Problemi Araştırmak, Tanımlamak ve Açıklamak

Şu haberden söz etmiştim: “Eskişehir’de Musaözü Göleti’nin ardından Porsuk çayı’ndan beslenen Sarısu Sulama Kanalı da büyük oranda kurudu.” Bazı problemler zaman içinde denetlenmeyen şartlardan, alınmamış önlemlerden, yerine getirilmemiş gereklerden, hatalı tüketimden ya da başkaca nedenlerden fark edilmeden gelişir. Bir kritik noktadan sonra ortaya çıkar. Su problemi, ülkenin her noktasında yaşanan bir problemdir. Suyu asfalt yollardan kanalizasyonlara, oradan da akarsularla denize boşaltan bir mantık var olduğu sürece su yetersizliği bir genel problem olmaya devam edecek.


 


Yerüstü ve yeraltı su kirliliği ise bir başka sorun olarak büyümeyi sürdürüyor. Kimyasal ve biyolojik atıkların yeraltı sularına karışması, gübre ve ilaç kullanımındaki barbarlık, vahşi sulama sistemleriyle yeraltı sularının hızla yok edilmesi, bu arada toprağın tuz deposu haine dönmesi geçmişten geleceğe doğru uzanıyor. Bu arada su zengini gibi görünen havzalar büyük bir ivmeyle bu özelliklerini yitiriyor. Su konusu, ülkemiz ve bölgemiz için gerçek bir problem olarak yükseliyor.


 


Bir problemin varlığı, olumsuz veya istenmeyen bir durumu ifade eder. Problemin çözümü ise, olumsuz olarak nitelenen durumun değiştirilmesidir. Değişim için öncelikle problem olarak belirlenen durumun araştırılması gerekir.


 


Bir araştırma yapmak, ilgilenilen konuyla ilgili bir dizi soru sormak demektir. İletişimcilerin 5N1K diye kodladığı yaklaşım, neredeyse problem araştırmasına denk düşer. Problemin içinde kimler veya neler var? Problemden dolayı kaybeden ve varsa kazanan kimler? Problemin çözümünü isteyen kim? çözüme kim sponsor olacak? Kimler çözüm için uğraşıyor?


 


Problemin kapsamını, bir merkez etrafında oluşturulmuş halkalar halinde düşünebiliriz. Halkalar büyüdükçe, problem kapsamına daha fazla canlı veya cansız aktör girer. Halka merkeze doğru daraltıldıkça, problem daha basit hale gelir. Problemi araştırırken doğru belirlenmesi gerekenlerden birisi, problemin kapsamıdır. Problemin tanımı ve çözümü, kimleri veya neleri içine alacaktır? Problem üzerinde peş peşe yapılacak genişletme-daraltma araştırmaları ile kapsam doğru biçimde saptanabilir. Problemi doğru, sağlam ve kaliteli ama en basit biçimiyle tanımlamak ve çözmek isteriz.


 


Problemin çözümü için çok farklı niteliklerde olabilen kaynaklar gerekecektir. Bu bağlamda para, insan kaynağı, bilgi, yöntem veya hammadde kaynağına ihtiyaç duyulabilir. Problemin uzak ve yakın çevresindeki kaynaklar ve imkânlar, çözüm için önemli olabilir. Bu arada probleme konu olan unsurlar arasında da halen yeterli ölçüde kullanılamayan; ama çözüme katkı yapacak kaynaklar bulunabilir.


 


Bir problemin çözümü, çoğu zaman beyaz bir kâğıt üzerine resim yapabilmemize imkân kılacak ölçüde rahat ve kolay değildir. Gerçek problemlerin çözüm süreci, birtakım kısıtlara sahiptir. Mekân, zaman, kaynak ve daha önceden belirlenmiş şartlar nedeniyle çeşitli kısıtlar bulunur. Sıklıkla problemin yaşandığı işyeri ve birimle ilgili veya yöneticiler tarafından konulmuş kısıtlarla karşılaşılır. Yasal mevzuat, standartlar veya daha önceden yapılmış sözleşmeler, pek çok durumda problem çözümüne kısıtlar oluşturur.


 


Kısıtlar; mekânın uygunsuzluğu, finansman yetersizliği, insan kaynağının sayısal yetersizliği gibi maddi temelli olabilir. Sosyal sermaye (örneğin karşılıklı güven ve işbirliği) yetersizliği veya problem çözme performansındaki düşüklük gibi soyut ya da düşünsel beceri zafiyetinden kaynaklanabilir. Sayısı, türü veya gücü ne olursa olsun; eğer bir problem varsa ve çözümü isteniyorsa, kısıtlar mutlaka dikkate alınmak zorundadır.


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Gürcan Banger Arşivi