halka açık "KUR'AN SOHBETLERİ"ne inşallah devam edeceğim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gazi Özdemir Arşivi