Vedat Alp dönemi…

Haziran ayı…

Yıl 2022…

Uzun yıllar Oğuz Türkmen ve Burak Türkmen’in sahibi olduğu gazete el değiştirdi.

Herkes şaşkın…

İş insanı Tohan Hazinedar tarafından satın alındı.

Hazinedar’ı da kentte kimse tanımıyor doğal olarak.

Araştırmalar başlıyor, dedikodular yayılıyor.

Herkes bir senaryo üretiyor.

Şimdi böyle rahat yazdığıma bakmayın, ben de bu konuda iyi senarist oldum.

Senaryolara eşlik etmedim değil…

Ben o yıllar muhabirim tabi…

Tecrübeli Gazeteci Murat Taşkın’ın Yazı İşleri Müdürlüğü görevini bırakmasının ardından yerine kim gelecek tartışmaları ve dedikoduları kentte hızla yayılırken elbette ki kimsenin aklına ben gelmedim.

Yani ben bile beni Yazı İşleri Müdürü olarak düşünmezken, bir kişi düşündü, güvendi.

Evet, şu anda gazetenin imtiyaz sahibi de olan Vedat Celal Alp…

Bu konuda da kendisine saygım sonsuz.

Tabi en düşünülmeyecek kişi Sorumlu Yazı İşleri Müdürlüğü görevine oturunca kentteki dedikodular da iyice ayyuka çıktı.

Özge Zaim boşuna müdür olmadı, tetikçilik yaptıracaklar, onu öne atacaklar, mahkemede o hesap verecek, kullanacaklar şeklindeki dedikodular gün geçtikçe kulaktan kulağa yayıldı.

Tetikçi diyenlerin hepsi yazım düşer düşmez okuyan ilk kişi oldu o da ayrı…

Kullanacaklar diyenler ben yazınca ikna oldu.

Eeee bunlar kimin sayesinde oldu?

Tabi ki Vedat abi…

Arada karıştırabilirim kusura bakmayın, tabi patron olunca bey mi demek gerekiyor, ağabey mi?

İşin şakası…

O bey’İlik laflardan pek hoşlanmaz, biz ağabey demeye devam edelim.

Sayısı her geçen gün azalan “gazetecilik” mesleğine direnen ender kişilerden biri aslında…

Habere sadece haber olarak bakan, kimseye eyvallahı olmayan, zenginlere karşı rest çekebilen, rest çekerken de ikna gücünü iyi kullanan gazetecilerden…

Her zaman özenerek de bakmışımdır bu özelliğine…

Herkese rest çekip nasıl saygı duyuluyor ki diye?

Ben de rest çekiyorum ama bir bakmışım ertesi günü engel yemişim.

Allah allah!

Bir gün bana “sosyal medyada kavga ediyorsun sen. O zaman İstikbal Gazetesi işin içinden çıkıyor. Senin kişisel mevzun oluyor” deyince kafamı kaşıya kaşıya gitmiştim.

Haklı yanları da vardı.

Ben rest çekerken de ayarsızım napayım…

He birde Yazı İşleri Müdürü yaparak “seni öne atacak” diyenlere de yanıt vereyim.

Çoğu iddialı yazıları “özgürce” yazıyorum.

Karışmıyor, sansür uygulamıyor, müdahale etmiyor.

Ertesi günü okuyor.

Hatta uyardığı da oluyor, “Çok yazma, sen bu konuya pek girme” diyerek ama ben yine dayanamıyorum giriyorum o ayrı…

Eskişehir’de yıllarını vermiş usta gazeteci yeni bir dönemle birlikte gazetenin de imtiyaz sahibi oldu.

Gazeteciyi bilen, gazeteciliği bilen, gazetecinin sorunları bilen gazeteci ile yeni dönemde de yola devam.

Patrona biraz yağ çekmiş gibi olacağım ama bugün hak ediyor sanki…

Eskişehir’in en şanslı Yazı İşleri Müdürü değil miyim?

Bu arada bu kadar iyi haberden sonra size birde kötü haberim var.